Yerel malzemeler Dünya'da da çözüm olarak kullandığımız bir durum. | TED | الآن، المواد المحلية هي شيء نتعامل معه على الأرض أيضًا. |
İçinde "tiryakiler için diş parlatıcısı" gibi sıradan malzemeler bulunan bir "bakım çantası". | Open Subtitles | حقيبه مرحاض تحتوى على المواد المعتاده تتضمن انبوب معجون مع الفرشاه لغسيل الاسنان |
Elimizde olan Afrika malzemelerini başka yerlerden gelen malzemeler ile birleştiriyor. | TED | بخلط المواد الأفريقية ، مثل التي لدينا ، مع مواد من أماكن أخرى. |
Gerçekten de rahatsız edici bir duygu bütün malzemeler gelirken ve bütün Sony takımı, ve insanlar izleyiciler için ayrılmış yerlerinde oturuyor olacaklar. | TED | و هو شعور غير مريح بالمرة عندما جاءت كل المعدات و فريق شركة سونى و الحضور على وشك الجلوس. |
Tariflerden ikisi favorilerimiz oldu. İlkinde bu malzemeler bulunuyor ikincisinde de tuz yerine şeker var. | TED | لقد خرجنا بوصفتين مفضلتين واحدة تحوي هذه المكونات والثانية تحوي السكر بدلاً من الملح |
malzemeler gelecek, o zamana kadar dayanmalıyız. | Open Subtitles | المؤن سوف تنضب يجب أن لا نسرف حتى هذا الحين |
Sadece bir dolarlık malzemeler ile bir şeyler yaratabilir miyim? | TED | ماذا لو كان علي خلق شئ بإستخدام معدات بقيمة 1 دولار فقط ؟ |
Doğru malzemeler olmadan evden ayrılmıyorsun ve bu listenin en başında yiyecek var. | Open Subtitles | أنت لايجب أن تغادر المنزل بدون الإمدادات اللازمه. وعلــى رأس هذه القائمه الطعام. |
öğretmenler ve öğrenciler için geliştirilmiş alanlar, malzemeler ve deneyimlerin fiziksel olarak kurulumu. | TED | إنه البناء الفيزيائي لتطوير الأماكن و المواد و التجارب للمعلمين و الطلاب. |
Mesela bu malzemeler yapısal olarak makroskobikler, ama nano ölçekte oluşmuşlar. | TED | جزء منها هي أن هاته المواد بنيات ماكروسكوبية، لكنها تشكل على المستوى النانوي. |
Burada mıknatıslar ve hava püskürtme kullanılarak malzemeler elenir. | TED | نحن نقوم بنخل المواد ونستخدم المغناطيس وأيضا نستخدم تصنيف الهواء |
Yıkılacak bir binada, yeni bir binanın yapımında kullanılabilecek malzemeler var mıdır? | TED | إذا كان هناك مبنى أسفل المربع السكني يتم هدمه، هل توجد هناك مواد يمكن للبناء الجديد الذي يتم بناؤه هنا استخدامها؟ |
İnşaatlar için programlanabilir malzemeler geliştirmeyi denemeye kendimizi adadık. | TED | ونحن ملتزمون بمحاولة تطوير مواد قادرة للبرمجة لبيئة البناء. |
Bu tür bir dinleyici kitlesine bütün bu şeyleri listelememe gerek yok fakat elektrikli arabaları görebilirsiniz, yeni malzemeler kullanılarak yapılan pilleri görebilirsiniz. | TED | لن أعدد كل هذه الأشياء لمستمعين مثلكم، لكن بإمكانكم رؤية السيارات الكهربائية، والبطاريات التي تستعمل مواد جديدة. |
Faturalar burada. malzemeler kıyıda çekilmeyi bekliyor. Ben otele gideceğim. | Open Subtitles | هذه فواتيرك.إنتظر حتى ترسوا المعدات على الشاطىء على أن اعود إلى الفندق. |
Tabii ki onu kurtarmak için çabalayacağız ama hem zor olacak hem de size pahalıya patlayacak ve tıbbi malzemeler gelene kadar burada yatacak. | Open Subtitles | يمكننا محاولة انقاذه ولكن سيكون الأمر مكلفاً وصعباً وسنضطر أن نرسل في طلب بعض المعدات الخاصة والصغيرة للغاية. |
Bir parça tavuk veya balığa karıştırılan ve bu etleri sığır etiymiş gibi gösteren malzemeler var. | TED | لديهم نوع من المكونات التي تطلى على على قطعة من الدجاج أو السمك، وتجعل اللحم يبدو مثل لحوم البقر. |
Dahası, telefonlarımızı yapmak için sahip olduğumuz malzemeler sonsuz değildir. | TED | وما هو أكثر من ذلك، أنّ المكونات التي نستخرجها لصناعة الهواتف ليست متوفرةً إلى الأبد. |
Neden bu kadar uzun sürdü bilmiyorum, ama dostlarım sonunda malzemeler yollamışlar. | Open Subtitles | لا أعرف سبب تأخرهم لكنّ أصدقائي أرسلوا بعض المؤن |
Biraz daha dikkatli olamaz mısın? Kırılacak malzemeler var içinde. | Open Subtitles | هلا اصبحت اكثر حذرا,جالاتيا هذة معدات دقيقة جدا. |
Gelecek ay kuzeyden gemilerle malzemeler gelecek. | Open Subtitles | ستكون هناك سفينة جديدة من الإمدادات آتية الشهر المقبل |
Henüz değil, ama Cate antreman sonrası bazı malzemeler almak için bizi almaya geliyor. | Open Subtitles | ليس بعد , لكن كايت ستأخذنا لـ نأخذ بعض اللوازم بعد التدريب |
Ağrı kesiciler, tıbbi malzemeler, genel ilk yardım araçları. | Open Subtitles | مضادات حيوية, إمدادات طبيّة الإسعافات الأولية العامّة |
Çeşitli malzemeler, geri dönüş yolu, yiyecek. | Open Subtitles | ،الحصول على مؤن متنوعة ،مأوى، قُوت |
O konuyla Sorren'in ilgileniyor. Diğer malzemeler üzerinde çalışmaya başladım. | Open Subtitles | هذة غرفة "سورن" , الآن بدأت العمل على الخامات الآخرى |
Bu malzemeler hastaneye ait olduğu için değildir herhalde. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس ممكناً لأن تلك التجهيزات تعود إلى المستشفى |
Doğru şekilde karıştırılan, bu tehlikeli malzemeler dünyanın en iyi siğil yok edicisini oluştururlar. | Open Subtitles | والآن،خلط هذه الثلاتة مكونات الخطرة جدا معا بالطريقة الصحيحة ينتج أفضل محرك بالعالم |
Sandöviçler, çamaşırlar, vitaminler evsiz çocuklar için bazı temel hijyenik malzemeler. | Open Subtitles | السندويشات ، والملابس ، والفيتامينات بعض لوازم النظافة الأساسية للأطفال بلا مأوى |
O malzemeler herkese atıldı, sadece size değil. | Open Subtitles | هذه الامدادات سقطت لكل شخص.. وليس انت فقط |