Ona ne kadar kazandığınızı söylediğimde biraz endişelendi ama sonra size zam yapacağıma söz verdim ve o zaman biraz rahatladı. | Open Subtitles | حين أخبرته بقيمة راتبك بدا قلقاً نوعا ما و لكنى وعدته أنك ستتلقين علاوة فبدا مستريحاً بذلك |
Majestelerinin anlaşmayı imzalamadığını söylediğimde parayı alması gerektiğini yoksa hayvanların iyi bir fıyata alınamayacağını söyledi. | Open Subtitles | عندما أخبرته بأن صاحب السمو لميوقعالوثيقة، أصر على أن يأخذها, أو القطيع لا يُمكن شراءه بالسعر المُناسب. |
Bu konferans için geldiğimden beri aldatma hakkında konuşacağımı söylediğimde bana sorulan ana soru destekliyor muyum, karşı mıyım? | TED | السؤال الرئيسي الذي طرح علي منذ وصولي المؤتمر عندما قلت أنني سأتكلم عن الخيانة الزوجية هو: مع أم ضدّ؟ |
Bir şirket kurmak istediğimi anneme söylediğimde bana ne dedi biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين ما الذي أخبرتني به أمي عندما أخبرتها برغبتي لإنشاء شركة؟ |
Biliyor musun, komutanlarıma, sana haber gönderdiğimi söylediğimde Delirdiğimi sandılar. | Open Subtitles | عندما أخبرت قادتي بأنني سأرسل في طريقك أعتقدوا بأنني مجنون |
Onlara bunu söylediğimde büsbütün hevesli değillerdi. Fakat onlara dedim ki onların fikirlerinin ne olduğunun önemi yok. | TED | عندما أخبرتهم بذلك، لم يكونوا متحمسين تماماً. لكنني أخبرتهم، أن رأيهم لا يهم على الاطلاق. |
Dün ona, henüz tutuklama yapmadığınızı söylediğimde çok telaşlanmıştı ve bu sabah da işbaşı yapmadı. | Open Subtitles | بدا محتدًا جدًا بالأمس عندما أخبرته أنك لم تعتقل أحدًا بعد وفي هذا الصباح لم يظهر في عمله |
Program için seçildiğini söylediğimde onu görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى وجهه عندما أخبرته عن التدريب الذي اختير له |
Senin J.P. Oliver için çaılıtğını söylediğimde sanırım sana benden daha çok aşık olduğunu hissettim. | Open Subtitles | حينما أخبرته بأنك تعمل لدى ج.ب أوليفر أشعر بأنه يحبك أكثر عني |
Ona, sanırım hoşlandığım biriyle birlikte bir otelde kaldığımı söylediğimde iyice çıldırdı. | Open Subtitles | عندما أخبرته أنني في فندق مع فتى يعجبني فقد عقله |
Bu davetiyelerin resmi bir çağırma olduğunu söylediğimde bunun altını çizerek söyledim. | Open Subtitles | عندما قلت بأن عليك أن تعتبر هذه الدعوة على أنها إستدعاء, أفهم |
Böbreğimi vereceğimi söylediğimde herkes dalga geçtiğimi düşündü. | Open Subtitles | الجميع توقع المزاح عندما قلت بأنني سأتبرع |
Geçen gece parayı ayarlayacağımı söylediğimde çok sevinmiştin. | Open Subtitles | كنت سعيداً البارحة عندما قلت لك اني دبّرت المال |
Arupa ve personeli ile tanıştık ve Arupa, benim ona suçlu hissetmemesini söylediğimde bunun onu rahatlattığını ve bunu, bizim bakış açımızdan göremediğini söyledi. | TED | قابلنا أروبا وموظفيها، وقالت أني أغثتها حين أخبرتها ألا تشعر بالذنب وأنها لم تكن تراها من وجهة نظرنا |
Ona babasının yaşadığını söylediğimde yüzünü görmeliydin. | Open Subtitles | يجب أن ترى وجهها عندما أخبرتها بأن أباها ما زال حياً |
Üzerindeki katmerli pastayı alabileceğini söylediğimde halini görmeliydim. | Open Subtitles | عندما أخبرتها أنه يمكنها الحصول على ما ترتديه |
Bunu bir Amerikalıya söylediğimde dehşete kapıldı ve bunun mahremiyetin ihlali olduğunu düşündü. | TED | الآن، عندما أخبرت ذلك لأمريكية، فوجئت، واعتقدت أن هذا انتهاك للخصوصية. |
söylediğimde, ağlayarak yere düştüler. | Open Subtitles | و عندما أخبرتهم .. وقعوا على الأرض من الضحك |
Bu numarayı söylediğimde ne istersem onu yapar, istediğim her şeyi. | Open Subtitles | أنا أنطق بالرقم, و هو سيفعل أيّ شيء أُريده, أيّ شيء |
Fakat, sana sunduğu her şeyin sadece bir numara olduğunu söylediğimde güven bana. | Open Subtitles | لكن ثقِ بي عندما أقول كل شئ هو منافق متنكر لكِ بشخصية أخرى |
Şey, önceden, partine gelmek istemediğimi söylediğimde sadece dalga geçiyordum! | Open Subtitles | سابقاً عندما أخبرتك بأني لا أريد حضور حفلك، كنت أمزح |
O zaman buradan hemen kaçıp gitmeni söylediğimde de anlayacaksındır. | Open Subtitles | اذن انت تتفهم ايضا عندما اقول لك ان تبتعد عن هنا |
Otel odasında biriyle birlikte kaldığımı söylediğimde yeterince kızdı zaten... | Open Subtitles | كان سيجن جنونه عندما اخبرته أن أقيم مع شخص في غرفة موتيل |
Onlarla bir şeyler yapacağımızı söylediğimde bana niye inanmadılar bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف لماذا لم يصدقونى عندما اخبرتهم اننا سنقوم بأشياء بها |
Ona kendisini internetten araştırdığımı söylediğimde biraz kafayı yedi ama o da evli olduğu konusunda yalan söyledi, yani ödeşmiş olduk, değil mi? | Open Subtitles | هو كان مُستغرِباً من الأمر قليلا عندما أخبرتُه أنا بَحثتُ عنه في الإنترنت ولكنه كذب بشأن زواجه لذا نحن متعادلين،صحيح |
Bir şey yapacağımı söylediğimde, verdiğim sözü tutarım. | Open Subtitles | عندما أقول أني سأفعل شيئا، فأني عند وعدي دائما |
Bu düğünün sürümüz için yapılması gereken doğru şey olduğunu söylediğimde sana söylemem gereken başka bir şey daha vardı. | Open Subtitles | حين أخبرتك أن الزفاف هو الفعل الصائب تجاه قطيعنا ثمّة شيء آخر تعيّن عليّ إخبارك به. |
Sana seni bokun altına gömeceğimi söylediğimde,hukuksal işleri kast ettiğimi mi düşünmüştün? | Open Subtitles | هل إعتقد بأنني عندما قلتُ بأنني سأدفنك بالقذارة، أنيّ قصدتُ عملاً قانونيًّا؟ |