"konuştuğunu" - Translation from Turkish to Arabic

• تتحدث
• تتحدثين
• تحدث
• تحدثت
• تتكلم
• يتكلم
• يتحدثون
• تتحدّث
• تكلم
• يتحدّث
• يتحدث مع
• تتكلّم
• تحدّث
• تحدثتى
• تتحدثون

Apaçiler adına konuştuğunu düşünüyorsun ama yalnızca bir korkak ve katilsin.
اتظن انك تتحدث باسم قبيلة الأباتشي ولكنك لست سوى جبان وقاتل

Ailesi biriyle konuştuğunu duyduktan sonra çekip gitmiş. Hayalet,Daniel miymiş?
لقد هربت من والديها بعد أن سمعاها تتحدث لشخص ما

Aynı zenci adamla senin sanat sergisinde de konuştuğunu iddia ediyor.
وتزعم أنه نفس الرجل الذي كنتِ تتحدثين معه في المعرض الفنى

Bahse girerim öyledir. Beyni ölmüş bir vericinin seninle konuştuğunu iddia ettiğini söyledi.
هو يقول أنك زعمت أن المتبرع بالعضو ذو الدماغ الميتة تحدث إليك,أهذا صحيح؟

Neden bana, öldürülmeden bir hafta önce Evelyn Mercer'la konuştuğunu söylemedin?
لماذا لم تخبرنى أنك تحدثت مع إيفلين ميرسا قبل وفاتها بإسبوع؟

1933'de Hitler hakkında konuştuğunu hatırlıyorum.
أتذكر عندما كنت تتكلم عن هتلر فى عام 1933

Ondan sonra Jake'in ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum bile ama fark ettiğiniz gibi konuyu değiştiriyor.
حقيقة لا أعرف حتى ما يتكلم عنه جيك بعدها، لكنك تلاحظ أنه يغير الموضوع.

Bak, eğer şimdi başlatırsak herkes senin hakkında konuştuğunu bilecek.
اسمعي ، إذا أطلقناه الآن فسيعلم الجميع أنها تتحدث عنكِ

- Sadece Çince konuştuğunu sanmıştım. - Çinliyim. Doğma büyüme Pekinli.
إعتقدت أنك تتحدث الصينية فقط أنا صيني، ولدت ونشأ في بكين

Eğer insanlar burada benimle konuştuğunu bilselerdi, seni kendileri öldürürdü.
لو عرف البشر انك هنا تتحدث الىّ لقتلوك هم بأنفسهم

Yeni bir başlangıç yapmalıyım. Ve sen onun benimle nasıl konuştuğunu gördün.
علي أن أبدأ من جديد وقد رأيت الطريقة التي تتحدث إلي فيها

Yedek Subay Okuluna girememiş bir adamla konuştuğunu bil önce.
وتفهم أنك تتحدث لرجل لم يستطع الدخول لمدرسة الضباط المرشحين

Kusura bakma Emily, ama gerçekten ne konuştuğunu bilmiyorsun, değil mi?
بدون اهانة يا اميلي لكن لا تعرفين عما تتحدثين اليس كذلك؟

konuştuğunu görüyorum ama eskiden olsa bana saldırırdın.
لاحظت بأنك تتحدثين في حين أنه لو كنت مكانك لكنت هاجمتني

Doktorlar, Fransızca anlama yeteneğini tamamen yitirdiğini... ama yerel bir şiveyle olsa bile... akıcı bir şekilde İngilizce konuştuğunu saptadılar.
واكتشف الطبيب انه فقد التفاهم مع الفرنسيين ولكنه تحدث الانجليزية بطلاقة وكان بلهجة خاصة لم يفهموها

Ne bir müşteriyle konuştuğunu hatırlayan ne de arabasını otoparkta gören var.
لاأحدَ يتذكر أيَ زبون قد تحدثت إليهِ لاأحدَ يتذكر رؤية سيارتها بالرآب

Onun sözlerini dinlemelisiniz. Ne konuştuğunu bildiğine eminim.
انصتي إليه، انا استطيع ان اقول لك انه يعرف ما الذي يتكلم عنه

2050 yılı için birçok insanın bu %80 lik azaltım hakkında konuştuğunu duymuşsunuzdur.
لعام 2050، سمعتم العديد من الناس يتحدثون حول هذا الإنخفاض ب 80 في المائة.

Tek başına kalınca da böyle kötü konuştuğunu görmek isterim.
أريدك أن تتحدّث بهذه الشجاعة حينما تكون لوحدك، أيّها المعتوه

Birşey bildiğini değil, konuştuğunu söyledim.
لم أقل إنه يعلم شيئا. فقط قلت إنه قد تكلم

Adamın seninle konuştuğunu duyuyorsun, amına koyum sana övgü yağdırıyor, sense salak gibi bakıyorsun.
أيها الوغد ، تسمع الرجل يتحدّث إليك ويمدُحك بينما تقف أنت كالغبي

Yanıt verdim ve ulaştığımda, Jason'ın Golden Gate Köprüsü'sünde görevli memurla konuştuğunu gördüm.
استجبت ، وعندما وصلت ، راقبت جيسون وهو يتحدث مع ضابط الجسر

Kasaba şerifiyle benim hakkımda konuştuğunu duydum.
أسمع بأنّكَ كنت تتكلّم مع المـارشـال المحلّي عنّي

O çocuğun bugün benimle nasıl konuştuğunu unutmam mı gerekiyor?
أفترض نسيان الأسلوب الذي تحدّث به هذا الفتى معي اليوم ؟

Sloane'un çalıştığı insanlar yani Müttefikler, senin onları terk ettiğine inanırsa, konuştuğunu düşündükleri herkesi ortadan kaldırır.
اذا تركتيهم,سوف يقتلون أى شخص يعتقدون أنك تحدثتى معه.

Hepinizin konuştuğunu duyuyorum ama neyin eksik ya da farklı olduğunu söyleyecek biri var mı?
أسمعكم تتحدثون كثيراً يا رفاق، لكن هل سيذكرُ أي أحد منكم ما المفقود هنا، ما المختلف هنا؟