| Ve cevabı da neredeyse büyük bir kesinlikle güneş sistemimizin dışındaki göktaşları ve Kuyruklu yıldızlar güneşten yeterince uzak olmaları nedeniyle sularını muhafaza edebilmişlerdir. | Open Subtitles | والإجابة بالتأكيد أنه يتخلّف للخارج أكثر في نظامنا الشمسي بعض الكويكبات وبعض المذنّبات |
| Ve bunları bulursunuz -- Kuyruklu yıldızlar, kaya ve buz parçaları. | Open Subtitles | ،وستجدون هذه المذنّبات أجزاءٌ من الثلج والصخور |
| Kuyruklu yıldızlar saatte 1 milyon mil hızla seyahat edebilirler. | Open Subtitles | قد ترتحل المذنّبات بسرعة مليون ميلٍ في الساعة |
| ve böylece gökyüzünde gördüğümüz Kuyruklu yıldızlar olurlar. | TED | وهكذا تتحول هذه الأجسام إلى المذنبات التي نراها في السماء. |
| Bu misyonun sonuçları şunu kanıtlamış oldu Kuyruklu yıldızlar güneş sistemini anlayabilmek için çalışılabilecek ideal cisimlerdi. | TED | من نتائج تلك المهمة أنه أصبح جليًّا للعيان، أن المذنبات كانت هياكل مثالية للدراسة لنفهم نظامنا الشمسي. |
| Kuyruklu yıldızlar bize nasıl yıkıcı yörüngelerin olabileceğini gösterirler. | Open Subtitles | ترينا المذنّبات كيف تكون المدارات مدمّرة |
| Ancak Kuyruklu yıldızlar kozmik havai fişeklerin ötesinde nesnelerdir. | Open Subtitles | لكن المذنّبات أكثر من مجرّد ألعاب نارية كونية |
| Kuyruklu yıldızlar hakkında öğrendiklerimizle ve belki de onların nasıl hayatta kaldıkları hakkında öğreneceklerimizle evrenin nasıl işlediğini anlamaya başlayacağız. | Open Subtitles | لو قمنا بدراسة المذنّبات فسنعرف كيف ننجو منها ونبدأ بفهم طريقة عمل الكون |
| Bazı Kuyruklu yıldızlar Güneş'ten 4,000 milyon mil uzaklıkta konuşlanarak... | Open Subtitles | استقرَّت بعض المذنّبات في منطقة تبعد عن الشمس 4000 مليون ميل |
| Eğer bu engeli aşabilirlerse Kuyruklu yıldızlar Güneş'e doğru yolculuklarına devam edebilirler. | Open Subtitles | لو نجت من تلك العقبات فتستمرّ المذنّبات في رحلتها صوب الشمس |
| Kuyruklu yıldızlar çok daha düşmancılılar ve hayal ettiğimizden daha yabancılar. | Open Subtitles | المذنّبات أكثر ضراوة وعدائية مما تصوّرنا |
| Bilim insanları artık inanıyor ki Kuyruklu yıldızlar evrenimizde kritik bir rol oynuyorlar. | Open Subtitles | يعتقد العلماء الآن أن المذنّبات تلعب دورًا حيويًا في كوننا |
| Kuyruklu yıldızlar yaşamın kendi doğasını anlamamızın anahtarını elinde tutuyor. | Open Subtitles | قد تحمل المذنّبات المفتاح لفهم طبيعة الحياة ذاتها |
| Kuyruklu yıldızlar her saniye 50 ton buz ve gaz saçabilir. | Open Subtitles | قد تطرح المذنّبات خمسين طنًا من الجليد والغازات كلّ ثانية |
| Kuyruklu yıldızlar Güneş'e en yakın konuma ulaştıklarında varlıkları artık bıçak sırtındadır. | Open Subtitles | عندما تقترب المذنّبات لأقرب نقاطها للشمس تكون وجودها على المحكّ |
| Bunlar sadece bizim ve yıldız arasından geçmekte olan Kuyruklu yıldızlar. | TED | وهذه هي فقط المذنبات التي حدث ومرّت بيننا وبين النجم. |
| Diğer dünyalar ile kastettiğim şey, örneğin sadece Venüs veya Merkür gibi gezegenler değil, aynı zamanda Kuyruklu yıldızlar gibi cisimlerdir. | TED | وما أعنيه بالعوالم الأخرى، الكواكب، على سبيل المثال، مثل كوكبي عطارد والزهرة، وأيضا الأجسام مثل المذنبات. |
| Kuyruklu yıldızlar, Neptün gezegeninin ötesindeki Kuiper Kuşağının içinde, Oort Bulutu'nda hareket eder. | Open Subtitles | المذنبات تتحرك في سحابة أورت والتى تقع في حزام كويبر .. |
| Çapı yaklaşık 6 km ve o da tüm Kuyruklu yıldızlar gibi buz formunda kaya ve sudan oluşuyor. | Open Subtitles | ،يبلغ عرضه 6 كيلومتر، وككل المذنبات يتكون من الصخر وماء بحالة جليدية |
| Kuyruklu yıldızlar ve büyük meteorların tümü dünyamız etrafında dönüyordu. | Open Subtitles | المذنبات و الشهب الكبيرة كانت تدور و تندفع حولها |
| Dünyamız meteorlar ve Kuyruklu yıldızlar tarafından dövülüyordu, | Open Subtitles | عندما كانت الأرض تقصف بالأحجار النيزكية و المذنبات |