"kulağı" - Translation from Turkish to Arabic

    • أذن
        
    • أذنه
        
    • آذان
        
    • أذان
        
    • أذنها
        
    • وآذان
        
    • أذنيه
        
    • اذان
        
    • أذني
        
    • بأذن
        
    • أذنين
        
    • الآذان
        
    • الاذن
        
    • أذناً
        
    • إذنه
        
    Köpek kulağı sizin kulak dediğiniz kurumuş kayısıdan dört kat daha hassasdır. Open Subtitles أذن الكلب حساسة أكثر بأربع مرات من مشمشتك الجافة التي تسميها إذنا
    Yanımda bir deniz kulağı kabuğu getirdim. Bu deniz kulağı kabuğu kütlece TED أحضرت معي صدفة أذن البحر. صدفة أذن البحر هاته مركب أحيائي
    Ya da kulağı iltihap kapmış bir çocuğa antibiyotik veriyorum, fakat evinde yiyecek hiçbir şey olmadığını da biliyorum. TED أو طفلاً يشتكي من أذنه وأعطيه مضاداً حيويا وأعلم بانه لا يجد طعاماً في منزله.
    İnsan kulağı, saniyede 2 bin ile 5 bin aralığındaki frekanslara oldukça duyarlıdır. TED آذان الإنسان حساسة أكثر للترددات المتراوحة بين 2000 و5000 اهتزاز في الثانية الواحدة.
    Sert kızlar sadece iç çamaşırı giyip bir tür hayvan kulağı takarlar. Open Subtitles فتيات الإثارة هن الاتى يس إرتداء ملابس داخلية وبعض من أذان الحيوانات
    Malum, sol kulağı. Open Subtitles ولكن لا أظن أنها سمعتني، كما تعلم، أذنها اليسرى.
    Ve birçok insan deniz kulağı kabukları gibi yapıları tebeşir gibi kullanabilirler. TED والكثير من الناس قد يستخدمون بنيات مثل صدفة أذن البحر، كطبشور.
    İnternette bir kulağı duymayan bir askerin bilgilerine denk geldim. TED كما وجدت أيضًا عبر الإنترنت جنديًا آخر أصم في أذن واحدة.
    Nasıl birşey-- Benim gibi biri nasıl oluyor da Kraliçe'nin kulağı oluyor ? Open Subtitles كيف هذا أنتى عندك هكذا هو يوجد أحد يحبّني وعنده أذن من الملكة ؟
    Ah, şuraya bak; bu adamın tek kulağı var. Open Subtitles أوه ، ياالهي ، هنا الفارس له أذن واحدة فقط
    kulağı hâlâ kanıyor mu? Caddedeyken feci şekilde... kanıyordu. Open Subtitles كانت أذنه تنزف كان نزيف أذنه حاداً في شارع السوق
    Çünkü başı dönüyordu. Yani sorunu neyse iç kulağı etkiliyordu. Open Subtitles لأنه كان يشعر بدوار، و هذا يعني أن المشكلة كانت تؤثر على أذنه الداخلية
    Sadece bu adamın vücudunun neden kulağı sırtında gibi düşündüğünü bulmalıyız. Open Subtitles لا نحتاجكَ هنا نريد فقط معرفة سبب اعتقاد جسد ذلك الرجل أنّ أذنه مكان ظهره
    Tavşan kulağı yaparsın. Babası sen değil misin? Open Subtitles أمشي مع آذان الأرنب , أنت أبوه , فعلاً ؟
    Durum bir çözüme kavuşana kadar başkanlığın gözü, kulağı benim. Open Subtitles حتّى يُكتب لهذا الموقف حلّ من نوعٍ ما، فأنا عيون و آذان الرئاسة
    Anlamanın başka bir kolay yolu var Neil. Babanın hangi kulağı delik? Open Subtitles هناك طريقة أسرع لمعرفة ذلك, نيل أي أذن من آذان أبيك قد ثقبت؟
    Düşüncelerini değiştirmemiz gereken insanların kulağı sende. Open Subtitles أنت تمتلك أذان الناس الذين يحتاجون بأن تغير طريقة تفكيرهم
    O kulağın Maybelle'in kulağı olduğuna dair bir kanıt görmediğim sürece para yok. Open Subtitles هذه مشكلتكم. لن أدفع حتى أتأكد أنها أذنها.
    Alt sistem bilgisayarın gözü, kulağı, ağzı ve elleri gibi çalışıyor. TED ويعمل هذا النظام الفرعي مثل عيون وآذان وفم ويدي الحاسوب.
    - Bu adamın sol yanağında yara izi var. Bunun ise iki kulağı da piercingi var. Open Subtitles هذا الشاب لديه الآن جرح على خده الأيمن ، وهذا مطعون بالسكين في أذنيه
    Küçükken, insan kulağı biriktirirdim. Open Subtitles عندما كنت صغيرة كنت اجمع اذان بشرية
    Yüzücü kulağı oluyorum Open Subtitles - على جثة ميتة - أذني فيها الكثير من المياه
    Booth, tek kulağı olan bir Güney Afrikalı arıyoruz. Open Subtitles بووث, نحن نبحث عن رجل من جنوب أفريقيا بأذن واحدة
    İki tavşancık kulağı yaparsın, tavşancık ağacın etrafında gezinir, yuvanın içinde, Open Subtitles تصنعين أذنين أرنب الأرنب يدور حول الشجرة و يدخل الجحر
    Her taraf kulağı deliklerle dolu, o kulaklar ise tek adama ait. Open Subtitles ، هناك الكثير من الآذان داخل هذه الزنزانة وجميعها تنتمي لرجل واحد
    Kükremesinin bir bölümü o kadar düşük frekanslıdır ki insan kulağı duyamaz. Open Subtitles تبعث جزءا من زئيرها على تردد منخفض لا تستطيع الاذن البشرية سماعه
    İnternet şirketi batmış ve tekne kazasında da kulağı kopmuş. Open Subtitles أفلست شركة الإنترنت الخاصة بها، وفقدت أذناً في حادث قارب.
    Elçinin sol kulağı sağır. O yüzden seni sağına oturtacağım. Open Subtitles السفير أصم من جهة إذنه اليسرى, لذا سأضعكِ على جانبه الأيمن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more