"konuşmazdı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتحدّث
        
    • لم يتكلم
        
    • لم تتحدث
        
    • لم يكن يتحدث
        
    • لم يناقش
        
    • لتتحدث
        
    • مع أولِ مِن
        
    • لم يتحدث عن
        
    Kimseyi tanımıyordum ve kimse onun hakkında konuşmazdı. Open Subtitles أنا لا أعرف شخص واحد ومع ذلك لا أحد يتحدّث عنه
    Kendi halindeydi, insanlarla fazla konuşmazdı. Open Subtitles مُجرّد أنّه انطوى على نفسه، ولمْ يتحدّث كثيراً للناس.
    Kendi halindeydi, insanlarla fazla konuşmazdı. Open Subtitles مُجرّد أنّه انطوى على نفسه، ولمْ يتحدّث كثيراً للناس.
    Bilgisayarlarımızda çalışmadığı sürece bizimle konuşmazdı. Open Subtitles لم يتكلم معنا مالم يكن يعمل على حواسيبنا
    annem bu konuda hiç konuşmazdı. Ve geçen yıl beni o okula koydu. Open Subtitles لم تتحدث أبداً عن الأمر ، ثم وضعتني العام الماضي في تلك المدرسة
    Hiç dostu yoktu, hiç düşmanı da. Kimseyle konuşmazdı. Open Subtitles لم يكن لديه أي أصدقاء أو أعداء لم يكن يتحدث إلى أي أحد.
    Babam yemek masasında asla iş konuşmazdı. Open Subtitles أبى لم يناقش العمل أبدا أمام الأطفال
    Delores hayatta bizimle böyle konuşmazdı. Open Subtitles ديلوريس لم تكن لتتحدث لأي شخص بتلك الطريقة
    Pek konuşmazdı, bir gün ona, Open Subtitles لم يكن يتحدّث كثيراً حقّاً , لذلك في يومٍ ما
    Kyle Aldridge, altındaki hiç kimseyle konuşmazdı, ki bu herkesi kapsıyor. Open Subtitles (كايل أولدريدج) لا يتحدّث إلى أيّ شخص ذلك طبعه مع الجميع
    Mark kendisi hakkında çok konuşmazdı, ama o 2011 yılında bir kolejli çocuk. Open Subtitles حسنًا، (مارك) لم يتحدّث عن نفسه كثيرًا، لكنّه فتى كليّة في 2011
    O hiç konuşmazdı. Open Subtitles لا يتحدّث ابدًا.
    Bu konuda konuşmazdı. Open Subtitles ‫لم يكن يتحدّث عنه
    - Eski erkek arkadaşım benimle konuşmazdı. Open Subtitles -فخليلي السابق لم يكن يتحدّث إلي قط .
    Pek fazla konuşmazdı, küfür etmek dışında. Open Subtitles لم يتكلم كثيراً باستثناء قول الأمور الرهيبة
    Çok konuşmazdı bahşiş istemezdi. Open Subtitles لم يتكلم كثيراً, و لم يجادلني بالبقشيش
    Onu efsane yapan bir şey daha vardı..hiç konuşmazdı Open Subtitles كان هناك شيء واحد جعل منها أسطورة ولكنها لم تتحدث عن ذلك ولكن قالت ان الانتربول كان قريب من يقبض عليها مرة واحدة،
    Çok fazla insanlarla konuşmazdı, onu müzikle tanıştırdım ve ilk defa böyle bir tepki verdi. Open Subtitles لم يكن يتحدث كثيرًا وعندما أسمعته الموسيقى كانت هذه هي ردة فعله
    Babam yemek masasında asla iş konuşmazdı. Open Subtitles أبي لم يناقش العمل أبدا أمام الأطفال
    2 yıl önce böyle bir kız benimle konuşmazdı bile. Open Subtitles منذ سنتين، فتاة مثل هذه لم تكن لتتحدث معي
    Yemek masasında babam konuşmadığı sürece kimse konuşmazdı. Open Subtitles في منضدةِ الطعام التي أنت لا تَستطيعُ أَنْ تَتكلّمَ مالم تَكلّمَ مع أولِ مِن قِبل أبي.
    Birlikteyken asla işten konuşmazdı. Open Subtitles لم يتحدث عن العمل ابداً عندما نكونُ معاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more