"planın bir" - Translation from Turkish to Arabic

• من الخطة
• من خطة
• من الخطّة
• مِنْ خطّة
• من خطتك
• من خطتها
• من الخطه
• مخططهم

Fakat aramızda planın bir parçası olmayan bir şey oldu.
لكن حدث شيئ ما بيننا لم يكن جزءاً من الخطة

Belki de cinayet en başından beri planın bir parçasıydı.
أو لربّما كانت جريمة القتل جزء من الخطة منذ البداية.

Yani işi biraz daha ilerletirsek, illa planın bir parçası olmak zorunda değil.
كنت أعني إذا أصبح بيننا علاقة فلا داعي لأن تصبح جزءاً من الخطة

Ancak bu şekilde dışarıdan yardım almak hiçbir zaman planın bir parçası değildi ve bu hâlâ egomun mücadele ettiği bir şey.
لكن طلب المساعدات كتلك لم يكن جزءا من الخطة وهو شيء مازلت أتصارع عليه في داخلي،

Öyleyse, evliliğimiz sadece, treni havaya uçurma planın bir parçasıydı.
إذاً زواجنا لم يكن إلا جزءاً من خطة لتفجير هذا القطار ؟

Ne yapıyorum? Bu planın bir parçası değildi.
مالذي افعله يا ألفريد هذا ليس جزا من الخطة

-Sahi mi? -O her şeyi biliyor. Ama bu planın bir parçası değil.
هي تعرف كل شيء ..لكنها ليست جزء من الخطة

Bana çanta falan vermedi. O planın bir parçası bile değildi.
لم تعطني حقيبة ميلاني لم تكن جزء من الخطة

- Seni kurban etmek planın bir parçası değil... yakın bile değil.
لو أن هذا معناه أنني سأقف فوق جسر الحبال.. التضحية بكِ ليست جزءاً من الخطة..

Ve Böylece planın bir sonraki aşaması için her şey hazırdır artık.
اذن, كل شئ قد اُعد للخطوة التالية من الخطة,

Ajanımızın arkadan vurulması planın bir parçası değildi.
لم يكن جزءا من الخطة ان يصاب عميلنا برصاصة فى ظهره.

Onun bir aile kurmak istemesi de planın bir parçası mıydı?
حتى ارادتها فى أن يكون لديها عائلة؟ كان ذلك فقط جزء من الخطة,أيضا؟

Bunun planın bir parçası olduğunu bilmiyordum, değil mi?
لم أعلم أنه جزء من الخطة ، هل علمت أنت ؟

- ama bu planın bir parçası değil. - Bu senin planın, Jenny.
و لكن هذا ليس من الخطة هذه فكرتك يا جيني

Evet, anladım, planın bir parçası. Bu arada, bir planımız var değil mi?
صحيح، هذا جزء من الخطة لأن هناك خطة، صحيح؟

Bu planın bir parçası mı yoksa fazla mesaiye mi kalacağız?
أهذا كله جزء من الخطة أو فرصة لكي أحصل على أجر إضافي؟

Sisteme sızdığın olayın büyük planın bir parçası olduğunu anlamışsındır.
أنت تدرك أنَّ حادثة إختراق بنك المعلومات التي قمت بها هي في الأساس جزء من الخطة

Ve bir kaç başka şey. Bu planın bir parçası Ernie.
وبضعة أشياء أخرى هي جزء من الخطة يا إيرني

Kaçık ama güzelim." O da planın bir parçasıydı.
أتعلمون هذا كله كان جزء من خطتي يا لها من خطة

Bu... planın bir parçası değildi.
هذا لم يكن جزء من الخطّة.

Sende bu delice planın bir parçasısın.
-لا، أنتِ جزء مِنْ خطّة تلك المجنونة

Tabii bu kutsal planın bir parçası değilse.
إلا إن كان هذا جزءً من خطتك الإلهية

Bil diye söylüyorum bunlar başından beri planın bir parçasıydı.
ولعلمك فقط كان هذا جزء من خطتها طيلة الوقت

Bu plânın bir parçası, değil mi?
هذا جزء من الخطه اليس كذلك؟

Bunun planın bir parçası olduğunu anlamıyor musun Onları bana satmaya çalışacaklar vermeyecekler.
ألا ترى مخططهم أنهم لن يعطوهم لي