"Tüm müziğim ve mülkümün karşılığının tamamı tek varisim olan, ölümsüz aşkımındır." | Open Subtitles | "جميع موسيقاي" "وجميع ممتلكاتي" "يجب أن تذهب إلى وريثة روحي" "حبي الخالد" |
Sana göre müziğim kokuşmuş pislik ama hala eğlenceli, göreceksin. | Open Subtitles | أعرف بأنك تعتقدين أن موسيقاي أقدم من القذارة لكنني سأريكِ أن بإمكانها رغم ذلك أن تكون لافتة |
Şeyy, müziğim ve kendi ayakkabılarımı yapmam. Güzel, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، موسيقاي وصنع أحذيتي الخاصة جميل ها؟ |
Benim müziğim insanların hayatlarına işlemişti. | Open Subtitles | موسيقاي كانت شيئاً أساسيّاً بحياة النّاس. |
Hiç olmayacağım. Benim müziğim o tarz bir skalada değil. | Open Subtitles | موسيقتي الخاصه بي ليست على ذلك المقياس الموسيقى ليست على ذلك المقياس |
müziğim insanlara bir şeyler hissettiriyor, onlar da beni hissetmek istiyorlar. | Open Subtitles | فان موسيقاى تمس حياتهم ومن ثم يريدون هم لمسي |
O partinin saat 12'de bitmesi gerekiyordu ama benim müziğim ve canlılığımdan dolayı 4'e kadar devam etti. | Open Subtitles | هده الحفلة كان من المفترض انتهائها في التانية عشر، لكن لم يحدث بسبب موسيقاي التي جعلت الناس ترقص حتى بعد منتصف الليل |
Üzgünüm. En baştan başladım ben. Artık müziğim, hayatım. | Open Subtitles | أنا آسفة, لقد بدأت من جديد و الحياة هي موسيقاي الآن |
müziğim konusunda birine güvenmem demek, ona dünyadaki her şeyimi emanet etmem demek. | Open Subtitles | أن أثق بشخص على موسيقاي كأن أثق بهم في على كل ما أملك من العالم |
Evet. Çünkü müziğim... Benim için önemli. | Open Subtitles | نعم ، أعني أن موسيقاي هامة بالنسبة لي أنتِ تعلمين هذا |
Bunu biliyorsun. Belki benim müziğim de benim için önemlidir. | Open Subtitles | حسناً ، ربما موسيقاي هامة بالنسبة لي أيضاً |
Karım ve müziğim olmadan yaşamanın hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | بدون زوجتي و بدون موسيقاي, لم يتبقي لي شيء لأعيش من أجله |
ama size temin ederim ki, müziğim öyle değil. | Open Subtitles | لكني أُطمأنك موسيقاي ليست كذلك. |
- Demek istediğim ben sevinçliysem, müziğim şöyle olur. | Open Subtitles | -ماذا يعني ذلك؟ -يعني عندما أكون سعيداّ، موسيقاي تصبح هكذا |
Şeyy, müziğim ve kendi ayakkabılarımı yapmam. | Open Subtitles | حسنا، موسيقاي وصنع أحذيتي الخاصة. |
Kendi gurubum var. müziğim kendi adına konuşabilir. | Open Subtitles | حصلت على فرقة، موسيقاي تتكلم عن نفسها |
Sanırım müziğim kendisini anlatıyor. | Open Subtitles | اعتقد بأن موسيقاي تتحدث عن نفسها |
Sanırım müziğim kendisini anlatıyor. | Open Subtitles | اعتقد بأن موسيقاي تتحدث عن نفسها |
Arada müziğim üzerinde çalışacağım. | Open Subtitles | لديّ غداء عمل .. أعمل على موسيقاي. |
Mesela, kıyafetlerim, müziğim, yumurta yeme şeklim. | Open Subtitles | خزانتي، موسيقتي طريقة أكلي للبيضات |
Bu benim müziğim. Gerçek müzik sadece Karajan'ın kafasında. | TED | "انها موسيقاى. الموسيقى الحقيقية برأس "كارايان |
Ben, müziğim. Artık bir bütün olduk. | Open Subtitles | أنا وموسيقاي أصبحنا صفقة واحدة الآن |