| Millet parlıyor. paralarını aldılar. Ben hâlâ aynı süprüntüleri giyiyorum. | Open Subtitles | الجميع متأنقون، ولديهم أموالهم بينما أنا أرتدي نفس الملابس الرديئة |
| Millet parlıyor. paralarını aldılar. Ben hala aynı süprüntüleri giyiyorum. | Open Subtitles | الجميع متأنقون، ولديهم أموالهم بينما أنا أرتدي نفس الملابس الرديئة |
| Babam hep zenginlerin paralarını akıllıca kullandıkları için zengin olduklarını söylerdi. | Open Subtitles | أبي دائماً يقول الأغنياء أغنياء لأنهم أذكياء في التعامل مع أموالهم |
| Bundan kurtulmanın tek yolu var. Kasabalılara paralarını iade etmek. | Open Subtitles | هناك حل واحد ، أن نرد لهذه البلدة الجشعة مالهم |
| Ama paralarını aldım zaten. NasıI bir gün geçirecekleri kimin umurunda? | Open Subtitles | ولكن أنا معي نقودهم من يهتم بأي نوع من الأيام سيقضوه |
| Vergi ödeyenlerin paralarını hapishaneye göndermelerinin sadece 3 yolu var: | Open Subtitles | ان لديهم ثلاث طرق لانفاق أموال دافعى الضرائب على السجون |
| Bir soruşturma olursa da mal varlıkları dondurulursa diye paralarını bu vakıfta saklıyorlar. | Open Subtitles | انهم يخفون اموالهم في هذه المؤسسة في حالة وجود تحقيق وتم تجميد ممتلكاتهم |
| İnsan ticareti yapanlar, paralarını aklamak için yarı meşru işletmeleri kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدم تجّار البشر الشركات الشبه شرعية لغسيل أموالهم بجميع أرجاء العالم |
| İnsanlar bize paralarını, Tanrı'nın bana söylediği ilk şeyden dolayı veriyorlar. | Open Subtitles | إن الناس يهبوننا أموالهم لأن أول ما قاله لي الرب كان: |
| Bir soruşturma olur da mal varlıkları dondurulur diye paralarını bu vakıfta saklıyorlar. | Open Subtitles | انهم يخبّئون أموالهم في هذه المؤسسة في حالة وجود تحقيق وتم تجميد ممتلكاتهما |
| Bu yüzden bütün paralarını bu alana yatırdılar. Ve mavi sütun, yani sınıf büyüklüğü, masrafları artırıyor. | TED | لدى استثمروا كل أموالهم في ذلك والشريط الأزرقالخاص بحجم الأقسام يزيد من التكلفة. |
| paralarını alıp tekrardan yatırım yapabilir, imkân dahilinde daha çok yeni fikri daha hızlı fonlayabilirlerdi. | TED | وبإمكانهم أخذ أموالهم وإعادة استثمارها، من الممكن تمويل أفكار جديدة أسرع. |
| paralarını bu sorunları çözmeye harcıyorlar. | TED | لذلك ينفقون أموالهم في محاولة لحل هذه المشاكل |
| İçerdekilere, hapishane istihdamında paralarını nasıl yöneteceklerini öğreten bir ders programı hazırlıyordum. | TED | كنت أصمم منهاجًا يمكنه أن يُعلم المسجونين كيفية إدارة أموالهم من خلال عملهم في السجن. |
| 5.kız : Çünkü eninde sonunda bütün paralarını kaybedecekler. | TED | لأنهم سيخسرون جميع أموالهم مع مرور الوقت. |
| İyi, dürüst çiftçileri, zor kazandıkları paralarını versinler diye kazıklıyordum. | Open Subtitles | أغش مزارعون صادقون صالحون لأخذ مالهم الذي جنوه من عملهم. |
| Müşterilerime para kazandırabilirim ama paralarını belli bir süre bekletmem gerekiyor. | Open Subtitles | أجني المال الكثير لزبائني فقط وفقط لو أقفلت مالهم لفترة استقرار |
| paralarını geri istiyorlar, ama bunu karşılayamayız. | Open Subtitles | يريدون استعادة نقودهم لا نستطيع ان نتحمّل ذلك |
| Çoğu insan başkalarının paralarını kaybedebilir ve buna çok da iyi katlanırlar. | Open Subtitles | معظم الناس قد يخسروا أموال غيرهم و يتحملون الأمر بشكل جيد جدا. |
| Daha çok seçenek sunuldukça paralarını tümüyle alıp banka hesaplarına yatırıyorlar. | TED | كلما زادت الخيارات المتاحة, كلما كان احتمال ان يضعوا اموالهم في حسابات اسواق مالية محضة |
| Ariane silah arkadaşım olmayı reddetti, sınıf düşmanı Cola bayrağını yükseltti ve Batıdan gelen taze bir rüzgar annemin Doğu paralarını kollarımın arasından uçurdu. | Open Subtitles | أنكر أريان أن يكون رفيقي في السلاح لقد رفع العدو راية الكولا وحملت رياح غربية اموال أمي الشرقية حول أذني |
| Bana birçok ünlü ve politikacı geldi ve hiçbiri de paralarını geri istemedi. | Open Subtitles | لقد استشرت من قبل المشاهير والسياسيين ولم يطلب أحدهم أن أعيده له ماله |
| Kendi ailemi de öldüreceğim, paralarını çalacağım ne olursa olsun, sadece.... sen ne istersen. | Open Subtitles | أنا سَأَقْتلُ أبويَّ , أنا سَأَسْرقُ مالَهم... مهما كلّف الأمر... فقط... |
| Bu kıyafetler tüm paralarını kaybeden ve dolap çevirmek isteyen kadınlar içindir. | Open Subtitles | هذا للنساء اللائي فقدن مالهن ويردن ممارسة الألاعيب |
| Yani dünyada hemen hemen temel bir manzara hakim, ülkeler paralarını, geçmişte kullandıklarından daha iyi bir şekilde kullanmaya çalışıyor. | TED | فنحن عندنا مظهر سائد للعالم حيث تميل كل الدول إلى استخدام أموالها بطريقة أفضل من استخدامها لها في الماضي. |
| Bankaya sadece 60 bin lazım, paralarını geri almış olacaklar. | Open Subtitles | البنك بحاجة إلى 60 ألف دولار فحسب ويحصل على أمواله |
| Bazıları sadece o adamla oynayabilmek için paralarını kaybediyordu. | Open Subtitles | بعضهم كان يلعب مضحيا بماله في مقابل أن يقول بعد ذلك |
| En iyi zamanımızda bizi elden çıkarıyorlar! Vergi mükelleflerinin paralarını ziyan ediyorlar! | Open Subtitles | نحن فى القمه وهم يطردوننا . هذا سوء استخدام لأموال الضرائب |
| Denerim ama bu çocuklar paralarını alamamalarına rağmen çok çalışıyorlar. | Open Subtitles | سأحاول ذلك , ولكن أولئك الأشخاص يبذلوا جهدهم لينالوا أجرهم |
| Siyah adamların ve kadınların ayağa kalkmalarının ve paralarını yönetmelerinin vakti geldi. | Open Subtitles | . و ليسيطروا على إقتصادنا حان الوقت لإستخدام أموالنا من اجل إنفاقها على تحررنا |