"olduğunu söylemişti" - Translation from Turkish to Arabic

    • قال أنه
        
    • قالت أنها
        
    • قال بأنه
        
    • قال ان
        
    • قالت أن
        
    • قال انه
        
    • قال بأن
        
    • أخبرني أن
        
    • قالت أنه
        
    • قال أنّ
        
    • قال بأنها
        
    • قالت بأن
        
    • قال أنك
        
    • قال أنكِ
        
    • قال أنها
        
    Babam zamanda yolculuk hakkında okumaya başladığında... bunun Dünya için nükler bombadan daha büyük bir tehdit olduğunu söylemişti. Open Subtitles عندما قرأ أبي عن السفر عبر الزمن قال أنه تهديد للعالم أكثر من القنبلة الذرية
    Zamanında porselen koleksiyonu olan bir adama aşık olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد قالت أنها تحب الرجل ،الذي يجمع الخزف
    Karısının öldüğü günün hayatının en kötü günü olduğunu söylemişti. Open Subtitles اليوم الذي توفيت فيه قال بأنه أسوأ يوم في حياته
    ayrıca biri bana af dilemenin ... kimseyi küçültmeyeceğini... ve affedenin sevgi dolu kocaman bir yüreği olduğunu söylemişti. Open Subtitles بالمناسبة هناك شخص ما قال ان الاعتذار لا يقلل من قيمة الشخص و الذي يَغْفرُ له يَمتلكُ قلب كبير.
    Bana Lisa Oberman'ın da aynı dönemde burada olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد قالت أن ليزا أوبرمان كانت هنا فى نفس التوقيت
    Dur. Kendall cesedin yanında sadece Nunez'in olduğunu söylemişti. Open Subtitles توقف كاندال قال انه ننيز وحدها رأت الجثه
    Gömülü hazinenin sarkıtlı mağarada olduğunu söylemişti değil mi? Open Subtitles هو قال بأن الكنز المدفون في هذا الكهف أليس كذلك؟
    Profesör, romandaki karakterlerin fazlasıyla kendisi gibi, eğitimli ve orta sınıf insanlar olduğunu söylemişti. TED الأستاذ أخبرني أن شخصياتي كانت مشابهة بشدة له، رجل متعلم من الطبقة الوسطى.
    Onun kafasını karıştıran ilacın bu olduğunu söylemişti. Open Subtitles هذا هو الدواء الذي قالت أنه جعله مضطرباً
    Işık beni etkilememişti. Babam bunun nedeninin benim henüz daha çok genç olmam olduğunu söylemişti. Open Subtitles الضوء لم يؤثر بى أبى قال أنه ربما لأننى ما زلت صغيرا
    Korkutucu olmadığı için kötü olduğunu söylemişti yüzümü bile gizlemiyordu. Open Subtitles قال أنه كان واهي لأنه لم يكن مخيفا ً لم يكن تنكريا ً حتى
    Bu bizim adamımız olabilir. Şeytan onun avcı olduğunu söylemişti. Open Subtitles هذا هو رجلنا المنشود, الشيطان قال أنه كان صياداً
    Artık temiz olduğunu söylemişti ama sonuçta şu ana kadar söylediği herşey yalandı. Open Subtitles فقد قالت أنها أصبحت نظيفة ،و أى شئ تقوله يكون كاذبا و قد كان
    Hyun-seo büyük bir lağım olduğunu söylemişti. Open Subtitles ,قالت أنها مجارى كبيرة انظر , تلك كبيرة جدا 556 00: 48: 17,626
    Lisa Bayle'in cesedini bulduğumuz gece operada olduğunu söylemişti. Open Subtitles وقد قال بأنه كان في الأوبرا ليلة العثور على جثة بايل وكل المدن الأربع التي عاش فيها
    Pasaportunu kaybeden İngiliz bir öğrenci olduğunu söylemişti. Open Subtitles قال بأنه مواطن بريطاني على إفتراض أنه ضيع جواز صفره
    Doktor psikolojik olduğunu söylemişti ama Alfie'ye başka bir erkek evlat verememiştim ve erkek çocuğu olmasını çok istiyordu. Open Subtitles اعني, الطبيب قال ان الحاجز نفسي ..لكن لم استطع اعطاء الفي طفل آخر و هو كان يتوق الى ولد
    Polisin teki Emmett'in elinde birkaç yıllık fotoğraf olduğunu söylemişti. Open Subtitles الجامعة قالت أن إيميت لديه بضعة صور تكفي عن سنين
    Bütün hava kuvvetlerinde uçmasına izin verilen sadece 25 zenci pilot olduğunu söylemişti. Open Subtitles قال انه كان هناك 25 طياراً اسود في القوه الجويه والذي حاربوا
    Etrafta cesetler olduğunu söylemişti. Open Subtitles قال بأن هناك العديد من الجثث حوله هل كان هناك حريق؟
    Bana iş gezisinde olduğunu söylemişti. Neden bundan haberim olmadı? Open Subtitles لقد أخبرني أن لديه سفر عمل لماذا لم أتطلع على هذا؟
    Mağazadaki düzenbaz onun tek olduğunu söylemişti. Koca yalancı! Open Subtitles الفتاة في المخزن قالت أنه واحد من الأنواع فيبر سميك
    Mektubunda kanserinin kötüleştiğini söylemişti. Kanserinin ölümcül olduğunu söylemişti. Open Subtitles ذكرتْ رسالته أنّ السرطان قد ساء قال أنّ السرطان في مرحلته الأخيرة
    Evet ama tehlikesiz olduğunu söylemişti. O yüzden aldık. Open Subtitles أجل، لكنه قال بأنها آمنة لذلك قمنا بشرائها
    Kendisini boşanmaktan alıkoyan tek şeyin... kocasının şirketi çok iyi idare etmesi olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد قالت بأن السبب الوحيد الذي يمنعها من تطليقه أنه كان جيّد جداً في إدارة الشركة
    Baban bir kaç senedir çok ciddi bir ilişkin olduğunu söylemişti. Open Subtitles أباك قال أنك كنت ترى أحدهن بشكل جاد في الأعوام القليلة الماضية
    Senin ilk göz ağrın olduğunu söylemişti. Open Subtitles إذاً, لقد قال أنكِ إعجابه الأول,
    Onunla görülmenin çok riskli olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد قال أنها ستكون مخاطرة كبيرة إن شُوهِدتِ معه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more