"olmadığını söyledi" - Translation from Turkish to Arabic

    • قال أنه لا
        
    • قال بأنه ليس
        
    • قال لا
        
    • قالت أنه ليس
        
    • أخبرني أنه ليس
        
    • قال بأن
        
    • قال بأنه لا
        
    • قالت أنه لا
        
    • تقول أنه ليس
        
    • قالت بأنه لا
        
    • قال أنه غير
        
    • قال أنه لم
        
    • قال أنّ
        
    • قال بأنه لم يكن
        
    • قالت أنها لا
        
    Sonra pantolonunu çıkardı, yaptığının yanlış olmadığını... çünkü gerçek babam olmadığını söyledi. Open Subtitles ثم خلع بنطاله و قال أنه لا مشكلة هناك لأنه ليس أبي
    Falcı, ...gerçekten onun aklından geçen hiçbir şeyin olmadığını, söyledi. Open Subtitles المعتوه قال بأنه ليس لديه أي شئ يجول بعقله
    Lex, tünellerden kimsenin haberi olmadığını söyledi, hatta-- Open Subtitles ليكس قال لا أحد يعلم حول --تلك الأنفاق، ليس حتى
    Onu rahatlatmak için hikaye uydurmama gerek olmadığını söyledi. Open Subtitles قالت أنه ليس عليّ ابتداع قصص لتحسين حالتها المعنوية
    Bana her şeyi itiraf etti Mimar olmadığını söyledi. Open Subtitles لقد اعترف لي بكل شيء. لقد أخبرني أنه ليس مهندساً.
    Buluşabileceğimizi ve diğer insanların bunu bilmesine gerek olmadığını söyledi. Open Subtitles لقد قال بأن.. يُمكننا بأن نتقابل ولا داعي للآخرين بالمعرفة.
    Önümüzdeki görevin hiçbir zaman içimizdeki güçten daha büyük olmadığını söyledi. TED قال بأنه لا يمكنُ أبدا للمهمة التي تنتظرنا أن تكون أكبر من القوة التي بداخلنا.
    Özür dilerim, hemşire sizinle görüşmemde bir sakınca olmadığını söyledi. Open Subtitles أنا آسفة الممرضة قالت أنه لا مانع لو أني دخلت
    Charlie Baker, İtalyan Yönetmenler Birliği'nde Federico Fabrizi diye biri olmadığını söyledi. Open Subtitles تشارلي بيكر قال أنه لا يوجد مخرج بهذا الإسم في دليل المخرجين الإيطاليين
    İdareci bu konuda izne ihtiyaç olmadığını söyledi. Open Subtitles لا، مشرفي قال أنه لا حاجة لإستمارات ورقية من أجل هذا
    Kemana bakmak için bir adam geldi. Eski olmadığını ve Avusturya malı olmadığını söyledi. Çin malıymış, fabrikada yapılmış. Open Subtitles لقد أترى رجل يبحث عن الكمان لقد قال بأنه ليس قديماً و ليس من أستراليا بل من الصين
    Ve Dan de aralarında bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles ودان بنفسه قال لا يوجد شيء بينهم
    Kim olduğunun bilinmemesinin rastlanır birşey olmadığını söyledi. Open Subtitles قالت أنه ليس مستحيلا ألا يعرف الطاقم شخصا متواجدا في المستشفى
    Xander'la konuştum. Hayatında yeni bir erkek olmadığını söyledi. Open Subtitles لقد تحدثت مع زاندر، و أخبرني أنه ليس لديك حبيب جديد
    Evet, biraz derin kestim, ama Dr. Raffin önemli bir yara olmadığını söyledi, bu yüzden uğramana gerek yoktu. Open Subtitles أجل لقد قطعت نفسي بعمق ولكن دكتور رافين قال بأن لايوجد تلف كبير لذا لا يجب عليكِ أن تمري
    Öğretmen gitmeme izin verdi, öğretecek hiç bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles الإستاذ تركنا نذهب الى البيت ،، قال بأنه لا يوجد شي لندرسه اليوم.
    Daha kesin bir şeyler söylemesini istedim o da Isabel'in boğulduğuna dair hiçbir kanıtın olmadığını söyledi. Open Subtitles طلبت أسباب أكثر تحديدا وهى قالت أنه لا يوجد دليل مطلقا على أن ايزابيل تم كتم نفسها
    Hiç ortak yönümüzün olmadığını söyledi. Open Subtitles حسنا , تقول أنه ليس لدينا شيء مشترك
    Tersine çevrilemeyeceğini ve yapabileceğimiz bir şeyin olmadığını söyledi. Open Subtitles لقد قالت بأنه لا يمكن ذلك ولا يوجد شيء يمكننا عمله
    Ama bana beni affetmek için hazır olmadığını söyledi. Open Subtitles لكنه قال أنه غير مستعد لمسامحتي
    Emin olmadığını söyledi. Noel Baba'nın gerçek olup olmadığından emin değilmiş. Open Subtitles قال أنه لم يكن متأكداً من وجود بابا نويل
    İş yerinde bir sıkıntı olduğunu ama halledemeyeceği bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles عندما سألته عن ذلك، قال أنّ شيئاً حدث في العمل، لكنّه كان أمراً بمقدوره التكفل فيه.
    Doktor çok fazla zihinsel aktivitenin olmadığını söyledi fakat ben gülümsediğini gördüm. Open Subtitles الطبيب قال بأنه لم يكن هناك نشاطٌكثيرٌفي دماغه،ولكني... رأيت إبتسامته
    Her şeyden önce, bu çelişkili. Çiçeklerin umurunda olmadığını söyledi. Open Subtitles أولاً ذلك متناقض قالت أنها لا تهتم بالأزهار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more