Bunların hepsi bir yanlış anlamaydı. Bir daha asla olmayacak. | Open Subtitles | هو كله مثل هذا سوء الفهم هو لَن يحدث ثانية |
- Ama baba-- - Endişelenme, bir tanem. Kötü bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لكن أبي لا تقلقي عزيزتي لن يحدث أي خطب له ثقي بي |
Sessiz olun! Emirlerime itaat ettiğiniz sürece hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | اهدأوا الان , لن يحدث شئ ما دمتم تتبعون تعليماتي |
Öncelikle, dünyamızı keşfetmek ve düşünmek için gözlerimiz sadece insan gözleri olmayacak. | TED | لأول مرة، لن تكون عيون البشر هي الوحيدة التي تتأمل وتستكشف عالمنا |
Bak, bunlar gibi ne yazıyorsa onu okuduğun birşey olmayacak. | Open Subtitles | أترين .. لن تكون مثل هذه حيث تتبعين القصة فقط |
O bir iletişim hatasıydı. Bir daha olmayacak, merak etme. | Open Subtitles | كان ذلك مجرد سوء فهم هذا لن يحدث مرة أخرى |
Sağanak yağmur güneşi örtecek, başka da bir bok olmayacak. | Open Subtitles | لن يحدث شيء أكثر من مرور تلك السُحوب عبر الشمس |
Güven bana, Rahul'a hiç bir şey olmayacak. Onu canlı bir şekilde kurtaracağız. | Open Subtitles | ثقي بي , لن يحدث شيء لــ راهول , سنخرج من هنا أحياء |
Bu yüzden de, bizim aramızda asla bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لذلك لا شيء من أي وقت مضى ستعمل يحدث بيننا. |
Böyle olmayacak! Ya teslim olursun ya da burada ölürüz. | Open Subtitles | لن يحدث هذا ان ايضا تستسلم او نموت اينما نقف |
Herşeyi elime yüzüme bulaştırdım ama bu bir daha olmayacak. | Open Subtitles | لقد عملت امورا غير جيدة لكن ذلك لن يحدث ثانية |
Bu bir daha olmayacak, hiçbir nedenle özellikle de Meredith yüzünden. | Open Subtitles | لن يحدث مره اخر لأي شيء كان, بالأخص ليس بسبب ميرديث. |
"Yeni tutkuların, yeni düşüncelerin ya da yeni seyahatlerin... "olmayacak. | Open Subtitles | ولن تكون لك اية رغبات أو أفكار أو جولات جديدة |
Burada olmayacaksın. Para da ödemiyorsun. Sana bir maliyeti olmayacak. | Open Subtitles | أنت لن تكون هنا حينها إذا لن تدفع لها شيئا |
Bana zararsız olduğunu söylemiştin. Kaza olmayacak diye söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنه سيكون مربحاً وانه لن تكون هنالك مشاكل |
Şu andan öleceğim güne kadar hayatımda başka hiçbir kadın olmayacak. | Open Subtitles | الآن وإلى يوم مماتي لن تكون هناك امرأة غيرك حتى الموت |
Fakat sen de kabul edersin ki, bu öyle kolay olmayacak. | Open Subtitles | لكن عليك أن توافق على ذلك أنها لنّ تكون مسألة سهلة |
Ama bu sefer hiçbir tehlike olmayacak... çünkü yol boyu seni biz koruyacağız. | Open Subtitles | فلن يكون هناك خطر الان لاننا سنكون هناك لحمايتك كل خطوة في الطريق |
Eğer son olursam; bu benim suçum olmayacak. Kaderin suçu olacak. | Open Subtitles | وهذا مالم يعد يحصل الآن فلا تضع اللوم علي إنه النصيب |
Bu sahnede bir şey olmayacak. Sadece iki kız var. | Open Subtitles | لا شيء سيحدث في هذا المشهد ، إنهمـا مجرد امرأتـان |
O an geldiğinde, aşka olan tutkun, artık düş ve kuruntu olmayacak. | Open Subtitles | عندما تأتى تلك اللحظه رغبتك فى الحب لن يصبح خيالاً او وهماً |
Bu yüzden bu tam öğretmen geribildirim ve gelişim sistemini geliştirmek kolay olmayacak. | TED | لدى فبناء نظام تقييم ذاتي متكامل ونظام تطوير للمدرس لن يكون بالأمر اليسير. |
Endişelenmeyin, klimaları kapattım yani hile gibi bir durum olmayacak, söz veriyorum. | Open Subtitles | لقد أوقفتُ أجهزة تكييف الهواء لذلك لَنْ يكون هناك غشّ أعدكم بذلك |
Yaşlı kralın zamanı gelince... cennete gitmek için halıya ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | وعند الساعة سيعود الملك القديم ولن أكون بحاجة إلى هذا البساط |
Bir daha asla şu andaki gibi mutlu olmayacak hayatlardan. | Open Subtitles | من حياة لن تصبح أبداً في مثل سعادة الوقت الحاضر |
Nereye giderseniz gidin o adamlar sizden çok uzakta olmayacak. | Open Subtitles | هؤلاء الرجل لن يكونوا بعيدين جداً لا يهم أين ستذهبين |
Bir şey olmayacak ben burada seninleyim... - ...kafanın içindeyim. | Open Subtitles | ستكونين على ما يُرام، أنا هُنا معكِ في داخل رأسكِ. |
Artık sermayedar veya işçi olmayacak veya Sol veya Sağ. | Open Subtitles | لا مزيد من الرأسماليه و العمال أو يسار أو يمين |
Şimdi her şeyi unutup, hayata devam etmeliyiz. Pek kolay olmayacak. | Open Subtitles | الآن يجب ان نَنْسِ ونُستمرّْ لَنْ يَكُونَ سهلَ |