Savcı dosyayı yeniden açmak için resmin yeterli olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | المدعي العام لا يعتقد أن الرسمة تكفي لإعادة فتح القضية |
Reston'ın yararına çalışan siz ve yararına çalışan diğer embesiller kadınların kumandan olmaya uygun olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | أنت وقعتَ في شراك روستون وشراك كل أحمق آخر يعتقد أن أي امرأة لا تستطيع أن تكون القائدة العليا |
Tehdit unsurları ortadan kalkana kadar, ofisi terk etmenizin iyi bir fikir olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | حتى يتم إحتواء التهديد الحالي، لا يظن أنها فكرة جيدة أنك تغادر المكتب |
Bunu Hector'la konuştuk. - Yeterince iyi olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | تحدثنا عن هذا مع (هيكتور) وهو لا يعتقد أنك ماهر كفاية |
Sanırım birileri artık tehlikeli olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم قرر أنّك لم تعد تشكل تهديداً |
Beraber seyahat etmemizin doğru olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | أنه لا يعتقد أنه يبدو مناسب بالنسبة لنا للسفر معاً. |
Tommy endişelenecek bir şey olmadığını düşünüyor... | Open Subtitles | تومي)، يقول لا يوجد هناك شئ ليقلق عليه... |
Tek köstebeğin Newton Phillips olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | إنه لا يظن أن ذلك الحادث انتهى مع رحيل نويتن فيليبس |
Annen bunun iyi bir fikir olmadığını düşünüyor gibi. | Open Subtitles | ...حسن, يبدو أن أمك لا تظنها ...فكرة سديدة |
Nick cinayeti işleyen katilin cinayeti işleyen katil olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | نيك يعتقد أن القاتل الذي يقتل ليس في الواقع نفس القاتل |
Tamam, peki kimler Hilary Swank'in ateşli olmadığını düşünüyor? | Open Subtitles | حسنا ، و من يعتقد أن "هيلاري سوانك" ليست مثيرة |
Sizi siz yapanın tek tek atom veya hücrelerle bir ilgisi olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أن ما يجعلك على هذا النحو |
Komutan Chen, yayınızın; yeteneklerinize değer olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | القائد (شين) يعتقد أن قوسك لا يضاهي قدراتك |
Tehdit unsurları ortadan kalkana kadar, ofisi terk etmenizin iyi bir fikir olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | حتى يتم إحتواء التهديد الحالي، لا يظن أنها فكرة جيدة أنك تغادر المكتب |
Chan, hazır olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | تشان ) لا يعتقد أنك مستعد) |
Sanırım birileri artık tehlikeli olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم قرر أنّك لم تعد تشكل تهديداً |
Beraber seyahat etmemizin doğru olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | أنه لا يعتقد أنه يبدو مناسب بالنسبة لنا للسفر معاً |
Tommy endişelenecek bir şey olmadığını düşünüyor... | Open Subtitles | تومي)، يقول لا يوجد هناك شئ ليقلق عليه... |
Ayini yapmak için yeterli sebep olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | هو لا يظن أن هناك أسس كافية |
Hâlâ aynı vaka olmadığını düşünüyor musun? | Open Subtitles | لازلت لا تظنها نفس الحالة؟ |