| Ama hikâyenin asıl kahramanı Usta'nın metresi Margarita. | TED | مع ذلك فإن البطل الحقيقي هي عشيقة المعلم مارغريتا |
| Kilise tarafından kutsanmış olsa bile bir Kralın metresi olmayacağım. | Open Subtitles | فلن أكون عشيقة الملك حتى مع بركات أمير الكنيسة. |
| Bundan 3 yıl önce Harry Grey'in metresi yolculukta ona eşlik etmek için geldi. | Open Subtitles | في هذه النقطة منذ ثلاث سنوات، عشيقة هاري جاري وصلت لترافقه في رحلته. |
| Ve o Benjamin Guggenheim ve metresi Madam Aubert. | Open Subtitles | وذلك بنجامين جوجينهيم والسّيدة أوبيرت عشيقته |
| Kocam ve metresi. Beraber kaçmayı planlıyorlardı. | Open Subtitles | زوجى و عشيقته لقد كانوا يخططون للهروب معا |
| metresi olduğu için itiraf yapamaz. | Open Subtitles | كما تعرف لا يمكننا أن نأخذ إعترافهُ بالتوبة و لديه عشيقة |
| Kocanım metresi görümcemi tanıyor, diğer görümcemi tanıyor ve diğer görümcemi de tanıyor. | Open Subtitles | أن تكون عشيقة زوجي ،على معرفة بأخت زوجي وأخت زوجي الأخرى؟ وبحماتي؟ |
| Seninle evlenir evlenmez Bayan Clay'e metresi olarak Londra'da ev açacağına söz vermiş. | Open Subtitles | لقد وعدها بأن يجعلها عشيقة له في لندن عندما يتزوجك |
| - Neden bilmiyorum. - metresi konusunda da sana yalan söyledi. | Open Subtitles | لا أعرف السبب لقد كذب عليكِ ان لديه عشيقة |
| Size söylemeli miyim bilmiyorum ama, Kral, Leydi Misseldon'u metresi yaptı. | Open Subtitles | سيدتي, أنا لا أعرف إذا كان لا بد لي من اخبرك ولكن اتخذ الملك من السيدة ميسلدون عشيقة له |
| hayatımın en büyük tutkusu inanılmaz derecede zengin bir alışveriş merkezi zinciri kralının ve kabare paten pisti sahibi ve işletmecisinin metresi olmakmış. | Open Subtitles | طموحي الدائم كوني عشيقة لتاجر مركز تسوق غني جدا و المالك لملهى ساحة التزلج |
| Olay şu ki... Mesela gizli bir metresi olsun isteyen bir adamın zaten bir metresi varmış. | Open Subtitles | الأمر وما فيه الكثير من الأشخاص يأتون هُنا للحصول على عشيقة سرية والتي لديهم بالفعل. |
| Kocanın bir metresi olduğunu kendi annene anlatamadın mı? | Open Subtitles | لم تستطيعي ان تخبري امك بشأن عشيقة زوجك ؟ |
| Oh, ayrıldık, duygusal olarak. Fiziksel olarak ise burada yaşıyor çünkü metresi onunla ilgilenmeyi reddediyor. | Open Subtitles | نحن كذلك عاطفياً إنه يعيش هنا فقط لأن عشيقته رفضت الاعتناء به |
| metresi için bıraktığı emaneti bulduk. | Open Subtitles | لكننا اكتشفنا في النهاية أنه ترك هذه الأرض لزوجته و أبنائه . . و عشيقته |
| Nihayetinde, rötarlı saldırı emrini verir ve Alplerdeki metresi Eva Braun'un yanına gidip inzivaya çekilir. | Open Subtitles | فى نهاية المطاف، لقد أرجأ أمر الهجوم وعاد الى كوخه فى جبال الألب للانضمام إلى عشيقته إيفا براون |
| caldwell metresi icin pahali süsler satin almayi seviyor. | Open Subtitles | كالدويل يحب بأن يشتري الحلي الثمينة من اجل عشيقته |
| Kocamın metresi bu gece aramızda, erkek kardeşimle birlikte. | Open Subtitles | , العشيقة هنا الليلة جاءت مع أخي ما رأيكِ في هذا؟ |
| Peki ya Girish, ömür boyu seni metresi mi yapacak? | Open Subtitles | ام ان جيريش جعل منك محظيته للأبد بالدفع مره واحده |
| Çok iyi! Biraz daha büyük olsaydın, kocamın metresi olmandan gurur duyardım. | Open Subtitles | أحسنت, سأكون فخورة إذا كبرت و أصبحت خليلة زوجى |
| Sen de evi, çocukları, metresi ve köpeği alabilmek için onu tımarhaneye kapatmak istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | اذا تريد ان تضعها مع المجانين لتحظى بالمنزل، الأطفال، عشيقتك والكلب؟ |
| Ve bu adamın, sancak gemisinin General Kaptanı Don Juan Ubilla ve onun Meksikalı metresi Francesca Vangor'un gayri meşru oğulları olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | وإكتشفنا أيضاً أنه كان الإبن غير الشرعي للفريق دون جوان أوبيليا قبطان الكابيتانا وعشيقته المكسيكية فرانسيسكا فانجر. |
| metresi kelimelerle anlatmada zirveyi yakalamışken heyecanlanıp kaygısız kraliyet üyesini dövmeye çalışırken. | Open Subtitles | -وموجهة بالتحديد إلي عشيقات الملك -محاولة بكل جهدها أن تجلد عضو الممكلة السيء بالسوط حتي يصل إلي أعلي مراحل الغضب |
| Dediklerine göre kocasının bir metresi varmış ve boşanmak istemiş. | Open Subtitles | أنهم يقولون ان زوجها كانت له عشيقه وطلب الطلاق |
| Bak, diyeceğim şu, metresi 40 sent ana depodan bile alamazsın. | Open Subtitles | عليّ إخبارك بكل احترام مقابل 40 سنتاً للقدم الواحدة يمكنك شراءها من المستودع، حسناً، ادفع |
| - İddialara göre başkan, ayda 1.500 dolardan fazla bir ödemeyi metresi Janelle Stevens için kira olarak ödüyormuş. | Open Subtitles | التي تشير إلى أن المحافظ كان يدفع 1500$ شهريًا لشقة تعود لعشيقة سِرّية |
| metresi olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | إنك عاهرته, وكلتانا تعرف الأمر. |
| Hayır. Kral'ın zaten bir Kraliçe'si var. Onun metresi olmayı planlıyor. | Open Subtitles | لا، فلديه ملكة بالفعل إنها تخطط لتصبح خليلته |
| Karısı ve metresi vardı. Ayrıca genç bir çiftçi. | Open Subtitles | لديه زوجة وعشيقة |
| Ya bir metresle gelirim ya da bir demokratla diyince insanlar da metresi tercih edeceklerini söyledi. | Open Subtitles | .... و قال بأنّ بإمكانه إحضار فتاتهُ الجنسية أو الفتاة الديمقراطية |