| Dünyanın dört bir yanında yerli halklarla yaptığımız saha araştırmaları. | TED | العمل الميداني الذي نقوم به حول العالم مع السكان الأصليين، |
| Biri bana saha çalışmasında anında karar vermenin çok önemli olduğunu öğretmişti. | Open Subtitles | لقد علمني أُستاذي أن سرعة التصرف هو مفتاح النجاح في عملنا الميداني |
| Evet dediler, saha içinde yürümek epey gayret gerektiren bir iştir. | TED | لقد قالوا نعم، المشي في الملعب هو ممارسة الرياضة البدنية الشاقة. |
| Bugün yakalayacak kötü bir adamı olan bir saha ajanıyım. | Open Subtitles | اليوم، أنا عميل ميداني يجب عليه القبض على شخصٌ شرير. |
| Ben yokken iyi iş başarmışsın, sahada ve saha dışında. | Open Subtitles | لقد أبليت جيّداً فى غيابى فى الميدان وخارجه، كما أخبرونى |
| Yarın saha gezine çıkarıyoruz palavracı mı, değil mi görmek için. | Open Subtitles | سنقوم بأخذه فى رحلة ميدانية فى الغد أرى أنه ملئ بالهراء |
| Piyasaya sürülecek yeni ürünün arge saha araştırmalarına bakmam lazımdı. | Open Subtitles | إحتجتُ لرؤية الدراسات الميدانية لقسم البحث والتطوير الخاصة بالمنتج الجديد |
| Eğer hâlâ saha işi yapmak isteseydim diğer ajanslara katılabilirdim. | Open Subtitles | كان يمكنني الالتحاق بالهيئات الأخرى ان كنت أريد العمل الميداني |
| - Evet. saha işini de bıraktı. - Artık masa işinde. | Open Subtitles | أجل، ولا يقوم بالعمل الميداني أيضاً، إنّه في وظيفة مكتبية الآن. |
| Hâlâ saha görevini bırakıp masa başı işine geçmeni istiyor mu? | Open Subtitles | هل لا تزال تريد منك ترك العمل الميداني والتوجه للعمل المكتبي؟ |
| Hayır, hem Audrey ile aramı düzelteceğim hem de saha kenarından maç seyredeceğim. | Open Subtitles | سأصلح الامور مع اودرى و سأحصل على اماكن بجانب الملعب مكسب فى الحالتين |
| Daha fazla saçmalığa ihtiyacım yok, meselenizi saha dışında halledin, tamam mı? | Open Subtitles | لا أحتاج إلى المزيد من مشاكلكن، لذا أبقوا مشاكلكن خارج الملعب, حسناً؟ |
| Shiloh'nun buraya kadar gelmesi etkileyici, ama saha dengesiz görünüyor. | Open Subtitles | انجاز نسور شيلوه مثير للاعجاب ولكن الملعب يبدو غير متوازن |
| Bu benim hapisten sonraki ilk davamdı, saha ajanı olarak da son davam. | Open Subtitles | هذه أول قضية لي بعد خروجي من السجن آخر قضية لي كعميل ميداني |
| O, bu büronun yetiştirdiği en iyi lanet saha adamı. | Open Subtitles | هو أفضل عميل ميداني ملعون قد أنتجته الوكالة على الإطلاق |
| Çalışmalar için bilim adamlarına verilmiş saha kampına doğru ilerliyorduk. | Open Subtitles | كنا متجهين نحو مخيم الميدان إلى العلماء الذين يدرسون الأختام. |
| saha birliği, nakil timinden; komuta ekibiyse ikisinden de ayrı olur. | Open Subtitles | وحدات الميدان منفصلة عن وحدات النقل مع وحدة تحكم منفصلة عنهما |
| Ve biz şimdi saha denemelerini Cayman adalarında, Malezya'da küçük ölçekli birini, ve şimdi Brezilya'da iki tanesini daha yapıyoruz. | TED | إذن إلى الآن، قمنا بإجراء تجارب ميدانية في جزر كايمان وتجربة صغيرة في ماليزيا واثنتين أخرتين في البرازيل. |
| Bu belirli bir yerde, en yüksek yoğunluklu mikroskoplarla, saha denemelerini ilk kez yapışımız olacak. | TED | ستكون تلك المرة الأولى التي سنقوم فيها بتجارب ميدانية بأعلى كثافة من المجاهر على الإطلاق في مكان معين. |
| Desteğe ihtiyacım olduğu için seni yanımda götürdüm ve senin saha tecrüben var. | Open Subtitles | أنا جلبت لكم معي لأنني بحاجة النسخ الاحتياطي، و وكان لديك الخبرة الميدانية. |
| Geçen sene, aktivistler Filipinlerde bir saha deneyini işgal edip tahrip etti. | TED | في السنة الماضية، دمر نشطاء حقل مزوع بطريقة التجربة في الفيليبين |
| John Summers CIA'in Ortadoğu'daki en iyi saha ajanıydı. | Open Subtitles | جون سمرز كان افضل العملاء الميدانيين السي آي ايه في الشرق الاوسط |
| Bir saha mühendisinin rüzgar çiftliğine gittiğini düşünün. Portatif bir cihaz hangi türbinin bakıma ihtiyacı olduğunu söylüyor. | TED | تخيل وصول مهندس الحقل الى مزرعة الرياح مع جهاز محمول باليد ليخبرها أي التوربينات التي تحتاج إلى خدمة. |
| 6 ay içinde bu pisliğin yerine stadyumlarla aşık atacak bir saha gelecek. | Open Subtitles | خلال 6شهور, سنستبدل هذه الأرض, بإستاد ملعب كرة قدم ليس له نظير بالخارج |
| Baban gibi bir saha ajanı olmak istediğini biliyorum. Anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تريد أن تكون عميل ميدان كوالدك أفهم ذلك |
| Bir saha ajanının, işi dışında bir ilişkiye sahip olacağına inanmıyor. | Open Subtitles | انه لا يؤمن بأن العميل الميدانى يمكن أن تكون له علاقة |
| Senden iyi bir saha ajanı olacak, çaylak. | Open Subtitles | سوف نصنع عميلاً ميدانياً منك بعد أيها الإختباري |
| saha ajanı olmadığımı biliyorum. Ama SD-6 bu işe karışmayacak. Ajan Bristow'un desteğe ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | أنا اعرف أنى ليس عميل ميدانى,ولكن العميله بريستو تحتاج الى الدعم |
| saha ofisini arayıp bize bir uçak ve araba hazırlat. | Open Subtitles | حسناً، اتّصلي بالمكتب الميدانيّ .و أمّني لنا طائرةً و سيّارة |