| Bu eşitsizlikler daha yeni yeni anladığımız, büyük nüfus hareketlerine neden oluyor. | Open Subtitles | انها من أسباب نزوح السكان على أي أساس نبني آرائنا لمعرفت الحقائق |
| Başkanın nüfus azaltma işlemini yürütmesi için konsey çoktan ferman çıkardı. | Open Subtitles | المجلس أعطى مسبقاً تخويلاً يمنح الحاكم صلاحية تنفيذ تقليص عدد السكان |
| İkincisi, nüfus artışı ve şehirlerdeki insan yoğunluğu. | TED | ثاني الأسباب هو النمو السكاني والكثافة السكانية في المدن. |
| nüfus yoğunluğu yatay eksende ve kilometre kare başına 250 kişi. | TED | والكثافة السكانية ممثلة على المحور الأفقي ونحن نمثل 250 فرد للكيلومتر المربع |
| nüfus geometrik olarak arttığına göre torban her yıl büyüyor mu? | Open Subtitles | هل لديك كيس يصبح أكبر كل سنة؟ بسبب النمو السكاني المتسارع |
| Yani size kişi başına GMH'yı göstereceğim, nüfus, yaşam süresi, bu kadar. | TED | سوف تريكم معدل دخل الفرد من إجمالي الناتج القومي عدد السكان .. او متوسط العمر وهذه هي الغاية من تلك الرسوم |
| nüfus hakkında bildiğimiz bir diğer şey nüfusta artış olması ama çoğumuz nüfusun değiştiğinin farkında değil. | TED | الآن، نعلم أن أعداد السكان في زيادة، لكن لا يدرك كثير منا أن هذا يتغير أيضًا. |
| İşte buradaki beyaz çizgiler nüfus. | TED | وبالتالي فالخطوط البيضاء هنا هي عدد السكان. |
| Bazı insanlar aile planlamasının gerçek amacının nüfus kontrolü olduğundan endişeleniyor. | TED | بعض الناس لا تهتم هذا هو الهدف من تنظيم الاسره انه يتحكم في عدد السكان |
| bu İngiltere'deki durumdur ve İngiltere'nin nüfus yoğunluğu | TED | هذا بالنسبة للمملكة المتحدة، وكثافة السكان فيها |
| nüfus yoğunlukları ve kişi başına tüketimlerde büyük çeşitlilik görebilirsiniz. | TED | و تستطيع أن تلاحظ التنوع الشاسع في كثافة السكان والإستهلاك الفردي لهم |
| Sağ alttaki Bangladeş de Bahreyn ile aynı nüfus yoğunluğuna sahip ama kişi başı tüketimi 100 kat daha az. | TED | في اليمين السفلى، بنغلاديش لديها نفس الكثافة السكانية للبحرين ولكنها تستهلك 100مرة أقل للفرد |
| Ekonomisini değiştirmedi, nüfus bileşenlerini değiştirmedi. | TED | لم تغير اقتصادها. لم تغير تركيبتها السكانية. |
| Ve bu sadece Afrika'daki nüfus yapısıyla alakalı değil. | TED | وليس الأمر هو التركيبة السكانية للدول الأفريقية |
| Dokuz ay sonra, nüfus patlaması olmuş çünkü insanlar karanlığın nimetlerinden faydalanmışlar. | Open Subtitles | بعد تسعة أشهر بدأ الانفجار السكاني لأن الناس يمتازون بالحميمية في الظلام |
| Rakibinin nüfus merkezleri hızla, aniden, başarılı şekilde imha edilir. | Open Subtitles | الاستيلاء على مراكز التجمع السكاني بضربات قوية، بسرعة وبآن واحد |
| Rakibinin nüfus merkezleri hizla, aniden, basarili sekilde imha edilir. | Open Subtitles | الاستيلاء على مراكز التجمع السكاني بضربات قوية، بسرعة وبآن واحد |
| Ve bunun yanında, nüfus artışının yüzde doksanı şehirlerde gerçekleşiyor. Kargalarda da bir nüfus patlaması görüyoruz. | TED | ومن بين هؤلاء، تسعة أعشار من معدل النمو السكاني يحدث في المدن. نحن نشهد إنفجار سكاني مع الغربان. |
| Az önce bahsettiğiniz nüfus sayımı, 1930 yılındaydı değil mi? | Open Subtitles | الإحصاء الذي ذكرته قبل لحظة، كان لعام 1930، أليس كذلك؟ |
| Sende ayı kapanına yakalanmış bir nüfus memurunun hitabet gücü ve ivediliğini görüyorum. | Open Subtitles | لديك فصاحة وإلحاح عامل إحصاء عدد سكان قد وقع في شَرك دب |
| Söz konusu cisimler büyük nüfus merkezlerinin yirmi kilometre açığında birbirlerine yakın öbekler halinde suya çarpıyorlar. | Open Subtitles | تلك الأجساك هي مصدر تساؤلنا. إنّها تتساقط على بعد 10 أميال خارج كل منطقة سكّانيّة رئيسيّة. |
| Kısırlık kaynaklar yenilenene kadar nüfus artışını engellemenin bir yolu. | Open Subtitles | العقم وسيلة لخفض مؤقت للسكان فقط حتى تتجدّد مصادر الطاقة |
| 11.5 milyonluk bir Alman-Slav nüfus. | Open Subtitles | ألمانيا المختلطة يبلغ عدد سكانها 111,2 مليون نسمة |
| Seung Jin ailesine girme sebebim okula gidebilmem için nüfus kütüğüne kaydedilmem gerektiği içindi. | Open Subtitles | ؟ لا ، حينها .. إن الإنطباع الذى لدىَ هو أن سبب مجيئى إلى مجموعة سيونغ جين لأننى إحتجت تسجيل عائلى لدخول لمشفى |
| nüfus 300. | Open Subtitles | تعداد سكانها 300 |
| Bunun nedeni iki ülkenin benzer nüfus büyüklüğüne sahip olmalarıdır. | TED | ذلك لأن الدولتين. ذات كثافة سكانية متقاربة. |
| İyi tavuğa ve BM'nin nüfus sayımıyla çocuklarınızı gay yaptığına. | Open Subtitles | الدجاج اللذيد، و التعداد السكانيّ الذي يعتبر الوسيلة للأمم المُتحدة لجعل أطفالك شاذين. |
| nüfus altmış bin; seçmen kaydı, üç. | Open Subtitles | السكّان , 60 ألف, عدد الناخبين , ثلاثة |
| Bu, aşırı nüfus artışı sorusuna verdiğim cevaptır. | TED | وهذه هي إجابتي لمسألة الإنفجار السكّاني. |