Çarptığını gördünüz mü? Aslında kuyruğunu da kullanıyor. Tıpkı laboratuvarda gördüğümüz gibi. | TED | هل رأيتم الإرتطام؟ إنه يستخدم ذيله كذلك تماما كما رأينا في المختبر |
İnternetteki fotoğrafında niye uzun mu uzun at kuyruğunu göstermediği. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ أغفلت صورته على الإنترنت ذيله الطويل جداً |
Çok iyi el sıkışıyorsun. Ayrıca kuyruğunu salladığında, odayı aydınlatıyorsun. | Open Subtitles | ولديك مصافحة يد دافئة وعندما تهز ذيلك فأنت تضيء المكان |
Eğer kötü adam geldiyse, kuyruğunu sallayıp arkadaş olamazsın tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكن أن تهز ذيلك وتكون صديقاً لرجل شرير حسناً ؟ |
Sonra ıstakoz kuyruğunu yedim ve sonra tavuklu turtayı ısıttım. | Open Subtitles | أكل ذلك ذيل سرطان البحر الأخير وسخّن فطيرة وعاء دجاجة. |
Fakat bu bakışın muhatabı oyun pozisyonu almış dişi bir kurt köpeği, kuyruğunu sallıyor. | TED | لكن على الجانب الآخر من تلك النظرة المفترسة هناك أنثى كلب الاسكيمو في هيئة لعب تهز ذيلها. |
Serbest bırakıyorsun, sonra kuyruğunu gördüğün anda yakalayacaksın, geri getireceksin. | TED | وتتركها, وبعدها عندما ترى الذيل تمسك به من ذيله, وتحضره للداخل |
kuyruğunu bir kez salladığında, inanılmaz bir mesafeyi katedebilir. | TED | إذا حرك ذيله مرة، يمكنه الإندفاع لمسافات كبيرة |
Manevrayı şöyle gerçekleştiriyor: kuyruğunu bir taraftan sola diğer taraftan sağa sallıyor. | TED | وطريقته في ذلك، يأخذ ذيله ويؤرجحه لجهة ليعرج يسرة، ويؤرجحه للجهة الأخرى ليعرج يمنة |
İzleyin. Tıpkı bir yunus gibi kuyruğunu aşağı yukarı sallıyor. | TED | شاهدوا هذا إنه يذبذب ذيله للأعلى والأسفل مثل الدولفين |
Şeytan'ın tekerlekleri, kuyruğunu fırça olarak kullanarak kırmızıya boyaması gibi mi? | Open Subtitles | مثل شيطان يصبغ العجلات باللون الاحمر ويستعمل ذيله كفرشاة |
"lüç ük at, dik kuyruğunu havaya Hadi, hadi, kaldırsana" | Open Subtitles | هورسى ، احصل على ذيلك فوق لماذا لا تجعله يرتفع ؟ |
Çok yorulmuşum, ve işte, kuyruğunu sallayarak yatak odasına geliyorsun bir elinde terliklerim, diğerinde bir martini. | Open Subtitles | انا كثيف ثم تاتي الي غرفه النوم و تهزي ذيلك الصغير حذائي في يدي و كاس مارتيني في يدي الاخري |
Kurtlar "kuyruğunu kovalamak" için ne yapar? | Open Subtitles | هل معناها أن تذهب لمطاردة ذيلك أيها الذئب ؟ |
Bu açıklamada tavus kuşunun kuyruğunu sergilemesi, dişileri baştan çıkarmak içindir. ve bu baştan çıkarma tavus kuşunun çiftleşip yavruları olacağı anlamına gelir. | TED | في هذا الحسبان، أن ذيل الطاووس كان للجذب الجنسي، وهذا الإغواء يعني أن الطاووس سيقوم بالتزاوج وإنتاج النسل. |
Katırın kuyruğunu tutan kimdi? | Open Subtitles | من الذى قبض على ذيل البغل ، أخبرنى ذلك ؟ |
Eski Yunanlılar ve Amerika'nın yerlileri kızılderililer ise, saplı bir tava yerine büyük bir ayının kuyruğunu gördüler. | Open Subtitles | وهو ذيل لدب كبير وهو ما رآه اليونانيون القدماء والهنود الحمر بدلا من الملعقة أو المحراث |
Evet bilirsin, bir kertenkele kuyruğunu kaybederse tekrar büyür. | Open Subtitles | فعندما تفقد السحلية ذيلها فإنه ينمو من الخلف |
Yani kuyruğunu havaya kaldırıcaksın ve hemen orda göreceğin bölgeye kremi süreceksin. | Open Subtitles | إذن ستقوم برفع ذيلها وتضع الخلطة مباشرة في قاعدة الذيل |
- Köpeği yakalayamadıysam, kuyruğunu ne yapayım. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت لا استطيع الحصول على الكلب كله فأنا لا أريد الذيل |
kuyruğunu ayaklarının arasına sıkıştırıp, Los Angeles'a geliyor. | TED | وهو يظهر فى مدينة لوس انجليس ، وذيله بين ساقيه. |
O zaman neden pılını pırtını toplayıp kuyruğunu da bacaklarının arasına kıstırarak buradan sürünerek çıkmıyorsun? | Open Subtitles | فعله مثل مايفعل أيّ شخصٍ .كان على الأقل واجهه بذلك إذن لما لا تأخذ أشياءك وتخرجُ من هنا مع قضيبٍ بين ساقيك؟ |
Birbirimizin kuyruğunu ısırmak... "...hiçte iyi değil." | Open Subtitles | لا، لأننا نحب أن نعُضّ ذيول" "بعضنا، أهذا ليس شيء .. |
Ve sağ tarafta, hayvan kaydığı zaman kuyruğunu nasıl kullanıyor izledik. Bu görüntü 10 kat yavaşlatılmış. | TED | وشاهدو على اليمين، ما يفعله الحيوان بذيله حين ينزلق. لقد بطأنا هذا للعشر |
Kendi kuyruğunu yiyen yılan, sonsuza dek. | Open Subtitles | إنهخا حلقة مفرغة الدائمة. |
Tanımadığın bir grup insan karşısında küçük düşersin, rezil olursun ve kuyruğunu bacaklarının arasına alarak oradan kaçmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | ستشعر بالإحراج والمذلة أمام مجموعة كبيرة من الناس، وتضطر للخروج مخزياً وذيلك بين ساقيك |
kuyruğunu ele geçirdik ama tilkiyi kaçırdık. | Open Subtitles | أمسكنا بالذيل! لكن هرب منّا الثلعب. |