| Yatırımcılar bulduk işi kurmak ve kadınları eğitmek için çok zaman harcadık. | TED | حصلنا على مستثمرين، وأمضينا الكثير من الوقت في بناء العمل وتدريب النساء. |
| Her birimizin, hükümetler ve teknolojinin insanlara hizmet ettiği ve bunun tersine izin verilmeyen bir dünya kurmak için üstlenmesi gereken çok önemli rolleri var. | TED | كل واحد منا لديه دور أساسي ليؤديه في بناء العالم الذي تخدم فيه الحكومات والتقنية أفراد هذا العالم وليس العكس. |
| Köle ticaretinin şeytanlık olduğuna itimadı tam olan iyi insanlar şimdi Afrika'da hür zencilerden oluşan bir koloni kurmak istiyor. | Open Subtitles | رجال الإيمان الطيبين الذين يعتقدون ان تجارة الرقيق هي تكون الشر والآن أتمنى إنشاء مستعمرة من الزنوج الأحرار في إفريقيا |
| Yüksek eğitim masraflarını neredeyse tamamen kesecek bir model kurmak için yola çıktık | TED | انطلقنا لبناء نموذج سيقطع بشكل شبه تام غلاء أسعار التعليم العالي |
| Elimde değil. Evlenmek ve seninle bir aile kurmak istiyorum. | Open Subtitles | لم أعد أستطيع الأحتمال أود الزواج و تكوين عائلة معك |
| Kelowna hükümeti Dünya ile yeniden ticaret ilişkileri kurmak istiyor. | Open Subtitles | حكومة كيلونا كانت تريد إعادة تأسيس العلاقات التجارية مع الأرض |
| Oysa şimdi hiç birimizin asla yapamayacağı en yaratıcı projeye girişmek üzereydim: Bir hayatı yeniden kurmak. | TED | ولكن الآن أنا على وشك الشروع في المشروع الأكثر إبداعا الذي يمكن أن يفعله أي منا في أي وقت : إنه إعادة بناء الحياة. |
| Eğitimli mülteciler ülkelerini bir gün tekrar kurmak için umut olacaklar. | TED | واللاجئون المتعلمون سيكونون شعلة الأمل لإعادة بناء بلدانهم يومًا ما. |
| Aileleri ayırmak yerine, onları daha dayanıklı yapan bir sistem kurmak için beraber çalışalım. | TED | دعونا نعمل معًا على بناء نظام يرغب في تقوية العائلات، بدلًا من أن يعمل على تشتيت شملها. |
| Bir de fark ettim ki, bilgilendirilmiş toplum kurmak için bizim de iş hayatının üzerinden geçmemiz gerekiyor. | TED | لذا فقد أدركت أن علينا المرور عبر أعمال بناء مواطنة مستنيرة. |
| Fakat biz sürekli olarak yenilik üretecek yapılar kurmak istiyorsak, liderlik anlayışımızı değiştirmeliyiz. | TED | لكن لو أردنا إنشاء منظمات قادرة على الابتكار المستمر، فعلينا إعادة صياغة فهمنا لماهية القيادة |
| İlk yaptığımız şey, kadın ve erkeklerin duygusal destek alabilecekleri bir konuşma hattı kurmak oldu. | TED | أول شيء قمنا بفعله هو إنشاء خط للتواصل، يستطيع من خلاله النساء والرجال الاتصال والحصول على الدعم العاطفي. |
| "Fatih" olarak nam saldıktan sonra, Aristo'nun eski öğrencisi, ismini verdiği şehirde bilgi imparatorluğu kurmak için bütün ilgisini İskenderiye'ye verdi. | TED | بعد تعيين نفسه فاتحاً، حوّل الطالب السابق لأرسطو انتباهه لبناء إمبراطورية من المعرفة مقرها في مدينة تحمل اسمه. |
| Eşim ve benim bir aile kurmak için bir fırsatım olacak mıydı merak ediyordum. | TED | كنت أتساءل أنا وصديقي هل بإمكاننا تكوين عائلة. |
| İlk kar yağışından önce, dağda bir yığınak kampı kurmak istiyorum. | Open Subtitles | . أريد تأسيس معسكر القاعدة في الجبل قبل الهطول الأول للثلوج |
| Şimdiye kadar gösterdiğimiz her şey bağlantıları kurmak için üst veri kullanıyor. | TED | كلّ ما عرضناه عليكم إلى حدّ الآن، يستخدم بيانات التعريف لتأسيس الاتصال. |
| Tonkin'in kör olası körfezinin açıklarında yüzerken, insanlarla irtibat kurmak epeyce zor. | Open Subtitles | من الصعب جدا التواصل مع الناس عندما تكون عائماً في خليج تونكين |
| Bu, birine çıkma teklif etmek olabilir, bir ilişkiyi bitirmek olabilir, terfi istemek, istifa etmek, şirket kurmak olabilir. | TED | قد يكون ذلك دعوة شخص للخروج معك أو إنهاء علاقة، أو طلب الترقية، أو إنهاء وظيفة، أو بدء شركة. |
| Ama kelimeleri kullanmak yerine birbirleriyle iletişim kurmak için sinyal moleküllerini kullanırlar. | TED | لكن عوضًا عن استخدامهم للكلمات، يستخدمون جزيئات إشارة للتواصل مع بعضهم البعض. |
| Geçmişin sırrını saklamak ve barışçıl bir gelecek kurmak üzerine and içtiler. | Open Subtitles | لقد صوتنا على أن نجعل هذا الأمر سراً وأن نبني مستقبلاً مسالماً |
| Çocuklar 'hoş geldin' ekibi kurmak istediler ama zaman var. | Open Subtitles | الزملاء أرادوا تشكيل لجنة للترحيب بك ولكن هذا سيتم لاحقاً |
| Şu tuzağı kurmak için çok para harcadılar. | Open Subtitles | لقد أنفقوا الكثير من المال من أجل نصب ذلك الكمين |
| Aile kurmak için... aldığın mükâfatı kullandın. | Open Subtitles | استخدمت المكافأة التي أخذتها للبدء في انشاء عائلة |
| Dört koni toplayan kazanır, ama koni toplayabilmek için medeniyet kurmak gerek. | Open Subtitles | اربع مخاريط لتربح ولكن لكي تحصل على مخروط يجب ان تبني حضارة |
| İki gerçek kurşun oyunu kurmak için ve bir tane de tamamlamak için. | Open Subtitles | طلقتان حقيقيتان لإعداد الخدعة وواحدة فارغة لإكمالها |