"sahip olduğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • التي يملكها
        
    • التي يمتلكها
        
    • كان يملكه
        
    • ما يملك
        
    • الذي يملكه
        
    • ما يملكه
        
    • ما لديه
        
    • الذي لديه
        
    • التي تمتلكها
        
    • التي لدى
        
    • تمتلكه
        
    • تملكها
        
    • كانت تملك
        
    • كانت لدى
        
    • ما تملك
        
    Ve üçüncü olarak herşeye rağmen, çocukların sahip olduğu olağanüstü kapasite konusunda hepimiz hemfikiriz. Özellikle söz konusu yeni fikirler olduğunda. TED والجزئية الثالثة التي اتفقنا عليها جميعا هي القدرة الاستثنائية التي يملكها الأطفال. على التعلم والإبداع.
    Bu yüzden onu sanat tarihi açısından sevdim. sahip olduğu kat kat nitelikleri sevdim. TED لذا أحببت ذلك، على المستوى التاريخي للفن، أحببت تلك الجودة التي يمتلكها على صعيد الطبقات.
    Seni sahip olduğu her şeyle seven bir sevdiğin oldu mu hiç? Open Subtitles هل سبق لك ان احببت شخصاً احبك بكل شئ كان يملكه ؟
    sahip olduğu her şeyi hakkıyla kazandığını söylerken duraklıyor. Open Subtitles إنـّه مرّ بحالة ترد قبل قوله بأنّه كسب كلّ ما يملك.
    Ancak, Kakuma'da bulunan topluluk hissi ve buradaki herkesin sahip olduğu gurur tek kelimeyle eşsizdi. TED ولكن الإحساس بالانتماء للمجتمع في كاكوما والكبرياء الذي يملكه الجميع هنا هو بكل بساطة لا نظير له.
    sahip olduğu her şey ailesinin kontrolünde. Open Subtitles هذا ليس عدل, كل ما يملكه تحت وصاية عائلته
    Öz annesine bile güvenmez. sahip olduğu herşeyin bir koruması vardır. Open Subtitles وقال إنه لا يثق أمه كل ما لديه ،وقال انه الحراس.
    Normal bir doktor bir hastanın öyküsüne 18 saniye ayırıyor çünkü sahip olduğu zamanın tamamı bu. Open Subtitles الطبيب العادي يخصّص للمريض ثمانية عشرة ثانية لتحرّي تاريخه لأن هذا هو الوقت الذي لديه
    Başından beri sahip olduğu tek hayatı kaybedebileceğinin farkında. Open Subtitles حقاً بنظرة متعالية ربما يخسر حياته التي يملكها
    Tek sahip olduğu şey beyni ve hayaletiydi gerçi. Open Subtitles كانت الأشياء الوحيدة التي يملكها حقا دماغها ولها شبح.
    Bir adamın sahip olduğu sandalyelerden fazla kadın ile birlikte olması iyiye işaret değildir. Open Subtitles ليست علامة جيدة بالمرة عندما يكون عدد النساء التي يمارس الرجل معهن الجنس أكبر من عدد الكراسي التي يمتلكها
    Böyle günahkar. Böyle bir vücudun bu dünyada sahip olduğu güç. Open Subtitles شديد الخبث ، يا للقوة التي يمتلكها مثل هذا الجسد في هذا العالم
    sahip olduğu her şeyin bir kutu, savaştan kalma eski para olduğunu hiç ummazdım. Open Subtitles كل ما كان يملكه نقود يابانية قديمة من ايام الحرب
    Projesini değil kendini riske edebileceğine inandırdınız ama sahip olduğu her şey şahsi garanti altında. Open Subtitles جعلتَه يظنّ أنّ بإمكانه المُخاطرة وليس بهذا المشروع بل بكلّ ما يملك على ضمانة شخصيّة.
    Bu sincap sahip olduğu cevizlerle hoşnut. Open Subtitles انا سعيد لسماعي هذا هذا السنجاب راضي عن الجوز الذي يملكه
    Yani sahip olduğu her şey, bu ev de dahil karısına ve çocuklarına kalıyor. Open Subtitles هذا يعني أنتقال كل ما يملكه إلى زوجته وأولاده, بما في ذلك المنزل
    sahip olduğu herşey kapışıldığında yüzünü görmek istemez misin? Open Subtitles هل يمكن أن تتخيل وجهه لو ان كل ما لديه اختفى فجأة؟
    sahip olduğu şeyin ne olduğunu öğren lanto. Open Subtitles يانتو ، عليك أن تعرف ما الذي لديه بالضبط
    En son öğretiler, ilk kez, bize başarılı ailelerin sahip olduğu yapı bloklarını tanımlamamıza izin verdi. TED المنح الدراسية الأخيرة قد سمحت لنا، للمرة الأولى، بتحديد أسس البناء التي تمتلكها الأسر الناجحة.
    Öğretmenlerin sahip olduğu panele, şu anda girebilirsiniz ve çocuklarınız, yeğenleriniz, ya da kuzenleriniz için koç olabilirsiniz ya da ''Boys and Girls Club''taki çocuklara. TED تلك اللوحات التي لدى المعلمون، يمكنكم الدخول عليها الآن ويمكنك أن تصبح مدربا لأبنائك، أو ابناء اخوتك، وعمومتك وربما بعض التلاميذ في نوادي الأولاد والبنات
    Odasını sahip olduğu güzel şeylerle doldurmuştu.. ..böylece gözlerini açtığında onları görebildi. Open Subtitles ملأت غرفتها بكل ما تمتلكه من أشياء جميلة لتراها حينما تفتح عينيها
    Düşündük ki, bütün bu hormon karışıklığı arasında, sahip olduğu erkek organlarını çıkarmanız kolay olabilir. Open Subtitles أعتقدنا أن وجود التشويش الهرموني فقد يكون أسهل عليها إن قمنا بإزالة الأعضاء الذكرية التي تملكها
    Atlantis'in buhar ya da kömür gücünden başka tür bir güce sahip olduğu konusunda aynı fikirde. Open Subtitles أن أطلانتس كانت تملك مصدر طاقه من نوع ما أكثر قوه من البخار من .. من الفحم
    Böylece bu, "atalarımızın sahip olduğu ama bizim ihtiyacımız olmayan şeyler ıskartaya çıkabilir" anlamına gelir. Open Subtitles هذا يعني أن الأشياء التي كانت لدى أسلافنا و لا نحتاجها يتم التخلص منها
    Ona baksanıza, pek de güçlü sayılmaz. - Tek sahip olduğu ses tonumuz. Open Subtitles و هي ليست قوية حقا انظروا إليها، كل ما تملك هو أصواتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more