Köpek kulağı sizin kulak dediğiniz kurumuş kayısıdan dört kat daha hassasdır. | Open Subtitles | أذن الكلب حساسة أكثر بأربع مرات من مشمشتك الجافة التي تسميها إذنا |
Yanımda bir deniz kulağı kabuğu getirdim. Bu deniz kulağı kabuğu kütlece | TED | أحضرت معي صدفة أذن البحر. صدفة أذن البحر هاته مركب أحيائي |
Ya da kulağı iltihap kapmış bir çocuğa antibiyotik veriyorum, fakat evinde yiyecek hiçbir şey olmadığını da biliyorum. | TED | أو طفلاً يشتكي من أذنه وأعطيه مضاداً حيويا وأعلم بانه لا يجد طعاماً في منزله. |
İnsan kulağı, saniyede 2 bin ile 5 bin aralığındaki frekanslara oldukça duyarlıdır. | TED | آذان الإنسان حساسة أكثر للترددات المتراوحة بين 2000 و5000 اهتزاز في الثانية الواحدة. |
Sert kızlar sadece iç çamaşırı giyip bir tür hayvan kulağı takarlar. | Open Subtitles | فتيات الإثارة هن الاتى يس إرتداء ملابس داخلية وبعض من أذان الحيوانات |
Malum, sol kulağı. | Open Subtitles | ولكن لا أظن أنها سمعتني، كما تعلم، أذنها اليسرى. |
Ve birçok insan deniz kulağı kabukları gibi yapıları tebeşir gibi kullanabilirler. | TED | والكثير من الناس قد يستخدمون بنيات مثل صدفة أذن البحر، كطبشور. |
İnternette bir kulağı duymayan bir askerin bilgilerine denk geldim. | TED | كما وجدت أيضًا عبر الإنترنت جنديًا آخر أصم في أذن واحدة. |
Nasıl birşey-- Benim gibi biri nasıl oluyor da Kraliçe'nin kulağı oluyor ? | Open Subtitles | كيف هذا أنتى عندك هكذا هو يوجد أحد يحبّني وعنده أذن من الملكة ؟ |
Ah, şuraya bak; bu adamın tek kulağı var. | Open Subtitles | أوه ، ياالهي ، هنا الفارس له أذن واحدة فقط |
kulağı hâlâ kanıyor mu? Caddedeyken feci şekilde... kanıyordu. | Open Subtitles | كانت أذنه تنزف كان نزيف أذنه حاداً في شارع السوق |
Çünkü başı dönüyordu. Yani sorunu neyse iç kulağı etkiliyordu. | Open Subtitles | لأنه كان يشعر بدوار، و هذا يعني أن المشكلة كانت تؤثر على أذنه الداخلية |
Sadece bu adamın vücudunun neden kulağı sırtında gibi düşündüğünü bulmalıyız. | Open Subtitles | لا نحتاجكَ هنا نريد فقط معرفة سبب اعتقاد جسد ذلك الرجل أنّ أذنه مكان ظهره |
Tavşan kulağı yaparsın. Babası sen değil misin? | Open Subtitles | أمشي مع آذان الأرنب , أنت أبوه , فعلاً ؟ |
Durum bir çözüme kavuşana kadar başkanlığın gözü, kulağı benim. | Open Subtitles | حتّى يُكتب لهذا الموقف حلّ من نوعٍ ما، فأنا عيون و آذان الرئاسة |
Anlamanın başka bir kolay yolu var Neil. Babanın hangi kulağı delik? | Open Subtitles | هناك طريقة أسرع لمعرفة ذلك, نيل أي أذن من آذان أبيك قد ثقبت؟ |
Düşüncelerini değiştirmemiz gereken insanların kulağı sende. | Open Subtitles | أنت تمتلك أذان الناس الذين يحتاجون بأن تغير طريقة تفكيرهم |
O kulağın Maybelle'in kulağı olduğuna dair bir kanıt görmediğim sürece para yok. | Open Subtitles | هذه مشكلتكم. لن أدفع حتى أتأكد أنها أذنها. |
Alt sistem bilgisayarın gözü, kulağı, ağzı ve elleri gibi çalışıyor. | TED | ويعمل هذا النظام الفرعي مثل عيون وآذان وفم ويدي الحاسوب. |
- Bu adamın sol yanağında yara izi var. Bunun ise iki kulağı da piercingi var. | Open Subtitles | هذا الشاب لديه الآن جرح على خده الأيمن ، وهذا مطعون بالسكين في أذنيه |
Küçükken, insan kulağı biriktirirdim. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة كنت اجمع اذان بشرية |
Yüzücü kulağı oluyorum | Open Subtitles | - على جثة ميتة - أذني فيها الكثير من المياه |
Booth, tek kulağı olan bir Güney Afrikalı arıyoruz. | Open Subtitles | بووث, نحن نبحث عن رجل من جنوب أفريقيا بأذن واحدة |
İki tavşancık kulağı yaparsın, tavşancık ağacın etrafında gezinir, yuvanın içinde, | Open Subtitles | تصنعين أذنين أرنب الأرنب يدور حول الشجرة و يدخل الجحر |
Her taraf kulağı deliklerle dolu, o kulaklar ise tek adama ait. | Open Subtitles | ، هناك الكثير من الآذان داخل هذه الزنزانة وجميعها تنتمي لرجل واحد |
Kükremesinin bir bölümü o kadar düşük frekanslıdır ki insan kulağı duyamaz. | Open Subtitles | تبعث جزءا من زئيرها على تردد منخفض لا تستطيع الاذن البشرية سماعه |
İnternet şirketi batmış ve tekne kazasında da kulağı kopmuş. | Open Subtitles | أفلست شركة الإنترنت الخاصة بها، وفقدت أذناً في حادث قارب. |
Elçinin sol kulağı sağır. O yüzden seni sağına oturtacağım. | Open Subtitles | السفير أصم من جهة إذنه اليسرى, لذا سأضعكِ على جانبه الأيمن |