"olmadığından" - Translation from Turkish to Arabic

    • عدم وجود
        
    • أنه لا
        
    • أنه لم يكن
        
    • أننا لا
        
    • لعدم وجود
        
    • لأنه ليس
        
    • بما أنه ليس
        
    • انه لا يوجد
        
    • بدون وجود
        
    • أنّه ليس
        
    • أنّهم لَن
        
    • وجود أي
        
    • من أن لا
        
    • من أنك لا
        
    • من أنك لست
        
    İntestinal daralma olmadığından emin olmak için baryum lavmanı yapmamız gerek. Open Subtitles علينا أن نحقنها شرجياً بالباريوم لنتأكد من عدم وجود تضييق داخلي
    İç kanama olmadığından emin olmak için birkaç test yapmak istiyorum. Open Subtitles أودّ أن أقوم ببعض الفحوصات لأتأكد من عدم وجود نزيف داخلي
    - Sana yardım edebilecek başka kimse olmadığından emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكد أنه لا يوجد شخص آخر ليُساعدك ؟
    Fakat bu maddenin ihlali daha önce hiç olmadığından mahkemeye karar verirken örnek olacak bir emsal bulunmamaktadır. Open Subtitles و لكن بما أنه لم يكن هناك انتهاك سابق لهذا النظام الأساسى ليس هناك سابقة للإسترشاد بها فى المنصة لتصدر الحكم
    Ben onu hüküm edecek kadar yeterli kanıt olmadığından endişeleniyordum. Open Subtitles كنت قلقة أننا لا زلنا لا نملك أدلة كافية للإدانة
    Elbette burada bir kasıt olmadığından dolayı size sadece bir uyarı cezası verebiliriz. Open Subtitles لكن نظراً لعدم وجود سابقة لكم فلا شيء هناك في القانون يحرّمُ ذلك إنها ببساطة قرصة أذن
    Ancak iş, sadece çocuk işçi olmadığından emin olmak kadar kolay değil. TED لكنه ليس من السهل التحقق من عدم وجود عمالة أطفال.
    İnşaat arazisinde daha fazla protestocu olmadığından emin olmak istiyor. Open Subtitles يريد أن يتأكد من عدم وجود أي متظاهر في موقع البناء.
    Anakarada gidebileceğimiz bir kısım olmadığından emin miyiz? Open Subtitles هل نحن واثقون من عدم وجود أي جزء من البر الرئيسي يمكننا الذهاب إليه؟
    Kısacası, kanun hükmü olmadığından... tapuların kime ait olduğu durum bazında değerlendirilecektir. Open Subtitles باختصار، مع عدم وجود قاعدة للاستناد عليها سيتم تحديد حق الملكية لكل حالة على حدا
    Gücümün kararlılığını bir kez daha göstermeme gerek olmadığından eminim. Open Subtitles أنا واثق أنه لا داعي لأن أعرض عليك قوتي ثانية
    Evet, hayatında vücuduna kazıyacak kadar önemli bir şeyin olmadığından. Open Subtitles نعم حول أنه لا يستحق أن يوضع شيء على جسمك
    Yaptığın için pişman olduğun bir şey olmadığından yüzde yüz emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكد من أنه لا يوجد أي شيء فعلته وندمت عليه؟
    - Bayan Mass, ara sokakta başka birinin daha olmadığından kesinlikle emin misiniz? Open Subtitles أأنت متأكدة أنه لم يكن هناك أحد آخر في الزقاق؟
    Nasıl yapılacağını bilmediğimizden değil, bu mümkün olmadığından. TED ليس فقط أننا لا نعرف كيف يتم ذلك، بل لأنه ليس من الممكن القيام بإحصائها أصلاً.
    Baban, sörf anılarını hatırlayabilmek için bir yer olmadığından şikayet ediyordu. Open Subtitles كان أبيك يشتكي لعدم وجود مكان لمخلفّات تجواله التذكارية.
    Peki ya güvenilir bir elektirik kaynağınız olmadığından, telefonunuzu şarj edebilmek için arabayla 4 saat yol katetmeniz gerekseydi? TED لكن ماذا لو كان عليك القيادة لأربع ساعات لشحن هاتفك لأنه ليس لديك مصدر معتمد للكهرباء؟
    Ama giyecek bir şeyim olmadığından beri daha fazla şey yapabileceğimizi sanmıyorum. Open Subtitles لكن بما أنه ليس هناك ما أرتديه لا أعتقد ان هذا سيحصل
    Ben de Amirime Teşkilattın yüksek rütbelerinde yeterince Afrika-Amerika kökenli polis olmadığından bahsediyordum. Open Subtitles كنت اقول للمفتش انه لا يوجد كفاية من الامريكان الافارقة في قوات الشرطة
    Bakacak kimse olmadığından icatlarımızdan bazıları hemen ters teperdi. TED بدون وجود أحد يتحكم بهم، البعض من صناعتنا سيأتي بنتيجةٍ عكسيةٍ فورية.
    "Ne söylediklerini duyamıyorum ama hoş bir şey olmadığından eminim." Open Subtitles "لا أستطيع سماع ما يقولون ولكني موقن أنّه ليس لطيفاً"
    Bunun sorun olmadığından emin misin? Open Subtitles أواثق أنّهم لَن يُمانعوا؟
    Orada ikimizin de hareket edebileceği kadar yer olmadığından emi... Open Subtitles هل أنت متأكد من أن لا متّسع هناك لكلينا اذا تنحّيت
    Hastaneye Gitmenize gerek olmadığından emin misiniz? Open Subtitles متأكدة من أنك لا تحتاجين للذهاب إلى المستشفى؟
    Hayır, öyle olmadığından emin olmak için, bu yüzden birlikte olabilirsiniz. Open Subtitles لا، للتأكد من أنك لست مثله بحيث يمكن أن تكون معا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more