"oluşturdu" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنشأ
        
    • شكلت
        
    • بإنشاء
        
    • أسس
        
    Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için bir çalışma kolu oluşturdu. TED ولذلك، أنشأ فريق عمل لمعالجة القضايا في مشروع 87.
    Fabrikada benim için güzel sanatlar departmanı oluşturdu ve ben orada aylarca çalıştım. TED وهناك في المصنع أنشأ لي قسم للفن حيث عملت لعدة أشهر
    Göl oluştuğundan beri meydana gelen birçok püskürme ortadaki bu adayı oluşturdu. Open Subtitles منذ إنشاء البحيرة، سلسلة اضافية من الانفجارات شكلت الجزيرة التي في الوسط
    -Rüzgar çalışır durumdaki geçitten esti. -Ve bir kum fırtınası oluşturdu. Open Subtitles لقد جاءت الريح عبر بوابة النجوم و شكلت عاصفة رملية
    İşte bu yüzden kendi gibi ebeveynler için bir destek grubu oluşturdu. TED لذا قامت بإنشاء مجموعة لدعم الأهالي مثلها.
    İnsanlara geçim kaynaklarını çeşitlendirmelerine... ...yardımcı olmak için bir kooperatif oluşturdu. TED قام بإنشاء جمعية تعاونية لمساعدة الناس على تنويع مصادر رزقهم.
    Bu hak, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin bir parçası olarak tanınabilir, ki bu beyanname de benzer sosyal hakların uygulanması için tesis edilen mekanizmaları oluşturdu. TED يمكن الاعتراف بهذا الحق كجزء من الإعلان العالمي لحقوق الإنسان، الذي أسس آليات لإنفاذ هذه الأنواع من الحقوق الاجتماعية.
    Ama dizini sakatladığında, bir de kızlar takımı oluşturdu. Open Subtitles و لكن عندما أصيب بكسر في ركبته أسس فريقاً للفتيات و أصبح مدرباً له
    FBI Amerika'daki otoban seri katillerini barındıran bir veritabanı oluşturdu. Open Subtitles أنشأ مكتب التحقيقات الفيدرالي قاعدة بيانات عن قاتلي الطريق السريع المتسلسلون في الولايات المتحدة
    İnternette gizli bir taziye sayfası oluşturdu sadece yakın arkadaşları ve ailesi için. Open Subtitles لقد أنشأ موقع نصب تذكاريّ إلكتروني على شبكة الإنترنت للأصدقاء والعائلة فحسب.
    Meslektaşım kamu politikası profesörü Angela Hawken ile çalıştım ve ekibimiz ilk olarak bölge savcılarının yargılama sürecini görmesi ve daha iyi anlaması için görsel bir pano oluşturdu. TED لقد عملت مع زميلتي، أنجيلا هوكن، أستاذة السياسات العامة، وقد أنشأ الفريق في البداية لوحة متابعة بصرية للمدعين العامين بالمقاطعة لفهم أفضل لعمليات الملاحقة القضائية.
    Chloe, o aynı böyle durumlar için bu organizasyonu oluşturdu. Open Subtitles (كلوي)، لقد أنشأ منظمتنا للتعامل مع هذا النوع من المشاكل.
    Franklin üçerli bilmeceler oluşturdu. Open Subtitles فرانكلين" أنشأ الألغاز الثلاثة"
    Romanlardaki hareketler beyninde bir şablon oluşturdu. Open Subtitles آليات هذه الروايات قد شكلت قالبا في عقلك
    Ama bizi biz yapan her şey, bizdeki her atom, halihazırda sayısız sayıda farklı şeyler oluşturdu ve oluşturmaya devam edecek. TED لكن كل شيء يكوننا، كل ذرة فينا، قد شكلت ما لا يعد ولا يحصى من الأشياء المختلفة وستستمر في إنشاء ما لا يعد ولا يحصى من الأشياء الجديدة.
    Yeni lig Chicago'da bir takım oluşturdu. Open Subtitles لقد شكلت تلك الجماعة فريقاً جديداً في (شيكاغو)
    Bu işi yürüyen her kimse bedava mal dağıtarak kendi piyasasını mı oluşturdu? Open Subtitles قام بإنشاء سوق خاص به عن طريق توزيع عينات ميث مجانية ؟
    HKM, her kentte karantina bölgesi oluşturdu. Open Subtitles قام مركز السيطرة على الأمراض بإنشاء محطات حجر صحي بكل حي
    Kazanan, bir bilişim grafik şirketi oldu. Şirket, maden alanının üç boyutlu bir modelini oluşturdu böylece yerin altına helikopterle ulaşılarak altının yeri tespit edilebiliyordu. TED الرابح كان شركة لرسومات الحاسوب التي قامت بإنشاء نموذج ثلاثي أبعاد للمنجم حيث يمكنك أن تحوم في الأسفل وترى أين يوجد الذهب.
    1940'ta, Winston Churchill yeni bir gizli servis oluşturdu. Open Subtitles في 1940، وينستن تَشِرشِل أسس جهازِ أمن جديد،
    1500'lerde Galileo tarafından hayal edilen bir deneyi yeniden hayal etmesi çağdaş uzay biliminin temellerini oluşturdu. Open Subtitles ولكنه كان يتخيّل مجدّدًا لتجربة متخيّلة من قبل (غاليليو) في ال1500 التي أرست أسس علم الكونيات الحديث.
    .Luciano, yeraltını yönetmek için beş aileden oluşan güçlü bir komisyon oluşturdu... Open Subtitles لوتشيانو) أسس) لجنة قوية من الخمس عائلات لحكم العالم الخفي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more