| O sadece bir parmak değil, insanları hayvanlardan ayıran şey. | Open Subtitles | انه ليس مجرد إصبع انه ما يميز الانسان عن الحيوان |
| Bir ayak vardı, tam 95 santim. Topuktan parmak ucuna. | Open Subtitles | كان طول قدمه 37 بوصة من الكعب و حتى الإصبع |
| Pembe. parmak, parmak, parmak, parmak, parmak, parmak, parmak, parmak. | TED | الوردية اصبع ,اصبع, اصبع, اصبع, اصبع, اصبع, اصبع , اصبع. |
| Babamın Sil Gitsin için olan eski Bay parmak kampanyası. | Open Subtitles | انه اعلان والدي القديم للسيد أصبع من حملة داست إت |
| Gittiğin her yerde kızların omuzlarına parmak izlerini mi bırakırsın? | Open Subtitles | هل انت دومآ تنطلق تاركآ بصماتك على اكتاف الفتيات ؟ |
| Çamaşır çekmecesini onun parmak izleriyle kaplı halde bulduğumuzda anlatmıştı. | Open Subtitles | هذه كانت قصته بعدما وجدنا بصماته تملأ درج ثيابها الداخلية |
| Teşekkür etmek isterim, teşekkür ederim parmak kukla. Durmuyor. | TED | ♫ أود أن أشكركم، شكراً♫ دمية الأصبع. بلا توقف. |
| parmak tahta bir yüzeyde bir el baltası kullanılarak kesilmiş. | Open Subtitles | لقد تم قطع الاصبع باستخدام فأس صغيرة على سطح خشبي |
| Bay Fellig, suç mahallindeki cinayet silahının üzerinde parmak izleriniz bulundu. | Open Subtitles | السّيد فيليج بصمات أصابعك وجدت على سلاح القتل في مشهد الجريمة. |
| Bu garip kemiği bulacağım. Ya kedi bacağı ya da parmak. | Open Subtitles | لقد وجدت تلك العظمه الغريبه و أيضاً ساق قطه أو إصبع |
| Dostum ben de bir parmağımı gösterebilirim ama emin ol o parmak olmaz. | Open Subtitles | يا صاح، استطيع رفع إصبع واحد ايضاً و صدقني، لن يكون ذلك الإصبع |
| Bu yüzden kızılötesi ışıkla kırmızının optik yoğunluğunu karşılaştırmak kan damarının boyut etkisini engellemek için kimyasal bir parmak izi sağlıyor. | TED | لذا فإن تعارض امتصاص الأشعة الحمراء والأشعة تحت الحمراء يوفر بصمة إصبع كيميائية تلغي تأثير حجم الوعاء الدموي. |
| Burada bulanık halde küçük ve baş parmak izleri var. | Open Subtitles | هناك نمط أصابع بهذه اللطخة إنه الإبهام إلى الإصبع الصغير |
| Kurşun izleri, bıçak yaraları ne de kırılmış parmak izleri hiçbiri yok. | Open Subtitles | لا جروح طلقات نارية أو سكين و لا اصبع مثني بسبب كسره |
| Demir Adam, Yaban Kazı. İki adam kıçına parmak atıyormuş gibi. | Open Subtitles | الرجل الحديدي، الأوز البري، يبدو الأمر مثل وضع أصبع في مؤخرة رجل صفيح |
| Bu sayfada da parmak izini bulduğumu söylesem ne dersin? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أيضاً أني وجدت بصماتك على هذه الصفحة |
| parmak izleri o odadaki herhangi bir yerden alınmış olabilir. | Open Subtitles | ومن المؤكد ان ترك بعض من بصماته بمكان ما بالغرفة |
| Küçük parmak adam seni yakalamaya geliyor. | Open Subtitles | هاهو الرجل الأصبع الصغير آتى لينال منك هممم؟ |
| Burada bir örnek var bu ürünün nasıl gözüktüğünü parmak üzerinde gösteren. | TED | هنالك مثال آخر لنفس الشيء ، على الاصبع يظهر لك أساسا ما يبدو عليه. |
| Sonra da dişlerini ve parmak izlerini teşhis edilememen için keserdim. | Open Subtitles | ثم سأنتزع أسنانك وأقطع أطراف أصابعك لكي لا يتم التعرف عليك |
| Ön ayaklarında dört parmak var arka ayaklarında ise üç parmak var. | Open Subtitles | لديها أربع اصابع في الأطراف الأمامية و ثلاث أصابع في الأطراف الخلفية |
| Ayrıca parmak uçlarında barut kalıntısı olduğunu da fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت ، لاحظت ايضاً بقايا البارود على أطراف أصابعه |
| parmak izleri morgda alınmış olabilir. Deliller arasında bağlantı yok. | Open Subtitles | يمكن أخذ البصمة في المشرحة ليس هناك سلسلة من الأدلة |
| Saniyeler de sürebilir, saatler de. Ehliyeti alırken öbür parmak izini vermiş olabilir. | Open Subtitles | قد يستغرق ثوان، أو ساعات إذا إستعمل الإبهام الآخر من أجل رخصة القيادة. |
| Genellikle soluk ve birbirine geçmiş parmak izlerinin kimlik saptamada pek faydası olmaz. | TED | غالبًا، بصمات الأصابع الباهتة والمتداخلة لا تستطيع مساعدة الشرطة في تحديد أي هوية. |
| - Kürek, saç, parmak izlerim, kan. - Ve benzin. | Open Subtitles | المجرفة و الشعر و بصمات أصابعي و قليل من الدم |