aa, bu sabah konuştuğumda, ben ona ailesine odaklanması gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | عندما تكلمت معه هذا الصباح اخبرته ان يركز على عائلته اليوم |
Ama bunu için doğru şeylere odaklanması gerekiyor. | Open Subtitles | لكن ذلك يتطلب منه أن يركز على الجوانب الصحيحة |
Onları bırakıp asıl göreve odaklanması emredildi. | Open Subtitles | و أن يركز على المهمة الأساسية و قام بعصيان الأوامر |
Bunlar yakın nesnelerin odaklanması için ayarlanmış, sadece bir odak gücüne sahip merceklere sahiptir. | TED | إنها تملك عدسات بقوة مركزية وحيدة يتم ضبطها بحيث تركز على الأشياء القريبة. |
Azmış ergen, senin büyüleyici inek zekânın paraya odaklanması gerek. | Open Subtitles | أيها الشبق أريدك أن تركز قواك السحريه على مشكلتنا |
odaklanması için uğraşıyorum. | Open Subtitles | وأحاول أن أبقيها بكامل تركيزها. |
Adamların Urca'ya odaklanması gerekirken bunu düşünüp telaşlanmasını istemiyorum. Tanrım. | Open Subtitles | لا أريد أن تذعر الرجال بشأن هذا الأمر عندما أريدهم أن يركزوا على خطام سفينة (أركا) |
Babanızın işine odaklanması gerek sizin de Bahar Şarkı'nıza odaklanmanız gerek ve sizi çok seviyor dedim. | Open Subtitles | قلت ان اباكما يريد ان يركز على الحصول على عمل الأن وان عليهما ان يركزا على الاستعداد لمهرجان الربيع وانه يحبهما كثيراً |
Birçok bilim insanı en basit çözüm üstünde duruyor: Amiloid plakalarının bu doyma noktasına ulaşmasını engellemek. Bu da ilaç buluşlarının büyük ölçüde, amiloid plaklarının yoğunlaşmasını önleyecek bir bileşimin bulunmasına odaklanması anlamına geliyor. | TED | يراهن العديد من العلماء على الحل الأبسط: منع صفائح الأميلويد من بلوغ نقطة التحول، مما يعني أن اكتشاف دواء يركز على تطوير مركّب يمنع أو يتخلص أو يقلل من تكوم صفيحات الأميلويد. |
Demek istediğim, geleceğine odaklanması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أعني ألا يجب أن يركز على مستقبله |
Bazılarımız tek kişiye odaklanması gerekir. | Open Subtitles | بعضنا يجب أن يركز على شخص واحد فقط. |
Yates, Amerikan İHA'larına odaklanması için değiştirmiş. Hepsi bu. | Open Subtitles | عدّله (يايتس) حتى يركز على الطائرات الآلية الأمريكية، هذا كلّ شيء. |
Tabi Francis için, başkan olarak tüm odağının Amerikan ailelerinin ilerlemesine odaklanması dışında. | Open Subtitles | عدا أن (فرانسيس) كرئيس يركز على تقدم العائلات الأمريكية كلها |
Bütün istasyonların bu yere odaklanması istiyorum. | Open Subtitles | اريد كل القطاعات أن تركز على هذا المكان |
Becky'nin bir seferde tek bir kişiye odaklanması daha kolay. | Open Subtitles | (من السهل على (بيكي أن تركز على شخص واحد في كل مرة |
Dr. Shepherd'ın odaklanması gerekiyordu. | Open Subtitles | دكتوره شيبرد . تحتاج لأن تركز |
odaklanması, saplantılı davranışları... | Open Subtitles | تركيزها ...سلوكها الإستحواذي |
İnsanların Cam'le Mitch'e odaklanması gerekmez mi sence? | Open Subtitles | ألا تظن بأن الناس يجب أن يركزوا على (كام) و (ميتش) ؟ |