| Döne döne gider ve siz de onunla birlikte dönersiniz. | Open Subtitles | إنه يدور مراراً وتكراراً وأنت يجب عليك أن تدور معه. |
| onunla birlikte ölen oğluna! Böylece mülkü diğer akrabasının oluyor. | Open Subtitles | ابنه الذى مات معه وهكذا تصبح أملاكه إرثاً لأقرب أقاربه |
| İş görüşmesi yapacağı yere kadar onunla birlikte yürüyeceğim. Hayır! | Open Subtitles | أنا على وَشك الذهاب معهُ إلى مُقابلتهِ الآن. |
| Dünya değişiyor, sen de onunla birlikte değişmelisin. | Open Subtitles | إنّ العالمَ يَتغيّر ويجب عليك التغييرِ مَعه |
| Hey, onunla birlikte gelen beyin benimle çıkmak istediğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هيه، هل علمت أن الرجل الذي أتى برفقتها يريد الخروج معي |
| Hayır, hayır, hayır. onunla birlikte hiç bir yere gitmiyorsun? | Open Subtitles | لا،لا، لا لن تغادر إلى أيّ مكان برفقته يا صديقي |
| Her biri ona genç yetenekler olarak geldi ve yıllarca onunla birlikte çalıştılar. | TED | كل واحد منهم قد أتى إليها موهوبين شبابا، وعملوا معها على مدى سنين. |
| Yorgun bir adam. Hayatını başkalarına yardım etmekle geçirmiş. Şimdi ise sevdiği kadınla evlenip onunla birlikte yaşlanmak istiyor. | Open Subtitles | إنّه متعب وقد أمضى حياته في خدمة الآخرين ويريد الآن أنْ يتزوّج حبيبته ويشيخ بجانبها |
| Bileti arayıp bulmak ve sonra da gidip onunla birlikte olabilmek için oraya gittim. | Open Subtitles | ذَهبتُ هناك لمُحَاوَلَة وإيجاده، لكي أنا يُمْكِنُ أَنْ أَذْهبَ وأَكُونَ مَعها. |
| Kendinize yardım mı edeceksiniz, yoksa onunla birlikte dibi mi boylayacaksınız? | Open Subtitles | هل تريدون مساعدة أنفسكم هنا أم تريدوا أن تكونوا معه ؟ |
| Onu öldürürsek... bu evrenin de onunla birlikte yok olabileceğini söyleyenler var. | Open Subtitles | لو قتلناه000 فهناك احتمال حسب قول البعض,. ان هذا الكون سيذهب معه |
| Kızım da onunla birlikte ve güvende değil. Tanrım! Güvende değil. | Open Subtitles | ابنتي معه ، وهي ليست بامان يا إلهي ، ليست بأمان |
| İnsanlık gelişiyor. Kutsal yazıtların da onunla birlikte gelişmesi gerek. | Open Subtitles | البشريه تتطور ،، الكتابات المقدسة يفترضُ أن تتطور معهُ |
| Ve benden onunla birlikte başkente gelmemi istedi. | Open Subtitles | وطلب مني الذهاب معهُ لنكون معاً في العاصمه |
| Jon Arryn'in bildiği veya bilmediği her şey onunla birlikte yok oldu. | Open Subtitles | مَهما يكُن ما يعرفه أو ما لا يعرفهُ (جون أرين) فستموت معهُ. |
| Kardeşimi gerçekten sevseydim orada onunla birlikte kalırdım. | Open Subtitles | حَسناً، إذا أحببتُ أَخَّي حقاً، أنا كُنْتُ سَأَبْقى مَعه. أنا لَنْ يَكونَ عِنْدي فقط |
| Eğer onunla birlikte dansa gidersen, onun tatlı turtası olduğunu tüm kasabaya göstermiş olursun. | Open Subtitles | تَعرفين، إذا ذهبت مَعه إلى الحفل الراقص أنت ستعلينينه لأن يكون فطيرتك الحبيبة أمام كامل البلدة |
| Çünkü senin onunla birlikte olman benim için düşünülemez bir şey. | Open Subtitles | لأنه إذا أردت أن تكون برفقتها هذا شي لايمكن أن أتصوره |
| Cesette saç örneklerini bulduk bile, yani onunla birlikte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | وجدنابالفعلأحدىشعراتكَبجثمانالفتاه، لذا نعلم أنكَ كنت برفقتها. |
| 3 ay birlikte olduktan sonra tek istediğim onunla birlikte olmaktı. | Open Subtitles | بعد ثلاثة شهور سوياً كل ما أردته هو أن اكون برفقته |
| Bir gecelik ilişki yaşıyordu. onunla birlikte olan kadın söyledi. | Open Subtitles | كان يقضى ليلة واحدة السيدة التى كان معها جاءت الينا |
| Keşke ben de onunla birlikte yatıp ölebilseydim. | Open Subtitles | اتمنى أن اموت و ارقد بجانبها الآن |
| Evet, özellikle de turistler onunla birlikte çıktığında. | Open Subtitles | تَجْعلُني مالَ. نعم، خصوصاً عندما الأوراق السياحية مَعها. |
| onunla birlikte sadece 3 gün yaşayabildiler. | Open Subtitles | نعم ، لقد بقوا بصحبته لمدة ثلاثة ايام فقط |
| onunla birlikte olan erkek arkadaş veya kocasının kimliği var mı? | Open Subtitles | اى هوية للصديق او الزوج بصحبتها ؟ |