| Neyse, ayrıca burada denilmiş ki "Evlenmeden önce cinsel tercihi konusunda yalan söyledi". | Open Subtitles | و قالت أيضاً أنك كذبت بشأن ميولك الجنسي قبل الزواج |
| Yalan söylüyorsun. Bu gece yalan söyledin. Kitabımın bir şansı olup olmayacağı konusunda yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد كذبت الليلة كذبت بشأن ما تعتقده حول طبيعة فرص كتابي |
| Yolculuğu saklamadığı halde neden esrar konusunda yalan söylesin ki? | Open Subtitles | لماذا يصارحنا بأمر الرحلة لكن يكذب بشأن التدخين؟ |
| Polislik yapmış. - 9 ay için. Ordudan atılışı konusunda yalan söylediği anlaşılınca tekmeyi basmışlar. | Open Subtitles | ، عندما إكتشفوا بأنه كذب بشأن إقالته .قاموا بطردته |
| Yani eşyalarını bit pazarından aldığı konusunda yalan mı söylüyor? | Open Subtitles | إذاً كانت تكذب بشأن جلب بضائعها من أسواق البضائع المستعملة؟ |
| Ne demek yani kim olduğum konusunda yalan söyledim? | Open Subtitles | ما الذي تعنيه بأنك قد كذبت بخصوص من تكون ؟ |
| Ama öte yandan çocuklarıma şaplak attı, içmesi konusunda yalan söyledi ve bir defasında kayınvalidesine attığı tokadı gördüm. | Open Subtitles | ولا أنا أيضا, ولكن من ناحية أخرى لقد ضربت أطفالي و كذبت بشأن شربها ومرة رأيت أثر ضربتها على عمتها |
| Kitap okuduğun konusunda yalan söylesen bile yine de aptal görüneceksin. | Open Subtitles | لا ليس تماما لأنك لازلت تبدو معتوها0 حتى و أن كذبت بشأن قراءتك للكتب0 |
| Silah konusunda yalan söyledim. Silahı yoktu. | Open Subtitles | لقد كذبت بشأن السلاح لم يكن يملك أي سلاح |
| Gösterişli çitler ve küçük obez çocuklar konusunda yalan söyledim. | Open Subtitles | حسنا ،لقد كذبت بشأن أشجار الزنجبيل والأطفال الصغار السِمان |
| Neden rehabilitasyon konusunda yalan söylüyorsun? | Open Subtitles | لماذا كذبت بشأن المصح؟ لأن السبب الحقيقي لرحيلي |
| Elbette ilaçlarla tetiklenmemişse. EPO konusunda yalan söyledi. | Open Subtitles | إلا إن كان من المخدرات كان يكذب بشأن إلايرثروبوين |
| Benimle tanıştığı gece konusunda yalan söylüyor. Neden bilmiyorum. | Open Subtitles | إنـه يكذب بشأن مقابلتـي تلك الليلـة لا أعلـم السبب |
| Evliliğimizi ilk açtığımızda bekar olduğu konusunda yalan söyleyen biriyle beraber oldum. | Open Subtitles | عندما اتفقنا أوّل مرّة على الزواج المفتوح، عاشرتُ رجلاً كذب بشأن كونه وحيداً |
| Bunlar bile seni efsane yapmaya yeter. Dilin konusunda yalan söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | هذه قصة أسطورية بم يكفي لا يجب أن تكذب بشأن لسانك |
| Ne demek yani kim olduğum konusunda yalan söyledim? | Open Subtitles | ما الذي تعنيه بأنك قد كذبت بخصوص من تكون ؟ |
| Anne, çok üzgünüm. Sana evlilik konusunda yalan söyledim. | Open Subtitles | لقد كذبت عليك يا أمّي، كذبت عليك بشأن زواجي |
| Öldürüldüğü gece kadınla yattığın konusunda yalan söyledin. | Open Subtitles | -أنت كذبت عن النوم مع إمرأة في ليلة مقتلها |
| Şerif, referansların konusunda yalan söylediğini söylüyor. | Open Subtitles | مدير الشرطة يقول بأنّك كنت تكذب حول ثبوتياتك |
| Bana inanma konusunda yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ كُنتِ تكذبين بشأن تصديقي |
| Porto Rikolu olmam konusunda yalan söylediğimi düşünüyorlar. | Open Subtitles | في الواقع يظنّونني أكذب بشأن كوني بورتريكيّ |
| Ona inanmıyorum. Bence dörtleme konusunda yalan söylüyor. | Open Subtitles | اسمعي , أنا لا أصدقه , أظن أنه يكذب حيال أمر الرباعية كله |
| Kanser yemeği konusunda yalan söyleyen kanser doktoru ben değilim. | Open Subtitles | لست أنا طبيب السرطان الذي يكذب عن عشاء السرطان |
| Niye dördü birden kimin bir kadınla çıktığı konusunda yalan söylesin? | Open Subtitles | لماذ جميعهم يكذبون بشأن ذهابه مع المراة؟ |
| Yaralandığı konusunda yalan söyledi ve bunun en önemli semptomu hafıza kaybı. | Open Subtitles | و كذب بخصوص اصابة و العرض رقم 1 للاصابة هي فقدان في الذاكرة |
| Ama Teğmen'in paniğe kapılarak bulunduğu yer konusunda yalan söylediğine inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنى أؤمن بان الملازم ...كذب حول مكان وجوده .. اولا,من منطلق رعبه... |