"neden olduğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • سببه
        
    • يسببه
        
    • تسببها
        
    zaman hastalığı ortaya çıktı bir beyin tümörünün neden olduğu. Open Subtitles إتضح بأن مرض مرور الزمن عنده سببه ورم في الدماغ
    Hepsi Nancy Pelosi'nin neden olduğu ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılan eski yatırım bankacıları. Open Subtitles هؤلاء المستثمرون السابقون الذين خسروا بعد الإنهيار الإقتصادي والذي سببه نانسي بيلوسي
    Yangına, Upper West Side psikiyatristi Dr.Raul Berreca'nın ofisinde meydana gelen gaz patlamasının neden olduğu sanılıyor. Open Subtitles الحريق كان سببه انفجار غاز حدث في مكتب واقع بالمنطقة الغربية الشمالية للطبيب النفسي الدكتور راؤول باريرا
    Fakat bu hastalığın neden olduğu gerçek fiziksel hasarı görmek için sağlıklı yaşlanan bir beyin ve bir Alzheimer hastasının beyninin resimlerine bakmamız yeterli. TED ولكن كل ما علينا هو النظر لصورة لدماغ مسن و صحي، و نقارنها بدماغ مصاب بالزهايمرز لنرى التلف الفعلي الذي يسببه المرض.
    Elektrik hatlarının neden olduğu alanlar hakkında bir makale okumuştum. Open Subtitles فرأت مقالة حول المجال الكهرومغناطيسي التي تسببها خطوط الكهرباء
    Eğer bu işe devam edeceksek, o adamlardan daha az yardımcı olacak olan Tanrı'nın neden olduğu bir şey. Open Subtitles سببه الله، الذي سيكون مساعد أقل بكثير من أولئك الرجال... إذا نحن أن نستمرّ هذا العمل.
    Peki Shane'nin neden olduğu bu zararın nasıl üstesinden geldin? Open Subtitles كيف أزلتِ كل الضرر الذي سببه شاين؟
    Bölgede baltanın neden olduğu bir eziklik yok. Open Subtitles لا كدماتَ على الجروحِ سببه الفأسِ.
    Alıntı yapıyorum, "bilinmeyen bir maddeye maruz kalma" neden olduğu solunum yetmezliği sonucu ölmüştür. Open Subtitles ، مات جرّاء فشلٍ بالجهاز التنفسيّ سببه "و أنا أقتبس: "التعرّض لمادةٍ غير معروفة
    Carol ilk değildi ve son da olmayacaktı, kendini bu tarz korkutucu bir çevrede, GPS takibinin neden olduğu böyle can sıkı bir durumda bulanlardan. TED كارول ، ليست الأولى ، وبالتأكيد ليست الأخيرة ممن وجد نفسه في هذه الوضع المخيف و المثير للقلق الذي سببه جهاز تعقب الـ GPS
    Kapıdan içeri girenlerin %80'inin bulaşıcı bir hastalığı vardı. Gelişmekte olan üçüncü dünya ülkelerindeki fakir yaşam alanlarının neden olduğu bulaşıcı hastalıklar. TED ثمانين بالمئة من الذين جاؤوا لمركزه, بسسب مرضي, كانوا مصابون بمرض معدي-- من العالم الثالث, مرض معدي من الدول النامية سببه هو بيئة الأحياء الفقيرة
    - Dışarıdaki geminin neden olduğu bir şey mi? Open Subtitles - سببه السفينة هناك؟ مم.
    Ve bütün bu şeyler gerçekten iğrenç ama asıl sinsi şey bütün bir ekosistem üzerinde neden olduğu değişikliklerden ötürü biyolojik kirliliktir. TED وكل هذه المواد هي مثيرة للاشمئزاز حقا ولكن ماهو ماكر حقا هو التلوث البيولوجي الذي يحدث وذلك بسبب أهمية تغير الطقس الذي يسببه للنظام البيئي ككل
    Bunun neden olduğu rahatsızlık için özür diliyorum. Open Subtitles إعتذاراتى لأى إزعاج يسببه هذا
    İkinci soru: Şirketin küresel boyutta neden olduğu sorunlar bir BM anlaşmasına konu olacak kadar ciddi mi? TED السؤال الثاني: هل للمشكلة التي تسببها الشركة أثرا كبيرًا على المستوى العالمي لدرجة أن تكون مادة لاتفاقات الأمم المتحدة؟
    Benim T-portumun neden olduğu hiçbir kazada ölen ya da yaralanan olmadı. Open Subtitles لا أحد قد مات من أي وقت مضى أو أصيبوا في أي حادث السيارة التي تسببها بلدي T-ميناء.
    Çalışanlardan biri hastalanmalarına neden olduğu için Caroline'ı öldürmüş olabilir mi? Open Subtitles هل تعتقد أنه ربما قام أحد الموظفين بقتل (كارولين) بسبب تسببها في مرضهم؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more