Benden kurtulmak isteyen o kalabalığın bir parçası olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن انك جزء من هذا الحشد الذى يحاول التخلص منى |
Kocanızın sizden kurtulmak istemesi için bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل يوجد سبب معين يجعل زوجك يود التخلص منك ؟ |
Sorun da bu, ya. Hep kurtulmak isterler ama asla kurtulamazlar. | Open Subtitles | هذه هى المشكلة,دائما يحاولن التخلص منهم و لكنهم لا ينجحوا أبدا |
Şimdilerde ABD'de gösteriler var, bazı devlet istatistiklerinden tamamen kurtulmak için. | TED | هناك فعلاً تحركات في أمريكا الآن للتخلص من إحصائيات الحكومة كليًا. |
Zaten iğrenç yarasalarla dolu bir ambarınız var. Bundan kurtulmak istiyordunuz. | Open Subtitles | لنفترض أنّ لديك حظيرة مليئة بالخفافيش القذرة، وأنت أردت التخلّص منها |
Tüm hayatımı bu izbe yerlerden kurtulmak için harcadım ben. | Open Subtitles | لقد قضيت حياتى بأكملها فى محاوله الخروج من مكان كهذا |
Hiçbir şeyden kurtulmak istemiyorsan nasıl daha fazla yer açabilirim? | Open Subtitles | كيف يمكنني ان أخزن أشيائي إذا لم تتخلص من شيء؟ |
Sen ciddi bir şekilde paranoyaksın. Ben sadece senden kurtulmak istedim. | Open Subtitles | أنت مريض بالبارانويا حقاً يا رجل لقد أردت التخلص منك فقط. |
Belki de yapılacak tek şey, ortada olan şey problemden kurtulmak. | Open Subtitles | ولكنه الشئ الوحيد الواضح الذى يمكن فعله هو التخلص من المشكله |
Öncelikli işimiz, televizyon ekibinden kurtulmak ve görüntüleri yok etmekti. | Open Subtitles | كانت الأولوية التخلص من طاقم التصوير و تخريب أشرطة الفيديو |
Bazı insanlar, kendi hatalarını kapatmanın en iyi yolunun, Jack'ten kurtulmak olduğunu düşündüler. | Open Subtitles | أشخاص معينين إعتقدوا أن الطريقة المثلى ..للتغطية على أخطائهم هي التخلص من جاك |
Eğer lakaptan kurtulmak istiyorsan, sakalını kesmelisin. O zaman da... | Open Subtitles | إذا أردت التخلص من لقبك يجب عليك أن تحلق لحيتك |
Uzayın derinlikleri için yapılan deneysel program... başarısızlığa uğrar ve kanıtlardan kurtulmak gerekir. | Open Subtitles | برنامج تجريبي لأعماق الفضاء يفشل والأدلة لابد من التخلص منها برميه من طائرة؟ |
Elimizde bulunan aşırı miktarda esrardan kurtulmak için iyi bir yol. | Open Subtitles | ستكون هذه طريقة جيدة للتخلص من كل القنابل التي نكذب حولها. |
Bir insanı öldürmek veya cesedinden kurtulmak amacıyla kullanılabilecek her şeyi torbalayın. | Open Subtitles | احزموا أيّ شيء يمكن أن يستخدم للقتل أو التخلّص من جثّة بشريّة |
Kaçmak mı, kurtulmak mı adını her ne koyarsan koy, biz gidiyoruz. | Open Subtitles | الخروج من هنا , الهروب أياَ يكن ماتدعوه, نحن سنغادر من هنا. |
Şu büyük poker oyunlarından birini düzenlemek için bizden kurtulmak istiyorsun. | Open Subtitles | تريد ان تتخلص منا حتى تستطيع استضافة احدى العاب الورق خاصتك |
Bu sancılı kavga olmadan, kozanın kabuğundan kurtulmak ve yeni oluşmuş bir kelebek olarak kanatlarını güçlendirmek mümkün değil. | TED | بدون هذا الصراع المؤلم للخروج من الشرنقة لا يمكن للفراشة التي خرجت حديثا أن تقوي أجنحتها، |
Ben...bizim, bu kadından kurtulmak için yardımınıza ihtiyacımız var, Bayan Quickly'den. | Open Subtitles | أنا.. نريدك أن تساعدينا أن نتخلص من تلك المرأة، السيدة كويكلي. |
Eğer ondan bir an önce kurtulmak istiyorsa, onu çabuk almalı. | Open Subtitles | اذا كان يجب أن يتخلص منهم بسرعة فيجب أن يقبل السعر |
Büyükannemin tek bir düşüncesi vardı. Benden kurtulmak. | Open Subtitles | كان لدى جدتي فكرة واحدة فقط، للتخلّص مني |
Yani, daha fazla nükleer silahtan kurtulmak istiyorsak, o zaman daha fazla nükleer santrale ihtiyacımız var demektir. | TED | وعندئذٍ، إذا رغبتم في تخلص العالم من الأسلحة النووية. فبالتالي سنحتاجُ إلى المزيد من الطاقة النووية. |
Bu heriften kurtulmak için kaçmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن ألجأ إلى العنف لأتخلص من ذلك الرجل |
Ross'tan kurtulmak ve bundan sorumlu olmamak için ne büyük fırsat, Scott'suz. | Open Subtitles | يا لها مِن فُرصة مِثالية للإطاحةِ بروس و النجاة بذلك |
Bu acıdan kurtulmak istiyordum. Her şeyimi kaybetmek istiyordum... servetimi... çiftliğimi... aklımı. | Open Subtitles | كنت اريد ان اتخلص من حياتى اردت ان اتخلص من كل شىء |
Evet. Eğlenmek için paraya ihtiyacı varmış. Ondan hemen kurtulmak istedim. | Open Subtitles | قال أنه يريد مال للمرح، و أنا أردت الخلاص منه |
Böyle adamların kaçıp kurtulmak için pek bir şansları yok değil mi? | Open Subtitles | ، هذا الرجل لا يملك الكثير من الحظ للهروب أليس كذلك ؟ |