"nezaket" - Translation from Turkish to Arabic

    • مجاملة
        
    • اللطف
        
    • المجاملة
        
    • اللباقة
        
    • الطيبة
        
    • العطف
        
    • الكياسة
        
    • كياسة
        
    • لطف
        
    • لطفاً
        
    • كمجاملة
        
    • الأخلاق
        
    • الطيبه
        
    • الأدب
        
    • الآداب
        
    Titizlik için seçilmişsin sen, diğerlerine karşı nezaket ve güney zerafeti. Open Subtitles أنت تم إختيارك لاناقتكَ، مجاملة للآخرين ونعمتكَ الجنوبية.
    Birbirimizin yemeğini nefret kurşunları ile bölmemek için nezaket gösterirdik. Open Subtitles -كانت مجاملة مشتركة ان لا نقاطع وجبات بعضنا بقذيفة كراهية.
    Özür dilemen ne incelik. nezaket çok önemlidir, öyle değil mi? Open Subtitles من الرائع أنـّك تقدّمت بالإعتذار اللطف شيء هام، ألا توافقني الرأي؟
    Ama nezaket icabı görev başında öldürüldü diye rapor ettim. Open Subtitles ولكنني أبلغت بأنه من جيش التحرير الكوري من باب المجاملة.
    Biri sana selam verdiğinde ona da selam vermek nezaket kuralıdır. Open Subtitles عادة عندما يقول أحد مرحباً من اللباقة أن تردي التحية
    Anlayış, nezaket ya da acıma duygusu... mümkün olan başka hiçbir şey... Open Subtitles التفهم , الطيبة أو الشفقة عندما لا يكون شيء آخر غير هذه الأشياء متاحا
    Fakat, siz bir eyalet hapishanesinde federal bir nezaket istiyorsunuz. Open Subtitles لكنكم تطلبون مجاملة الفيدراليين في إصلاحية الولاية
    Fakat, siz bir eyalet hapishanesinde federal bir nezaket istiyorsunuz. Open Subtitles لكنكم تطلبون مجاملة الفيدراليين في إصلاحية الولاية
    Bana gelince, memnuniyetlerini sağlamak için sarf ettiğim, aşırı nezaket ve istek yüzünden olabilir mi acaba? Open Subtitles بالنسبة لي أتسائل لو كان يقع هذا في مجاملة مفرطة
    Ve bu hayvanları aşırı-tüketimimiz sera gazları ve kalp hastalıklarına sebep olurken, nezaket ile konuyu başka yönlere çekmenin anlamı yok. TED ومع الإستهلاك المحموم لتلك الحيوانات التي تنتج غازات الدفيئة وأمراض القلب، يكون اللطف مثل الرنجة الحمراء.
    Düşmandan nezaket görmenin nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz? TED أتعلمون ما هو شعور تلقي اللطف من يدي العدو؟
    Burada ihtiyacımız olan biraz nezaket ve işbirliği. Open Subtitles مانحتاج إليه هنا هو القليل من المجاملة و التعاون
    Bütün vampirleri yok etmek için yola çıkmış birinin, birlikte avlanacağı insanları beklemesi nezaket icabıdır. Open Subtitles إذا وضعت ميعاداً لتدمير جميع المصاصين فكان من باب المجاملة أن تنتظر مساعدينك
    Ne yazık ki, nezaket açısından sınav yapmıyorlar. Open Subtitles لسوء حظك لا يتم اختبارنا على الأخلاق الحميدة أو اللباقة
    O bana kelimeleri ve numaraları gösterir. Gittiğim her yerde nezaket kurallarını öğreniyorum. Open Subtitles لقد أراني أرقام وكلمات أن أجد الطيبة حيث أذهب
    Ama seni yalnızca nezaket ve cömertlik gösterisi için çağırdığımı düşünüyorsan şu anda arabayı terkedip, eve dönüş yolunu kendin bulabilirsin. Open Subtitles لكن إن كنت تظنين أننى طلبتك بدافع العطف أو الإحسان يمكنك النزول من السيارة الآن والعودة إلى المنزل
    ABD'nin çoğu bölgesinde, toplumdaki temel beklenti nezaket ve mahremiyet arasındaki dengeyi korumak. TED في معظم أنحاء الولايات المتحدة، التوقع الأساسي في الأماكن العامة هو أننا نحافظُ على التوازن بين الكياسة والخصوصية.
    Merak ediyorum, aramızdaki son tatsız duruma... engel olmak için nasıl bir nezaket göstermeliydim? Open Subtitles أحاول أن أتخيل أي كياسة من ناحيتي كان يمكنها أن تزيل الصعوبة في علاقتنا
    Bir nezaket maskesi gerçek çıkarlarımızı saklıyor. Open Subtitles مظهر لطف خادع يخفي مصالحنا الشخصية الحقيقية
    Eğer bir ünüm varsa Albay Protheroe, böyle söylemeniz de büyük nezaket. Open Subtitles سمعتي أيها الكولونيل "بروذرو" لو كانت لدي سمعة كان لطفاً منك قول ذلك
    Diğer yolculara nezaket göstermek için... lütfen araçtaki tuvaletin sadece bir numara için kullanıldığını unutmayın. Open Subtitles كمجاملة لزملائكم المسافرين, تذكروا ان المرحاض الداخلى يستخدم لمرة واحدة فقط.
    Romanın evrensel ahlak, nezaket ve toplum konuları onu bir edebi klasik yaptı ve zamanın gelenekleri ile insanlığa uzun süredir olan inancı eleştirdi. TED الموضوعات العامة للرواية المتمثلة في الأخلاق والتحضر والمجتمع جعلت منها روايةً كلاسيكية في الأدب، ساخرةً من الأعراف والمعتقدات الراسخة حول الإنسانية خلال تلك الفترة.
    "Mantık, bilgelik, hayırseverlik, nezaket ve inanç, bunlar, yolculuğunzdaki tehlikelere karşı rehberiniz olsun." Open Subtitles , التعقل ، الحكمة، الصدقة " " الطيبه والإيمان " أترك هؤلاء يَكُونَوا دليلَكَ على هذا البحث الخطيرِ "
    Hayır ama ben söyledim o da söylemeliydi. nezaket ölmüş. Open Subtitles لا، لكني قلتها فينبغي عليه قولها أيضًا إنه من الأدب.
    O kadar uzun zamandır insan içine çıkmıyordum ki, ...sosyal nezaket kurallarını tamamen unutmuşum. Open Subtitles أنصت إليّ، كنت بعيدة عن المجتمع لفترة طويلة، نسيت تماماً الآداب الاجتماعية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more