"pasaportunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • جواز سفرك
        
    • جواز سفره
        
    • جواز السفر
        
    • جواز سفر
        
    • جواز سفرها
        
    • جواز سفركِ
        
    • جوازك
        
    • جوازه
        
    • بجواز سفر
        
    • وجواز سفرك
        
    Arabaya bin, polise Pasaportunu göster ve karşıya geçip bizi bekle. Open Subtitles أركب تلك السيارة أظهر للرجل جواز سفرك وأعبُر إلى الجهة الأخرى
    Pasaportunu onaylatmak zorunda. Zamanında yapamaz. Open Subtitles يجب عليه تصديق جواز سفرك لايمكنه ترحيلك حالا.
    Laurent ve Georges. İnmeye hakkı vardı. Ama komutan Pasaportunu gemide bıraktı. Open Subtitles لولا أن كابتن السفينة قد قام بحجز جواز سفره عند بوابة الخروج
    Peşinden gideceğim. Peki, ofisten Pasaportunu getirdikleri an bileti alacağım. Open Subtitles نعم، سوف أحجزها وقتما يصل جواز السفر من المكتب
    Pasaportunu istiyor. Bu yüzden o çantayı alan herkesin peşinde. Open Subtitles أنه يريد جواز سفر , أو أي شخص يشتري الحقائب
    Pasaportunu size vereceğim. Open Subtitles سأعطيك جواز سفرها ويمكنك الحصول عليها ب 7,500 دولار
    Pasaportunu hazır et, bir tanem. Open Subtitles لذا قومي بتجهيز جواز سفركِ ، حبيبتي
    Sadece Pasaportunu alacaksın. Parası ödendi. Open Subtitles وبعدها سيسلمك جوازك و التكاليف تم دفعها مسبقا
    Pasaportunu ve kıyafetlerini alıp, onu aramaya gidiyorum. Open Subtitles وسوف آخذ جواز سفرك و ملابسك و اتركك للبحث عنه
    Yanı sıra Pasaportunu bulduk. Open Subtitles ـ كما أننا وجدنا جواز سفرك ـ لا لم تفعلوا
    Pasaportunu alınca hemen eve mi gideceksin? Open Subtitles لو حصلت على جواز سفرك ستعود إلى ديارك في الحال؟
    İyi çünkü Pasaportunu çalıp seni bir odaya kilitleyecektim. Open Subtitles جيد, لأنني سأسرق جواز سفرك و أحتجزك في غرفتنا
    Pasaportunu ve paranı alıp özgür kalacaksın. Open Subtitles ستحصلي على جواز سفرك وأوراقكِ وستكوني حرة في الذهاب
    Gariptir ki, bu olayda sanıklardan birinin annesi oğlunun Suriye'ye gitmeyi düşündüğünü öğrenmiş ve onun Pasaportunu saklamış. TED كنوع من العرض الكوميدي في هذه الحالة والدة أحد المتهمين تبين لها أنه كان مهتما بالذهاب إلى سوريا وأخفى جواز سفره
    Pasaportunu aldı, galiba yurt dışında. Open Subtitles أخذ جواز سفره لذا أعتقد أنه ما وراء البحار
    Pasaportunu. - Böylece ülkeyi terk edemez. Open Subtitles في الحقيقة، حصلت على جواز سفره لذا هو لا يستطيع ترك البلاد.
    0nlar gibi düşünmüyorsan Pasaportunu elinden alıyorlar. Open Subtitles إذا كنت لا تعتقد كما يعتقدون أنت محروم من جواز السفر
    Kaptana gidip, iş bulma sertifikası karşılığında, Pasaportunu geri vermesini istediler. Open Subtitles فطلبا من الكابتن بأن يعبد لهم جواز السفر عندما يحصل على وظيفة
    Henry Shain ülkeyi terk etmek için Pasaportunu almaya kendisi gitmedi... Open Subtitles هنري شين لم يحصل على جواز سفر مزور للخروج من البلاد
    İngilizler Calthrop'un Pasaportunu evinde buldu... çünkü ona artık ihtiyacı kalmamıştı. Open Subtitles لو ان البريطانيون وجدوا جواز سفر كالثروب في شقته لأنة لم يعد بحاجة لة الان
    Pasaportunu size vereceğim. Open Subtitles سأعطيك جواز سفرها ويمكنك الحصول عليها ب 7,500 دولار
    Yine de Pasaportunu görmek isterim. Open Subtitles أنا يتوجب علي رؤية جواز سفركِ,مع ذلك
    Şimdi Pasaportunu ve başka neye ihtiyacın varsa getirip bunun içine koy. Open Subtitles الأن أحضري جوازك و أي شيء آخر تحتاجينه و ضعيه هنا
    O piç kurusu olay yerinde lise fotoğrafını, ehliyetini ya da Pasaportunu bıraksa da olurmuş. Open Subtitles ربما ترك الوغد أيضاً جوازه ورخصة القيادة وصورة المدرسة الثانوية في الموقع
    Kızın Pasaportunu nereye götürdüğünü öğrenmek istedim. Open Subtitles أردت أن أرى أين ذهبتي بجواز سفر الفتاة.
    Raporunu ve Pasaportunu bekliyorlar. Open Subtitles إنهم فى انتظار أن تقدم لهم تقريرك وجواز سفرك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more