N.R.C. için çalışıyorum; ama kazalar ve sızıntılar benim alanım dışında. | Open Subtitles | أنا أعمل لدى الهيئة التنظيمية النووية و حوادث السقوط ليست اختصاصى |
Bu yüzden çelik yelek istiyorum James. Böyle kazalar için. | Open Subtitles | لهذا السبب نحتاج إلى السترة الواقية، لتفادي حوادث مثل هاته |
Ama kazalar olabilir ve hâlâ olacaktır; olduğu zamansa, sonuçları programcılar veya karar alıcılar tarafından aylar veya yıllar önce belirlenebilir. | TED | ولكن لاتزال هناك إمكانية لوقوع حوادث وعندما تحدث يمكن تحديد نتائجها أشهر أو سنين مقدماً من قبل المبرمجين أو المسؤولين |
Bunlar küçük çaplı kazalar ve düşünmemiz gereken şey üzerlerine çektikleri bu dikkati, bu reytingi, almaları gerekiyor mu? | TED | هذه حوادث صغيرة الحجم، ويجب أن نستغرب سواء كانت تستحق هذا النوع من الإعلام، هذا النوع من التغطية، التي تحظى بها. |
Bilirsin, araba kullanabilirsin; ama gene de kaçınılmaz kazalar vardır. | Open Subtitles | كما لو أنك تجيدين القيادة ولكنك تقومين ببعض الحوادث العرضية |
Basitçe çok fazla rastgele faktör var. kazalar, doğum kazaları, insanların kafalarına bir şeylerin düştüğü kazalar, hastalıklar, vs. | TED | ببساطة هناك الكثير من العوامل العشوائية. الحوادث،حوادث الولادة، حوادث وقوع الاشياء على رؤوس الناس ، الامراض , الخ. |
Şehirli insanlar doğada yeni heyecanlar ararken kazalar ve hatta ölümler gerçekleşebilir. | Open Subtitles | كما يتحول بمدني الحضرية ل البرية ل اكتشاف الاثارة مختلفة, حوادث وحتى الموت يمكن أن تؤدي. |
46,400 tane şöför ölümcül kazalar yaptı. | Open Subtitles | تعرض 46 ألف سائق إلى حوادث مميتة بالطريق السريع |
Bunlar basit kazalar değil, dostum. | Open Subtitles | و الآن اليوم الرابع ؟ هذة ليست محض حوادث يا صديقي |
Madam, son birkaç gündür çok garip kazalar meydana gelmiş. | Open Subtitles | .. فكما ترين يا سيدتي عدة حوادث مثيرة للفضول حدثت في الأيام الماضية |
Bunlar basit kazalar değil, dostum. | Open Subtitles | و الآن اليوم الرابع ؟ هذة ليست محض حوادث يا صديقي |
Madam, son birkaç gündür çok garip kazalar meydana gelmiş. | Open Subtitles | .. فكما ترين يا سيدتي عدة حوادث مثيرة للفضول حدثت في الأيام الماضية |
Ama aramaya devam ederken, kazalar olabilir. | Open Subtitles | لكن بينما ابحث عن الجواب، قد تحدث حوادث. |
Düşmesinden önce uçağı terk etmeyi başaran kişiler kısa bir süre içinde, garip ve gizemli kazalar sonucu hayatlarını kaybettiler. | Open Subtitles | الأحياء الذين خرجوا من الطائرة قبل إنفجارها قتلوا قريباً في حوادث أخرى عرضية |
Kahretsin, daha eğlenceli kazalar görmüştüm. | Open Subtitles | جحيم دموي ، ولقد رأيت حوادث الطرق أكثر تفاؤلا. |
Daha önce de arkadaşlarımın öldüğünü gördüm, kazalar, hatta cinayet. | Open Subtitles | ,سأقول لك شيء لقد رأيت أصدقاء يموتون من قبل ,حوادث ,و حتى جرائم القتل |
Freddy duymadan yapalım, başka kazalar olmasın. | Open Subtitles | لنفعل هذا قبل أن يعرف, لا نريد حوادث أخرى |
Hepsi de, ya kalp krizi ya da endüstriyel kazalar nedeniyle. | Open Subtitles | تم تعزيتها جميعا إلى نوبات قلبية أو حوادث صناعية |
Sizin sigorta poliçeniz hırsızlık, yangın, dolandırıcılık gibi kazalar için. | Open Subtitles | ..تأمينك يؤمنك ضد الحوادث مثل: السرقة ، الحريق ، والخداع |
" kazalar genelde bu şekilde... " | Open Subtitles | وأحياناَ في خطورة سلامته الشخصية ويتعرض للحوادث أحياناَ |
Yaptığım deneylerde insanlara kurgulanmış sahte suç ve kazalar göstererek onlara bu konuda neler hatırladıklarını sordum. | TED | لقد فعلت ذلك لبلدي التجارب التي تنطوي على عرض الناس محاكاة الجرائم والحوادث وطرح عليها أسئلة حول ما تذكر أنهم. |
Ondan önce üç kişi evde geçirdiği kazalar yüzünden hastanelik oldu. | Open Subtitles | وقبل هذا كان لدي ثلاث رجال تعرضوا لحوادث وهم في المزل |
Bu sabah şehir patlamalar, kazalar ve elektrik kesilmeleriyle uyandı | Open Subtitles | على مدار السنوات الماضية ونحن نقوم بتغطية أهم الأحداث من انفجارات وجرائم قتل وسلوك شاذ ولكن الامر مختلف لما حدث هذا الصباح |