| Burada gördüğünüz Kovan uzun yıllardır Fenway Lisesinde. | TED | هذه الخلية التي ترونها هنا قد تم وضعها في مدرسة فينواي الثانوية لأعوام عدة |
| Peki, biz Kovan, fırtına ama olabilir sonra tekrar, muhtemelen sadece onları bize durdurmaya yardımcı olur. | Open Subtitles | حسناً ، يجب أن ندمّر الخلية لكن مجدداً هي قد تساعدهم في إيقافنا |
| Yaklaşık iki milyon Kovan arıya kadar indiğimizi düşünüyoruz. | TED | ونعتقد بأن عدد خلايا النحل قد تراجع إلى مليوني خلية فقط. |
| Kovan gemisi şematiklerinin içinde solucan türü bir bilgisayar virüsü vardı. | Open Subtitles | ضمن سجلات السفينة كان هناك فيروس كمبيوتر |
| Bu tek bir Kovan Albay, bu da bizi sadece kontrol ettiklerini gösterir. | Open Subtitles | إنها مركبة خليّة واحدة ربّما يقومون بعملية استطلاع |
| Arabasının içini ve çevresini inceledim. Silah veya boş Kovan yok. | Open Subtitles | لقد تحققت داخل وحول السيارة لا سلاح , ولا غلاف رصاصة |
| Bu sokakta ölmüş adamın silahından düşmüş hiç boş Kovan görmedim. | Open Subtitles | لم أجد أي أغلفة خرطوش بهذا الزقاق من سلاح الرجل الميت |
| Kovan Beş Haberleri, kovanın tek aksiyonlu haber kanalı. | Open Subtitles | الخلية في الخامسة، القناة الوحيدة الممتلئة دائماً بالأخبار الشيقة الجديدة |
| Kovan'dan, son anda kaçabildim. | Open Subtitles | انا بصعوبة هربت بحياتي من تلك المركبة الخلية |
| Uyku işlemi sırasında Wraith'le Kovan arasında sürekli sıvı alışverişi olur. | Open Subtitles | أثناء عملية السبات هناك تبادل مستمر مِنْ السائل بين الشبح وسفينة الخلية |
| Kovan balının 2/3 ü yavruları sıcak tutmak için merkezi ısıtmaya gidiyor. | Open Subtitles | يصرّف ثلثي عسل الخلية للتدفئة المركزية كي يبقى الصغار دافئون. |
| İşte size Kovan. Kraliçe arıyı görüyorsunuz. | TED | وهنا ترون خلية النحل .. ويمكنكم رؤية ملكة النحل |
| Tüm Kovan buraya yavrularını almak için geldi. | Open Subtitles | خلية النحل الكاملة جاءتْ لإِسْتِرْداد نسلِها |
| - Evet, bakalım, onlar Quossis ve vampirlerin uzak akrabalar olan, hangi bir Kovan gelen anlamına gelir. | Open Subtitles | أجل ، فلنرى هم أقارب بعيدين للكويزيس و مصاصي الدماء و هذا يعني أنهم قادمين من خلية |
| Kovan gemisi planlarıyla birlikte bir şeyler indirdiler. | Open Subtitles | ما لم يكونوا حملوا شيء مع خطط السفينة الأم |
| Efendim, Orion geldi. - Diğer Kovan önünü kesmek için hareket ediyor. | Open Subtitles | الأوروين وصلت السفينة الأم تتحرك لاعتراضها |
| Bu sistemden tek bir sıçrama uzakta bir Kovan gemisi daha var. | Open Subtitles | هناك مركبة خليّة أخرى على مسافة نصف قفزة من هنا |
| Ayrıca öbür tarafta üçüncü bir Kovan bulmuşlar. | Open Subtitles | وعثروا أيضا على غلاف رصاصة ثالث في مكان آخر |
| ...Kovan veritabanı olduğunu tahmin eder sanıyorsun. Beyler, tam isabet. | Open Subtitles | اننا في النهاية سنجري بحث في قاعدة البيانات على أغلفة الرصاص,هاه؟ ايها السادة لقد أنجزنا المطلوب |
| Şimdi bunu sizin düşman Kovan gemilerinize sokmak için bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إيجاد وسيلة لإدخاله المركبة الخليّة لأعدائكم |
| Polis memuru üç Kovan bulmuş ve olayın raporunu yazmış. | Open Subtitles | وجدَ الضابط ثلاثة طلقات فارغَة و كتبَ تقريراً حولَ ذلك |
| İki kruvazör dışardaki bütün Kovan gemileriyle karşılaştırıldığında çok önemsiz kalıyor. | Open Subtitles | طرّادان. لا أهمية لهما مقارنة بمركبات الخلايا المنتشرة في الفضاء |
| İş meselesini mi? Bilmiyorum. Kovan adına üzerime düşeni yapmak istiyorum ama onların istediği şekilde yapamam. | Open Subtitles | بخصوص العمل , لا أعرف أريد أن اقومك بدوري في القفير |
| Seni Kovan adam beni neredeyse öldürtüyordu. | Open Subtitles | نفس الرجل الذي طردك كاد يتسبب في قتلي |
| Eğer orası gerçekten de bir Kovan olsaydı, ölmüş olurduk. | Open Subtitles | إن كان ذلك قفير كائن فضائيّ، للقينا مصرعنا. |
| 1945 ile karşılaştırıldığında şu anda ABD'de bakılan Kovan sayısı yarı yarıya inmiştir. | TED | لدينا اليوم نصف تعداد خلايا النحل بالولايات المتحدة مقارنة بالعام 1945. |
| Ne bir parmak izi ne de bir Kovan bulabildik. | Open Subtitles | لم نجد ولا بصمة واحدة ولا غطاء رصاصة واحد. |
| Beni Kovan başdoktor insanı gittiği için, geri döndüm! | Open Subtitles | منذ أن رحل رئيس الأطباء فلان ذاك الذي طردني, لقد عُدت! |