"niyeti" - Translation from Turkish to Arabic

    • نية
        
    • النية
        
    • نواياه
        
    • نيته
        
    • يقصد
        
    • تنوي
        
    • نيّة
        
    • نيتها
        
    • نواياها
        
    • بنية
        
    • النيّة
        
    • ينوِ
        
    • نيه
        
    • هدفه
        
    • تعتزم
        
    Kavga etmek için en ufak bir niyeti olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن لديه أدنى نية للمحاربة، كما هو كذلك
    Kız arkadaşı ile beraber yaşayan ama evlenmeye niyeti olmayan erkekler gibi konuşuyorsun. Open Subtitles تتحدث مثل كل رجل عاش مع إمرأة ليس لديه نية أن يطلب يدها
    Ve Don Domenico Surriano'nun sizinle bir evlilikte birleşmeye hiç niyeti yok. Open Subtitles ودون دومينيكو سوريانو لم تكن لديه النية للزواج منك هل هذا واضح؟
    Kusura bakma ama niyeti ne kadar iyi olursa olsun bir babanın kızını aldatmasına yardım edemem. Open Subtitles أنا آسف، لكن لست في العادة مساعدة أبّ عالج بنته. مهما كان جيد نواياه قد تكون.
    Eminim niyeti iyidir ama bana daha kötü bir hediye veremezdi. Open Subtitles مُتأكدة أن نيته سليمة لكن كان باستطاعته عدم إعطائي أسوأ هديّة.
    Ona kızardım. Babamın niyeti kimseye zarar vermek değildi. Sadece işini yapıyordu. Open Subtitles لم يقصد والدي إيذاء أحد لقد كان يؤدّي عمله فحسب
    Majestelerinin niyeti her ne olursa olsun kardeşini desteklemek mi? Open Subtitles إذاً هل تنوي جلالتك أن تدعمي شقيقك مهما كانت العواقب؟
    Çünkü eğer polissen, satın alma niyeti olmadan tutuklayamayacağını bilirsin ve bunda para yoksa, satın alma niyeti de yoktur. Open Subtitles لأنّك لو كنت شرطياً، فأنت تعلم أنّه لا يمكنك القيام باعتقال دون نيّة بيع ،وإن لم يكن هناك مال هنا فلا وجود لنيّة البيع
    Ve seni ailene geri verme gibi bir niyeti de yok. Open Subtitles كما، ليس لديه أي نية لإرجاعك لأبيكِ في أي وقت قريب
    Hukuk eğitimi almaya niyeti olduğunu dile getirdi. Samimi olduğuna inanmaktan ziyade inanmayı diledim. Open Subtitles قد ابدى نية في دراسة القانون تمنيت، بدلا من التصديق، باخلاصه.
    Bu da bu mesajların niyeti gösterdiğini ama gerçek olmadığını gösterir. Open Subtitles وهذ يجعلها رسائل تدل على نية القتل وليست حقائق
    Simon'ın niyeti saf Romeo ve Juliet gibiydi. Open Subtitles كانت نية سايمون بريئة كبراءة روميو و جولييت
    Silahsız olması buna niyeti olmadığını göstermez. Open Subtitles فقط لأنه لم يحضر السلاح لا يعني أنه لا يحمل النية
    Yalancı, Ferrari kiralayan, art niyeti olmayan aptal. Open Subtitles انة الكذاب , حسن النية الذى اقترض الفيرارى ليلة امس
    Ama konu şu ki, sizin insanlarınızın niyeti iyiydi. Open Subtitles و لكن النتيجة هي أن شعبك كانت نواياه طيبة
    niyeti ne olursa olsun cok cömert davranmis. Open Subtitles ومهما كانت نواياه فهو كريم جداً لقد سألها الزواج
    Sonra Bay Grant'a bir iş sağladı, asıl niyeti onu suçlanacak kişi haline getirmekti. Open Subtitles ثم قام بزيارة السيد جرانت وكانت نيته معقودة على جعله كبش الفداء
    Eminim ki, yaşlı adamın zarar vermeye niyeti yoktu. Belki büyüde terslik oldu. Open Subtitles أنا متأكد إنّ ذلك الساحر العجوز لم يقصد أي أذى ربّما كانت التعويذة خاطئة
    Ama niyeti kesin Doug'in işini bitirmekmiş. Open Subtitles رغم أنني واثق بأنها كانت تنوي القضاء عليه
    Umarım burada durup onu savunurken seni affetmeye niyeti olmadığının farkındasındır. Open Subtitles آمل أنّك تعلم بوقوفك هنا مدافعاً عنه أنّه ليس لديه أيّ نيّة لمسامحتك
    Neyse, annem beni deli ediyor ama niyeti kötü değil. Open Subtitles عل كلٍ, تصيبني أمي بالجنون، لكن نيتها حسنة.
    niyeti iyiydi, bunda hiç kuşku yoktu. Fakat o gün çoğu insanın aklını karıştıran onun amaçlarının fazileti değildi. Hemen hemen herkesin aklını kurcalayan "neden?" sorusuydu. Open Subtitles لكن ما حير الكثير فى ذلك اليوم هو ليس حقيقة نواياها ماحيرالكثيرهولماذا بأى منطق غريب
    Bana, Baek'in yeni bir araba alma niyeti olduğundan bahsetti. Open Subtitles انها إذاً أخبرتني عن بييك بنية أن تحصل على سيارة جديدة
    Ne söylerse söylesin, devre panosunu geri vermeye niyeti yok. Open Subtitles مهما قال أبي ، فليس لديه النيّة لكيّ يقوم بتسليم تلك اللوحة الالكترونية
    Karada kalmak gibi bir niyeti yoktu. O uzun kapıları olan kocaman evinde hem de. Open Subtitles لم ينوِ البقاء على اليابسة في بيته الكبير ذي البوابة الضخمة.
    Burada neler oluyor? Odadan ayrılmaya hiç niyeti yok. Open Subtitles ماذا يحدث هنا ، ليس لديها نيه لترك الغرفه
    Buraya yerleşmekteki niyeti kızlarımızdan biriyle evlenmek mi yani? Open Subtitles أذا فهذا هو هدفه من الأستقرار هنا؟ أن يتزوج واحدة من بناتنا
    Sanirim niyeti hepimizi hesap sorulabilir hale getirmek. Open Subtitles أعتقد أنها تعتزم تحميلنا جميعًا المسؤولية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more