Durum şu ki, Birleşmiş Milletler kimseye bir şeyi empoze etmez. | TED | حسنًا، إن الأمم المتحدة لا تفرض أي شيء على أي شخص. |
Belki de hâlâ Birleşmiş Milletler hedeflerinin kendileri için değil yalnızca fakir ülkeler için olduğunu düşünüyorlar ama dünya değişti. | TED | ربما هم يعتقدون أن هذا العالم يشبه العالم القديم عندما كانت أهداف الأمم المتحدة للدول الفقيرة فقط ولم تكن تشملهم. |
Birleşmiş Milletler, Dünya vatandaşlarından paniğe kapılmamalarını isteyen bir bildiri yayınladı. | Open Subtitles | أصدرت الأمم المتحدة مرسوما تطلب فيه من مواطني العالم ألا يذعروا |
Peki ya Birleşmiş Milletler'in özel temsilcisi olmaya ne dersin? | Open Subtitles | إذًا ما قولك في أن تكوني مبعوثًا خاصًا للأمم المتحدة؟ |
Yine de Birleşmiş Milletler her olasılığa karşı BİRİM'i sarı alarma geçirmiş. | Open Subtitles | رغم أن الأمم المتحدة قد وضعت يوينت قيد حالة التأهب الصفراء تحسباً |
Sanırım Birleşmiş Milletler karışmadan önce biraz daha zamanımız var. | Open Subtitles | أعتقد أن لديّ المزيد من الوقت قبل تدخل الأمم المتحدة |
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi dünyanın en yaşanabilir ülkesini tespit eder. | Open Subtitles | برنامج الأمم المتحدة الإنساني لمؤشرات نسبة البلدان الأقل صلاحية للعيش في العالم |
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi dünyanın en yaşanabilir ülkesini tespit eder. | Open Subtitles | برنامج الأمم المتحدة الإنساني لمؤشرات نسبة البلدان الأقل صلاحية للعيش في العالم |
Yaratığın son gelişi sebebiyle oluşan kafa karışıklığına rağmen NATO, Birleşmiş Milletler ve koalisyon güçleri kırmızı alarmda bekliyor. | Open Subtitles | بالرغم من الأرتباك الناجم عن الظهور الأخير للمخلوق، الأمم المتحدة والناتو وقوات التحالف لا يزالون في حالة تأهب قصوى. |
Birleşmiş Milletler üyelerinin neredeyse tamamı bir karşılık üzerine anlaşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كل دولة عضوة في الأمم المتحدة تقريباً تنسق لتنفيذ رد فعل |
Fakat, dikkat çekici bir şekilde Birleşmiş Milletler Çevre Program'ı, ülkedeki zenginliğin yirmi dört trilyon dolardan fazla olduğunu tahmin ediyor. | TED | لكن اللافت للنظر أن برنامج الأمم المتحدة البيئي قدر ثروة الدولة بحوالي 24 تريليون دولار. |
Birleşmiş Milletler uyuşmazlık çözücüsü değilim. | TED | لستُ أعمل في مجال حل الصراع لدى الأمم المتحدة. |
Çiçek hastalığını yenebilmek için tarihteki en büyük Birleşmiş Milletler ordusu toplandı. | TED | وللقضاء على الجدري، كان علينا أن جمع أكبر جيش الأمم المتحدة في التاريخ. |
Birleşmiş Milletler'in tahminine göre -- bunlar 2004 rakamları -- tüm dünyada neredeyse 800 milyon kişi okuma yazma bilmiyor. | TED | لذلك فتقديرات الأمم المتحدة لعام 2004 أنه يوجد حوالي800 مليون شخص لا يستطيعون القراءة والكتابة على مستوى العالم |
Birleşmiş Milletler yetersiz temizlik yüzünden her yıl 1.5 milyon çocuğun öldüğünü tahmin ediyor. | TED | ولذلك فإن الأمم المتحدة تُقدر أنه في كل عام، هناك 1.5 مليون طفل يموتون بسبب عدم كفاية المرافق الصحية. |
Fakat, çünkü onlar birleşmiş Milletler operasyonu, belki bu yüzden devletler ve şirketler onlarla ilgilenmiyorlar. | TED | و لكن لأنها عملية تابعة للأمم المتحدة، لعل ذلك هو السبب في أن الحكومات و الشركات ليست مهتمة بالقدر الكافي به. |
Çünkü bu bir birleşmiş Milletler operasyonu, tabiki, fon eksikliği yaşıyorlar. | TED | لأنها عملية تابعة للأمم المتحدة، فهي بالطبع تفتقد التمويل. |
Birleşmiş Milletler nükleer programımız ile ilgili endişelerin giderilmesini istiyor. | Open Subtitles | الامم المتحدة تطالب بأن تقوم بمخاطبة المجلس بخصوص البرنامج النووي, |
Milletler Topluluğu'nu büyüleyen ve birleştiren Kraliçe'yi milyonlarca insan selamladı. | Open Subtitles | ملايين الناس رأوا الملكة وحيوها وهي تترك الكومنولث مزدهراً وموحداً. |
Bu uçak Atlantik üzerinde ve rotası New York ve içinde Birleşmiş Milletler'den insanlar dolu. | Open Subtitles | في طريقِها إلى نيويورك و كَانتَ مليئة برجالِ مِنْ الأُمم المتّحدةِ |
Bugün Birleşmiş Milletler'de, sadece dokuz kişiden biri rahatsızlıkları için gerekli olan tedavi ve bakıma ulaşıyor. | TED | والآن، يوجد بالولايات المتحدة الأمريكية واحد من بين كل تسعة ممن يتلقون العناية والعلاج لاضطرابهم |
Aynı zamanda bizi Birleşmiş Milletler binasını yok etmekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | وقد هدَد أيضاً بجعل مبنى الأمم المتَحدة يختفي |
Birleşmiş Milletler'in yıllıklarında 150... 130 toplumun demografik yapısına baktım. | TED | لقد فحصت مابين 130 إلى 150 مجتمع من خلال سجلات السكان السنوية بالأمم المتحدة |
...çocuk köleleri kullanılarak çıkartılır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi... ...buna “kan mineralleri” de demektedir. Çin, Shinjin’de ki... ...bazı bileşen yerlerine ve kapatılmış bir fabrikaya gezide bulundum. Bu yıl içerisinde fabrikada... | TED | و ينجم من قبل عصابات مسلحة بواسطة اطفال مستعبدين. ما يدعوه مجلس الامن الدولي المعادن الدموية . ثم انتقل الى بعض المكونات و انتهى في مصنع في مدينة شين جين في الصين، |
Almanya, Norveç ve çeşitli başka yerlerde çalışmıştım, ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne Britanya delegasyonu için çalışmak üzere New York'a gönderildim. | TED | عملتُ أيضا في ألمانيا ، النرويج، في أماكن أخرى متنوعة، لكنني أُرسلتُ إلى نيويورك للعمل في البعثة البريطانية في مجلس الأمن الدولي. |
Korkarım ki şu an Ruslar başı çekiyor. Birleşmiş Milletler'e baskı yapıyor. | Open Subtitles | الروسيون يتولون ذلك إنهم يضغطون على الولايات المتحدة من أجل العقوبات |