Şu andan itibaren, hatti zatında, meşru oğlum, ve yegane mirasçıma bırakıyorum. | Open Subtitles | الذي سيعتبرمن الآن فصاعداً بكل الأغراض بمثابة أبني الشرعي . ووريثي الوحيد |
Hele saadet zincirleri ile meşru çok katlı pazarlama arasındaki fark oldukça bulanıktır. | TED | الفرق بين المخططات الهرمية والتسويق الشرعي متعدد المستويات يمكن أن يكون ضبابي بشكل خاص. |
meşru müdafaa iddianı doğrulayacak sıçrama izlerini yaratmak için doğru mesafeyi hesaplamalısın. | Open Subtitles | سيتوجّب عليكِ حساب المسافة الدقيقة لإنشاء نمط لطخات يدعم الدفاع عن النفس |
Şafakla beraber Macaristan'ın meşru Hükümetini devirmek üzere Sovyet Ordusu ülkemize karşı saldırıya geçmiştir. | Open Subtitles | مع مطلع الفجر، هاجمت القوات السوفيتية دولتنا وذلك للإطاحة بالحكومة الديموقراطية الهنغارية الشرعية |
Yani, yapmamız gereken ilk şeylerden biri neyin hukuki bir sebep, meşru bir hukuki sebep olduğunu çözmekti. | TED | لذلك من اول الاشياء التي كنا نحتاج القيام بها كانت معرفة ما كان سبب الدعوى, سبب قانوني للتحرك. |
Tüm bu insanların buranın meşru bir uyku tesisi olduğuna inanmaları gerekiyor. | Open Subtitles | إنظر، هؤلاء الأشخاص يجب أن يصدقوا بأن هذه دراسة نوم قانونية بحق. |
Hayatım boyunca gayri meşru diye alay edildim. | Open Subtitles | . هذا عظيم طوال حياتى يسخر منى . لأننى غير شرعى |
Çünkü onlara gayri meşru olduklarını söylemek istemedi. | Open Subtitles | لأنها لم تكن تريد أن تخبرهما انهما غير شرعيين. |
İşin komik yanı, meşru olan yedi tane evladım var. | Open Subtitles | الطريف بالأمر هو أنني أملك سبعة ما يُدعون بالأطفال الشرعيين |
Clark'ın evlatlığının sahte olduğunu ve benim gayri meşru oğlum olduğunu açıklamazsam, o... | Open Subtitles | إن لم أعقد مؤتمراً صحفياً وأعلن أن تبني كلارك خدعة وأنه أبني غير الشرعي فإنها |
Aranızda... bu ikisinin meşru olarak evlenmesine bir mani olduğunu bilen varsa... şimdi konuşsun, ya da ebediyen sussun. | Open Subtitles | إن كان هناك شخصاً حاضراً يعرف سبباً ما يمنع الزواج الشرعي لهذين الشخصين فليتحدث الآن أو فليصمت للأبد |
Ve bu adamın, sancak gemisinin General Kaptanı Don Juan Ubilla ve onun Meksikalı metresi Francesca Vangor'un gayri meşru oğulları olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | وإكتشفنا أيضاً أنه ..كان الإبنغير الشرعي. للفريق دون جوان أوبيليا. |
Diğerleri ise meşru müdafaaydı. | Open Subtitles | لانه كل مره يتقاتل فيها يكون، دفاع عن النفس. |
Senden kolaylıkla kurtulabilirim. meşru müdafaa hakkı. | Open Subtitles | يمكنني القضاء عليكِ بسهولة وتكون دفاعا عن النفس |
Seni aptal budala, bak ne yaptım, meşru müdafaanın ilk kuralını unuttun. | Open Subtitles | إنك أحمق غبي. نسيت القاعده الأولى للدفاع عن النفس. |
S.çarım böyle işe, adam gerçekten meşru mu? | Open Subtitles | يا للهول، تبا إنه بالفعل يعمل بالطرق الشرعية |
meşru hukuki sebep, avukatların, argümanlarını mahkeme önüne serebilmek için kullandıkları bir araçtır. | TED | و سبب قانوني للتحرك هو سيارة يستعملها المحامون لتقديم حججهم أمام المحاكم. |
Majesteleri, devletimizin Kralının meşru nikahlı karısı olarak zinadan dolayı vatana ihanetle itham ediliyorsunuz. | Open Subtitles | صاحبة السمو أنتى متهمة بالخيانة العظمى كزوجة قانونية لجلالة الملك لقد ارتكبتى الزنا. |
Dedelerin senin gayri meşru bir çocukla nişanlandığını duyduklarında mezarlarında ters dönecekler. | Open Subtitles | اذا اكتشف كلا جديكِ أنكِ خطبت لأبن غير شرعى فسيغمى عليهم |
Fransız yasaları miras hakkı konusunda meşru ve gayrimeşru çocuklar arasında fark gözetmez. | Open Subtitles | في القانون الفرنسي لا يوجد فارق الأطفال الشرعيين واللا شرعيين اذا ما جاؤا و طالبوا بحقهم في الميراث |
Sayın başkan, tam olarak kaç tane gayri meşru çocuk saklıyorsunuz? | Open Subtitles | سيدي العمدة ، كم عدد الأبناء غير الشرعيين الذين تخفيهم؟ |
Vergi veren meşru tüccarın işini azaltan çekçekçileri temsil ediyorlardı. | Open Subtitles | الذين يقودون التجارة بعيداً عن الأعمال المشروعة, و دافعي الضرائب. |
Son olarak meşru çok katlı pazarlama firmaları üyelerinden ürün ya da hizmet satma fırsatı için para istememelidir. | TED | وأخيرًا، إن شركات تسويق الأعمال متعدد المستويات القانونية يجب ألا تتطلب من الأعضاء الدفع مقابل فرصة لبيع منتج أو خدمة. |
İnternette, bunun 15 yaşında olan ilk çocuğumuzun gayri meşru çocuğu olduğu iddia edildi. | TED | تم الادعاء على الإنترنت أنه كان طفلاً غير شرعياً لطفلنا البكر الذي كان يبلغ 15 عاماً. |
Araştırıldı ve incelendi, meşru doğmuş bir bebek ölümünü sunabilmen için gerekli herşey orada. | Open Subtitles | ثمّ بحثها و تنقيحها، لديكِ كلّ ما تحتاجينه لتقديم قضيّة وفيّات أطفال رضّع شرعيّة |
Kraldan olma herhangi bir çocuk meşru kılınabilir mi, Lordum? | Open Subtitles | هل يمكن ان يكون أى طفل من صلب الملك يجعله شرعيا ؟ |
meşru ya da gayrimeşru damarlarından kraliyet kanı akıyor. | Open Subtitles | سواء كنتِ شرعيه او لا, فالدم الملكي يسري في عروقكِ. |
ve rodeo yakınlarında bir yere giden meşru doktor yok. | Open Subtitles | . و لن يقرب تلك المسابقة أيّ طبيبٍ شرعيّ |