| Önceden plan yapmak, odamı boyamak, duvarlara resim asmak gibi şeyler. | Open Subtitles | مثل التخطيط للمستقبل و دهان غرفتي و وضع صور على الحائط |
| - Açıklamanı müdüre sakla. - Birisi odamı da karıştırmıştı. | Open Subtitles | .وفر كلامك للمدير أحدهم ألقى نفايات فى غرفتي أيضا ً |
| Bilmiyorum. Ne olur ne olmaz diye odamı kimseye vermeyin. | Open Subtitles | لا أعلم, يمكن أن تبقي غرفتي تحسباً لهذه الحالة فحسب. |
| Üniversiteyi bıraktığımda, yurttaki kabus gibi odamı da bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | عندما تركت الجامعة كان عليّ ان اترك غرفتي وهو ماكان كابوساً |
| Ne zaman yemek yapsan, ne zaman odamı toparlasan. Seni seviyorum anne. | Open Subtitles | عندما تطبخين طعامى عندما تنظفين غرفتى أحبك يا أمى أحبك يا أمى |
| Eski odamı istemiyorum, ayrıca yeni bir araba da istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد إستعادة غرفتي القديمة، ولا أريد سيّارة جديدة مكشوفة. |
| odamı paylaştığım ve dizini bir solucanın yediği kişiyi kim çekti? | Open Subtitles | من صوّر الشخص الذي شاركني غرفتي والذي أكلت الديدان ركبته ؟ |
| Ve sanırım, en çok katkısı olan şey lisedeyken yatak odamı bu şekilde dekor etmiş olmam. | TED | وأطن أن أهم عامل أدى لذلك هو أنه هكذا زينت غرفتي في الثانوية العامة. |
| Rıhtımda bir oda tutabilirim ve sen de dürbün alıp, hücrenden odamı görebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن أحصل على غرفة في الواجهة البحرية ويمكنك أن تحصل على بعض المناظير وترى غرفتي من زنزانتك |
| odamı tamamen mahvettiler. | Open Subtitles | اقتحموا غرفتي بينما كنت نائماً، قاموا بقلب الغرفة رأساً علي عقب. |
| Yağmasını isteyeceğim, bir boru patlayacak ve odamı sel basacak. | Open Subtitles | مثلما,أحياناًأريدأنتُمطر... فتنفجر ماسورة في غرفتي و تغرق كل شيء بهاً |
| - Yeni odamı ve okulumu görmek için. | Open Subtitles | لمعرفة غرفتي الجديدة، واجباتي المدرسية الجديدة، كل شيء بالنسبة لي جديد. |
| odamı düzenledim, Diwali'den biriyle paylaşabilirim... ama bir yabancıyla asla olmaz. | Open Subtitles | لكن أين ستضعينها؟ أنت يجب أن تخلي غرفتك أنا لن أخلي غرفتي |
| Peki neden odamı paylaşmam gerekiyor ki? | Open Subtitles | أنا حالياً أزين غرفتي كما أنني لا أحبّ الغرباء لأدعوهم إليها |
| Evet, odamı alabilirdin. Eğer taşınıyor olsaydım, tabii. | Open Subtitles | أجل، يمكنكِ الحصول على غرفتي إن قرّرت الإنتقال |
| Taşınmamdan 20 dakika sonra babam odamı spor odasına çevirdi. | Open Subtitles | أبي تحولت غرفتي إلى صالة رياضية بعد 20 دقيقة انتقلت بها. |
| odamı toparladıktan sonra saat birde kütüphanede yanıma gel. | Open Subtitles | عندما تطلبيني في غرفتي ألتقي بي في المكتبة عند الواحدة |
| Bay ağız sulandırana söyle ben uzaklara gidiyorum odamı kıralayabilir. | Open Subtitles | اخبري السيد موثواترينج بانه يمكن ان يستاجر غرفتي بينما انا غائبة |
| Bizim yanımıza taşınmalı. Benim odamı alabilir. Ben küçük odaya geçerim. | Open Subtitles | اجعليه يسكن معنا سوف اعطيه غرفتى و سوف اسكن فى الوكر |
| Yatak odamı Krala açtığımdan beri, bu işten çok iyi geçiniyorsun. | Open Subtitles | فمنذ أن فتحت باب غرفة نومي له عشت بهناء بفضل ذلك. |
| Bunun için benim odamı kullanabilirsin. | Open Subtitles | حسنا, اسمع, يمكن استعمال حجرتي من أجل ذلك |
| Eski odamı n'apacaksın? | Open Subtitles | إذن ، ماذا تعتقد أنك فاعلاً بغرفتي القديمة ؟ |
| Chateau Marmon'taki odamı iptal ettireyim o zaman. Bulgarlarla ilgili bir şey öğrendiniz mi? | Open Subtitles | حسناً, سألغي جناحي الخاص بفندق "شيتو مارمونت". هل وجدتِ اي شئ عن "البلغاريين"؟ |
| Bak, yatman gerekiyorsa benim odamı kullan. | Open Subtitles | النظرة، إذا تَحتاجُ لإضطِجاع، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَستعملَ غرفتَي. |
| Oturma odamı buldozerle kazıp yerine alışveriş merkezi mi koyuyorlar? | Open Subtitles | هل ستاخذين غرفة معيشتي وتجعليها مركز للتسوق؟ |
| Meyhane öyle kalabalık ki odamı biriyle paylaşıyorum. | Open Subtitles | الفندق مزدحم جداً و كان علي أن أتشارك بالغرفة |