"sığınma" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللجوء
        
    • ملجأ
        
    • الملجأ
        
    • المأوى
        
    • مأوى
        
    • ملاذ
        
    • لجوء
        
    • للجوء
        
    • ملاجئ
        
    • بملجأ
        
    • الملاجئ
        
    • الملاجىء
        
    • اللاجئين
        
    • الملاذ
        
    • ملاجىء
        
    Kurtulur kurtulmaz, Amerikalılar sığınma verene kadar kalacak bir yerim var. Open Subtitles عندما أصبح حراً، لدي مكان للبقاء ريثما يضمن لي الأمريكيون اللجوء
    Kanserden ölmek üzere olan Şah'a, Amerika tarafından sığınma hakkı verildi. Open Subtitles مُحتضراً من السرطان, تم منح الشاه اللجوء السياسي في الولايات المتحدة
    Sonra Dan'le tanıştım ve kadın sığınma evinde gönüllü çalışmaya başladık. Open Subtitles نعم، لكن بعدها قابلت دان عندما كنّا متطوعين في ملجأ للنساء
    Tüm o kahvaltı yemeklerini alıp sığınma evine götürüp herkesin karnını doyurabiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نأخذ كل طعام الافطار ذاك ونأخذه الى الملجأ ونطعم الجميع
    Hollandalılar ilk önce hacılara sığınma hakkı verdiler. Open Subtitles فالهولنديون اول من أعطوا المأوى إلى الحجاج
    Onların statüleri de. sığınma hakları varsa, bu çocuklar için Noel gibi olur. Open Subtitles ووضعهن، إسمع، إذا كنّ يستحقن اللجوء السياسي، فسيكون كعيد الميلاد لهن يا فتى.
    Sana yerini söylerim ama bunu yanlızca bana sığınma sağlarsan yaparım. Open Subtitles يمكنني اعطاؤك الموقع ولكن فقط إذا عرضتِ علي حق اللجوء السياسي
    ABD'de yaşayan Ugandalı bir göçmenim ve sığınma başvurumun onaylanmasını bekliyorum. TED أنا مهاجر من أوغندا وأعيش بالولايات المتحدة في انتظار أن تتم الموافقة على طلب اللجوء الخاص بي.
    Çernobil sayesinde, Amerika'da sığınma hakkı kazandık. TED شكرا لتشرنوبل، لقد حصلنا على اللجوء في أمريكا.
    Almanya'da Edward Snowden'e sığınma hakkı verilmesi hakkında bir tartışma oldu. TED كانت هناك مناظرة في ألمانيا حول منح اللجوء لإدوارد سنوودن.
    Tarif dün Centretown sığınma Evi'ne başvuran iki kadınla uyuyor. Open Subtitles ربما، مواصفات تطابق امرأتان دخلتا ملجأ مركز البلدة، يوم أمس
    Ama uluslararası tanıma göre mülteci sayılanlar bile ABD'den sığınma hakkı kazanamayacak. TED ولكن حتى من يُعرَّفون كلاجئين تحت المفهوم العالمي لن يحصلوا على ملجأ في الولايات المتحدة.
    Düşündüm de bilmelisiniz ki gelecek hafta sığınma evinde çalışıyor olacağım. Open Subtitles أتدري، اعتقد بأنني سأعلمك بأنني سأعمل في الملجأ الأسبوع القادم
    Bazen çocukluk fantezileri zor yetişkin hayatın gerçeklerinden huzurlu bir sığınma sağlar. Open Subtitles أحيانا تخيلات الطفولة يمكن أن تعرض الملجأ من سنوات البلوغ القاسية
    Bu aptallık. Sadece beni sığınma evine götür. Open Subtitles هذا غباء، فلتصحبني عائداً لمنزل المأوى
    Ama gerçekte psikolojik destek için kadın sığınma evinde oluyorum. Open Subtitles و لكني في الحقيقة في مأوى النساء للحصول على المشورة.
    Kilisede kendi köşesine çekilmiş sığınma talep etmeye çalışıyormuş. Open Subtitles مُدّعي عام. مُتحصّن في كنيسة يحاول الحصـــــــــــول على ملاذ.
    Aslında kendi ülkesi içinde bir sığınma arayışıydı. TED بل كانت طلب لجوء سياسي داخل حدود بلدهم ذاتها.
    Ulusa Sesleniş'in bir sığınma kargaşası yüzünden gölgede kalmasını istemem. Open Subtitles لا أريد دولة الاتحاد أن يطغو عليها بعض النزاع للجوء
    sığınma evleri Bay Rayborn'un hayırseverliğinin bir bölümüydü. Open Subtitles ملاجئ المشردين كانت جزء من أعمل السيد ريبورن الخيرية.
    Aile planlaması derneği ve kadın sığınma evleri için gönüllüymüş. Open Subtitles كتطوعة لتنظيم شؤون الأسرة وتعمل بملجأ للنساء التي اعتدين عليهن من قبل أزواجهم
    sığınma evinin ismini vereceğim. Open Subtitles سأحضر اسم احد الملاجئ
    Çoğu sığınma evlerinde, ama bir kısmı hala sokaklarda. Open Subtitles يعيش الكثير منهم في الملاجىء ولكن البعض منهم ما يزال مشرّداً
    Mültecilerin sığınma haklarını çöpe atın ve kendi tarihimizi çöpe atmış oluruz. TED إذا مارمينا حماية اللاجئين بعيدًا، سنرمي تاريخنا أيضًا.
    Pespaye zihinlerin son sığınma yeridir hep. Open Subtitles دائماً يكون الملاذ الأخير لتلك العقول الفاسدة.
    Rayborn Vakfı Los Angeles genelinde beş tane sığınma evi işletiyor. Open Subtitles مؤسسة ريبورن تدير خمسة ملاجىء على نطاق مدينة لوس انجليس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more