"sınav" - Translation from Turkish to Arabic

    • اختبار
        
    • الاختبار
        
    • إختبار
        
    • الإختبار
        
    • الامتحان
        
    • الإمتحان
        
    • امتحان
        
    • الاختبارات
        
    • الأختبار
        
    • أختبار
        
    • الإختبارات
        
    • الامتحانات
        
    • اختباراً
        
    • التحدي
        
    • امتحانات
        
    Anlaşmaya gidip gitmeyeceğimi görmek istiyor. Bu bir sınav, değil mi? Open Subtitles يريد أن يرى إذا اعترفت بتهمة أقل إنه اختبار أليس كذلك؟
    Ancak bazı insanlar sınav öncesi iş göremez hâle geliyorlar. TED ولكنّ البعض يتعرّض لقلق ما قبل الاختبار والذي يُقعد صاحبه.
    Bu bir sınav. Söz konusu sınavı geçmeden istediğim şeyi alamayacağım. Open Subtitles هذا إختبار , لا أحصل علي ما أريده إلا إذا اجتازته
    Şimdi ben mevcutu alır almaz, memur sınav kağıtlarınızı verecek. Open Subtitles والآن، بعد التأكد من حضوركم سيقوم الموظف بتسليمكم أوراق الإختبار
    sınav soularını mı yoksa annemin konuşmalarını mı hatırlıyayım? Sonu! Open Subtitles هل يَجب عليّ أن أتذكر إجابات الامتحان أو كلام أمي؟
    O sınav için bütün hafta çalıştık. Open Subtitles قضينا كل الأسبوع في المراجعة من أجل ذلك الإمتحان.
    O karı varya, sadece sınav olduğunda böyle konuşmaya başlar. Open Subtitles إنها لا تتكلم مع التلاميذ إلا عندما تقرر إجراء امتحان
    Genç bir kadının çok güzel notları vardı, fakat sınav puanları o kadar yüksek değildi. TED امرأة شابة كانت درجاتها رائعة، ولكن نتائج الاختبارات لم تكن عالية بالمقابل.
    Sanırım bir şekilde senin saygını kazanmış uyguladığın sınav neyse geçmiş olmalı... Open Subtitles من الواضح انها كسبت احترامك و لقد تجاوزت اي اختبار اعطيتها اياه
    İkinci olarak, Finlandiya'da standartlaştırılmış sınav sistemi yok. TED وثانيا، لا يوجد هناك اختبار قياسي في فنلندا.
    Yoksa bitmemiş bir işin stresi veya gireceğiniz bir sınav ya da istemediğiniz bir aile toplantısı? TED أم التوتر حيال عمل لم تنجزه، أم اختبار على الأبواب، أم لقاء عائلي لعين؟
    Kısacası bizim yardımımız olmaksızın sınav alanını bulmak neredeyse imkânsızdır. Open Subtitles بمعنى آخر يستحيل الوصول إلى موقع الاختبار بدون مساعدة المُردشين.
    Başarısız olduklarında ise, aptal oldukları için değil, sınav adaletsizce hazırlandığı içindir. TED عندما أخفقوا، لم يكن ذلك لأنهم كانوا أغبياء، بل فقط لأن الاختبار كان غير عادلاً.
    Koç, eğer sınav olacağımızı söylerseniz bu habersiz sınav olmaz. Open Subtitles آيها المدرب ، إنه ليس إختبار مفاجيء لو أخبرتنا عنه
    En iyi sınav sonucu, yanında kan testi olmadıkça bir anlam ifade etmiyordu. Open Subtitles حتى أعلى درجة إختبار لن تهم, ما لم تتماشى مع إختبار الدم
    sınav boyunca ceketlerin altına saklanacağım... Ve herşeyin iyi gitmesini ümit edeceğim. Open Subtitles أثناء الإختبار سأخبئ الكتب تحت معاطف كثيرة وأتمنى من ذلك أن ينجحني
    Bu sınav öğrencinin okuma, yazma veya aritmetik yeteneğini ölçmez. Open Subtitles هذا الإختبار لا يقيس كفاءة طالب فى القراءة والكتابة والحساب
    Her zaman test edildiğimiz şeyi yaşayacağız ve bunun bir kısmını sınav yöntemleri oluşturuyor. TED نحن دائما نجد ما نبحث عنه، وجزء مما نبحث عنه هو في طريقتنا في الامتحان.
    SAT sınav kitapçığını 5 dakika önce açtım. Open Subtitles لقد فتحت نموذج الإمتحان قبل بداية الإمتحان بخمسة دقائق
    Öğrencilerimizden tek istediğimiz sınavlarının tutarını karşılamak. sınav başı 100 dolar. TED كل ما نطلبه من طلابنا هو تغطية تكلفة اختباراتهم 100دولار لكل امتحان.
    Diyordum ki, acaba tekrar girebileceğin bir sınav gibi midir bu? Open Subtitles أتساءل إذا ما كان من الاختبارات التي يمكن اعادتها.
    İlk dönem notunuz için bu sınav çok önemli. Open Subtitles هذا الأختبار يحسب بشكل كبير في درجة الإختبار النصفي
    sınav bir sihirbaz gibi düşünüp hareket etme yeteneğinizi sınıyor. Open Subtitles تجارب أختبار قدرتك على التفكير والتصرف مثل الساحر
    - Bütün mesele toplum hizmeti. Üniversiteler artık sınav sonuçlarına bakmıyor. Open Subtitles كلّ شيء يتعلق بخدمة المجتمع، لم تعد الجامعات تهتم بنتائج الإختبارات.
    İnsanlar sınav sorularını çalarlar, kütüphanedeki araştırma materyallerini saklarlar, ve Profesörlere yalan söylerlerdi. Open Subtitles الطلبة كانوا يسرقون الامتحانات و يخبأون الكتب الهامة من المكتبة ويكذبون علي الأساتذة
    Kraliçenin gerçekten değişip değişemeyeceğini gösterecek bir sınav yapma imkanı vereceğim sana. Open Subtitles أقدّم لكِ اختباراً يحدّد فيما إذا كان باستطاعة الملكة أنْ تتغيّر فعلاً
    Şimdi, sen ve ben şu son sınav olayı üzerine küçük bir konuşma yapmalıyız. Open Subtitles لذا، يجب أن يكون عندنا كلام صغير حول هذا التحدي النهائي.
    Kimseye söyleme, ama eski okulumdaki en iyi arkadaşım, bir sürü SAT sınav sorusu çaldı ve bunu benim üstüme attı. Open Subtitles لا تخبري أحدا، ولكن صديقتي المفضلة من مدرستي القديمة سرقت مجموعة من أسئلة امتحانات القبول ومن ثم ألقت اللوم علي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more