Sen ve Huck'tan, Sally'nin kocasının ölümüyle ilgili herbir şeyi araştırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ وهاك أن تحضران لي كل ما تجدناه عن موت زوج سالي |
Saat 16.10'da, o öğleden sonra Juliette ve Marianne'ın Juliette'in kocasının çalıştığı garaja gelişlerini, nasıl gösterir veya anlatabilirsiniz? | Open Subtitles | كيف تقول أو تبين أن في الساعة 4: 10 عصر ذلك اليوم، جاءت جولييت وماريان لأحد ورش السيارات حيث يعمل زوج جولييت؟ |
kocasının ağzından yazılmış gibi görünen mektubu ben yazdım. | TED | أنا من كتبت رسالة الزوج التي قرأتها عليكم. |
Hey, kocasının bir resmi olacaktı. | Open Subtitles | مهلا، لدينا صورة من هذا الزوج من راتبها. |
Bir kadın, kocasının başına gelenlerden dolayı kendisini ister istemez suçlar. | Open Subtitles | تشعر الزوجة بشكل حتمي أن لديها دوراً ما فيما يحدث لزوجها |
kocasının hobisinin otoriter kadınla kırbaç saklamaca oynamak olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | إعتقدت أن زوجها كان يلعب إخفاء السوط مع معالجته للسيطره |
Akıllıca bana kocasının kadın peşinde koşmasına aldırış etmediğini çünkü onun dünyanın en nazik kocası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ان مغازلته لا تضايقها, لانه فعلاً زوج طيب |
Teyzemin yeni kocasının kendine ait bir işi var. | Open Subtitles | زوج عمتي الجديد لديه عمله التجاري الخاص. |
Annemin yeni kocasının seni neden evde istemediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتخيل سبباً يجعل زوج أمّنا الجديد لا يريدك في المنزل؟ |
Halanızın kocasının kardeşinin oğlu. California'da muhasebeci. | Open Subtitles | إنه ابن اخت زوج أخت والدك إنه محاسب معروف في كاليفورنيا |
Sen de anlayışla karşılarsın ki kocasının bu olayda hiç suçu yoktu. | Open Subtitles | ومع ذلك , نتفق أنه لا يوجد لوم على الزوج |
kocasının kumarda hile yaptığını iddia ederek, ki bu doğru değil karısını yanında rehine olarak tutuyor. | Open Subtitles | ادعى ان الزوج غش في لعب الورق وهذا لم يكن صحيحا فأخذ الزوجة معه لتعيش كرهينة |
Bir gün kocasının metresinden bir telefon geliyor. | Open Subtitles | ثم الزوجه تأتي لها مكالمه من عشيقة الزوج |
Aşığı kocasının bardağını zehirler, ve sonra, adamın dikkati başka yerdeyken, eşi onun içkisini içer. | Open Subtitles | لقد وضع العاشق السم في كأس الزوج ثم عندما التها عنها الزوج, قامت المرأة بشرب الكأس |
Sarışın iş arkadaşının kocasının sürekli olarak asılmasına karşı koyan fakat kaba bahçıvanın ona dokunmasına karşı koyamayan seksi hizmetçi hakkında. | Open Subtitles | إنه عن خادمة مثيرة والتي تقاوم بإستمرار حركات التقدم لزوجها الأشقر وزميلها في العمل والذي لا يستطيع منع يده الصلبة عنها |
kocasının uzaklaştırdıktan ve küçük oğlunu gönderdikten sonra uzakta, yatılı bir okula. | Open Subtitles | بينماكانتدنيتهاتتفكك، .. بعدأن إستسلمت. لزوجها و أرسلت إبنهما |
kocasının hobisinin otoriter kadınla kırbaç saklamaca oynamak olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | إعتقدت أن زوجها كان يلعب إخفاء السوط مع معالجته للسيطره |
Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey... takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten... daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil. | Open Subtitles | ذلك الشئ الجميل الحلو الذى قابلناة بالأسفل أنه غير قادر على أى شئ أسوأ إنخِفاض أطقم أسنانها إلى بيرةِ زوجِها. |
Bayam Ferris bana yazmaya katkın olmadığını, bütün işi kocasının yaptığını söylediğinde, | Open Subtitles | حينما أخبرتني زوجته أنك لم تساهم في الكتابة وزوجها مارس كل العمل |
Bir iki gün sonra o da kocasının yanına gidecekmiş. | Open Subtitles | فقط ليوم أو شيء من هذا القبيل , ثم أنها تخطط للحاق بزوجها |
Onu takip ediyorsun. Onun kocasının hayatta olduğunu düşünmesini sağlamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تتجس عليها محاولاً جعلها تعتقد بأن زوجها مازال على قيد الحياة |
Onları öldürmeden önce, Karla kocasının baygın vucutlara tecavüz etmesini videoyaya çekerdi. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ قَتلوهم، كارلا تُصوّرُ بالفديو زوجَها الذي يَغتصبُ الأجسامَ الغير واعيةَ. |
Kamptayken okuduğum mektuplarda annemin kocasının nasıl duygusal olarak uygun olmadığı yazardı. | Open Subtitles | كنت أقراء رسالة في المخيم عن كيف لزوج أمي لم يكن متاح عاطفياً! |
Onun kiliseye giden, gerçek göğüsleri olan ve kocasının ekstralarını bilmemesi gereken bir karısı var, tamam mı? | Open Subtitles | لديه زوجه , تذهب للكنيسه دائماً ولديها صدر حقيقي ولا تريد معرفة تفاصيل إضافيه عن زوجها, إتفقنا؟ |
Annesinin altı çocuğu, bir ineği, arka bahçede de kocasının mezarı vardı. | Open Subtitles | أمها كان لديها 6 أطفال بقرة و قبر زوجها في الفناء الخلفي |
Mahkumun karısı size bir bıçak gösterip kocasının ekmek doğrarken bileğini kestiğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل أرتك زوجة القتيل السكين ؟ و قالت لك أن زوجها قد جرح رسغه أثناء تقطيعه الخبز ؟ |
Savcılık, kocasının defalarca arayıp aleyhine ifade vermek için yalvardığını söyledi. | Open Subtitles | قال المدّعي العام أنّ زوجها إتّصل عدّة مرّات، يتوسّل للشهادة ضدها. |
Pat Allen'ın aklına, kocasının ona yalan söyleyeceği asla gelmezdi. | Open Subtitles | بات الن لا يمكنها ان تتخيل ان زوجها يكذب عليها |