"otizm" - Translation from Turkish to Arabic

    • التوحد
        
    • بالتوحد
        
    • اسبرجر
        
    • التوحّد
        
    Bu günlerde, bütün çocuklarda otizm ya da hiperaktiflik oluyor. Open Subtitles بأيامنا هذه، كل الأطفال يعانون من التوحد أو نقص التركيز،
    Ülkemizde otizm yüzünden acı çekenlere ve ailelerine umut vermek, onları cesaretlendirmek için. Open Subtitles بل لإعطاء الآمل والشجاعة لأولئك الناس من يعانون من التوحد في هذه البلاد
    Peki, her bin kişideki otizm durumuna bir göz atalım. TED حسنا، دعنا نلق نظرة على شئ مثل معدل حدوث التوحد لكل ألف
    Evet, şimdi biz biliyoruz ki, otizm bu bozulmadır, size bahsetmekte olduğum yansıtmadaki bozulmadır. TED حسنا, نحن الآن نعلم أن التوحد هو الإخلال باستشعار هذا الصدى الذي أكلمكم عنه.
    Bu o mektupların bir tanesinden alıntı. ''12 yaşındaki oğlumda otizm var ve matematikle ilgili çok zor zamanları oldu. TED هذا مقتطف من أحدى تلك الرسائل " أبني ذا ال 12 ربيعاً مصاب بالتوحد ولديه صعوبة بالغة في فهم الرياضيات
    otizm, gelişimsel bozukluklar arasında, en genetik-belirlenimli olanıdır TED حسنا, التوحد هو أقوى الحالات الوراثية في جميع اضطرابات النمو,
    otizm davranışlarının iki yaşına gelince ortaya çıkmasını beklemek zorunda değildik. TED لم يكن علينا أن ننتظر سلوك التوحد للظهور في السنة الثانية من الحياة.
    Bazı bireyler genetik bir nedenden dolayı otistik olabiliyor ama bunun nedeni ailede otizm olması değildir. TED في حالة بعض الأفراد، بالإمكان أن يصابوا بالتوحد لسبب ذي علاقة بالجينات و لكن ليس لأن التوحد أمر وراثي في عائلتهم.
    Farelerde mikroplar çoklu skleroz, depresyon, otizm ve yine obezite gibi şeylerin de dahil olduğu ilave şartlarla bağlantılıdır. TED في الفئران، المايكروبات لها علاقة بالعديد من الحالات الاخرى، مثل التصلب المتعدد، الاكتئاب، التوحد وايضا السمنة.
    otizm 20. yüzyılda çok nadir görülen bir durum olarak nitelendiriliyordu. TED لأكثر من 20 قرناً، أُعتبر مرض التوحد حالة نادرة بشكل لا يصدق.
    Neden 1990'lardan önce otizm vakalarına daha nadir rastlanıyordu? TED لماذا كان من الصعب تشخيص حالات التوحد قبل سنة 1990؟
    Bu aslında şaşılacak bir şey değildi, çünkü Kanner’ın otizm tanısı kriterleri inanılmaz seçiciydi. TED الأمر الذي لا أجده مفاجئ. لأن معايير كانر لتشخيص التوحد كانت دقيقة بشكل لا يصدق.
    Bir defasında başka klinisyenler tarafından otizm teşhisi konan 10 çocuktan dokuzunun otistik olduğunu reddettiği için havalara girmişti. TED حتى أنه تفاخر بكونه رفض تشخيص 9 أطفال من أصل 10 أرسلهم أطباء آخرون إليه وذلك دون تلقيهم أي تشخيص لمرض التوحد.
    Sonuç olarak, otizm aileler için bir leke ve utanç kaynağı oldu ve dünyanın çoğu için görünmez olarak, otistik çocukların iki nesli kendi iyilikleri için bazı kurumlara yollandılar. TED وكنتيجة لذلك، أصبح التوحد مصدر خجل ووصمة عار للعائلات، ويوجد جيلين من عائلة واحدة يعانون من مرض التوحد تم تسجيلهم في مؤسسات مختصة لمصلحتهم، حيث وقع حجبهم عن العالم بأسره.
    Gördükleri şey Kanner’ın modelinin çok sığ olduğunu açığa çıkardı. Halbuki otizm gerçeği daha renkli ve çeşitli. TED وما لاحظوه أكّد بأن نموذج كانر ضيق الأبعاد، في حين أن التوحد كان نايضاً بالحيوية ومختلفاً.
    “Yağmur Adam”, kriterlerdeki değişiklikler ve bu testlerin tanıtımının birlikteliği mükemmel bir otizm farkındalığı ve bir ağ etkisi yarattı. TED المزيج بين "رجل المطر"، الذي غير المعايير، وتقديم هذه الفحوص خلق شبكة من الإنطباع وعاصفة متكاملة من الوعي بمرض التوحد.
    Amacım insanların otizm ve yüksek fonksiyonlu Asperger'e sahip bireylere karşı bakışını değiştirmek, çünkü yapabilecekleri çok şey var. TED إن هدفي هو تغيير نظرة الناس عن التوحد و المصابين باضطراب طيف التوحد. لأن هناك الكثير الذي يمكنهم أن يصنعوه.
    Şimdi, bu noktada, otizm çalışmamız henuz başlıyor. TED الآن، إذاً، دراستنا على التوحد بدأت للتو. لقد حصلنا على ثلاثة ملايين.
    otizm ve travma sonrası stres bozukluğu arasında çok fazla benzerlik vardı. TED بدأت أفكر كثيرا كيف أن التوحد واضطراب ما بعد الصدمة لديهم قواسم مشتركة.
    Ben bu alana başladığımda, her 10.000 kişiden dördünde otizm olduğunu düşünüyorduk, yani oldukça nadir bir durum. TED عندما بدأت في هذا المجال, كنا نعتقد بوجود أربعة أفراد مصابين بالتوحد في كل عشرة آلاف شخص, حالة نادرة جدا.
    otizm tanısından birkaç ay kazanabilirdik. Open Subtitles علاج اسبرجر يمكن لقد تشغيل لبضعة أشهر.
    Daha sonra, Pekin'de bir hastaneye götürdük ve orada otizm teşhisi konuldu. Open Subtitles ''ومِن ثم أرسلناه إلى مصحّات في ''بكين وكان تشخيص حالته هو التوحّد العقلي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more