| Anlaşmanın ilk versiyonu Senatör George Mitchell'in maharetli ellerinden çıktı. | TED | وقد تم وضع اساسياتها حينها من قبل السيناتور جورج ميتشيل |
| Başkanın kendisi bizim en popüler Twitter kullanıcımız, son zamanlarda tweetlerinin sayısı düşmüş olsa da, Senatör McCain'in tweetleri arttı. | TED | الرئيس نفسه واحد من أكثر المستخدمين شعبية، رغم أن تحديثاته تراجعت مأخرا، في حين أن تحديثات السيناتور ماكين قد إرتفعت. |
| Senatör, İmparator sizinle ve asil Diana ile görüşmek istiyor. | Open Subtitles | ايها السيناتور يرغب الامبراطور ان يتكلم معك انت والسيدة دايانا |
| Sanırım, eski günlerden kalıp, çalışmaya devam eden aramızdaki tek kişi Senatör. | Open Subtitles | الشخص الوحيد من الايام الخوالى الذي لازال يعمل هو عضو مجلس الشيوخ |
| Senatör geçen ay 29 kez gizli bilgi talebinde bulunmuş. | Open Subtitles | جعلت السناتور طلبات لمعلومات المخابرات السرية 29 مرة الشهر الماضي. |
| Patron birisi için tetiği çekmemi istediğinde, tetiği çekerdim. -Anladınız mı, Senatör? | Open Subtitles | عندما يأمرنى الرئيس بدفن أحدهم, أفعل ذلك هل فهمتنى أيها السيناتور ؟ |
| Oradaki bayan önce Howard Hunt'ın Senatör Kennedy'le ilgili kitaplar aldığını söylemiş. | Open Subtitles | في البداية قالت أن هوارد هنت قد استعار كتبا عن السيناتور كينيدي |
| Bu fazlasıyla canımı sıkan bir konu. Gayet iyi anlıyoruz Senatör. | Open Subtitles | ـ انا فقط كنت منزعج جدا ـ اقدر ذلك سيدى السيناتور |
| Bir kaç dakika önce, Senatör Martin, bu dramatik yalvarışı yaptı. | Open Subtitles | هذا و قد قامت السيناتور مارتين منذ لحظات بتسجيل هذا النداء |
| -Yola geleceklerdir. Özellikle Senatör Morton'un oyunu değiştireceğini öğrendikten sonra. | Open Subtitles | سوف يعتادون على هذا خصوصا الأن وهم يعلمون أن السيناتور |
| Senatör bu yüzde yüz bütünsellik içeren bir askeri program. | Open Subtitles | أيّتها السيناتور, هذا برنامج طوارئ يخص الدمج بنسبة مئة بالمئة. |
| Sizi koruma görevime ihanet ettiğimi biliyorum, Senatör ama gitmeliyim. | Open Subtitles | أعرف أنني أعصي أوامري بحمايتك أيتها السيناتور ولكن علي الرحيل |
| Bu andan itibaren, bu işi ikimiz centilmence halledeceğiz, Senatör. | Open Subtitles | في هذه المرحلة ، الأمر بيني وبينك فقط أيها السيناتور |
| Arkadaşım size borcunuz konusunda yardımcı olacak, Senatör. İyi geceler. | Open Subtitles | مساعدي سيساعد في حل ديونك أيها السيناتور, تصبح على خير |
| Korkarım dostlarım, Teğmen Divo'nun Senatör Farr hakkında bazı soruları var. | Open Subtitles | انا متأسف لان الملازم ديفو لديه بعض الاسئلة عن السيناتور فار |
| Ion ile benim, öncelikle Senatör'le görüşmemiz gereken bazı meselelerimiz var. | Open Subtitles | لن اتأخر ايون وانا لدينا بعض المواضيع لنناقشها مع السيناتور اولا |
| Bu demek oluyor ki Senatör ve konuklarını da karantinaya almamız gerekecek. | Open Subtitles | هذا يعني أن علينا حجر عضو مجلس الشيوخ وضيوفه عضو مجلس الشيوخ؟ |
| Artık çiftlik sahibi olmak istemiyorum Senatör. | Open Subtitles | ليس لدي النية للزراعة من جديد ، أيها السناتور |
| Bu gece için bu muhteşem ziyafeti bize Senatör sağladı. | Open Subtitles | كيف حالك؟ النائب هو المسئول عن اعداد الطاعم المذهل اليوم |
| Bir adamın hayatının emeği için 5000$ çok değil Senatör. | Open Subtitles | خمسة آلاف دولار ليس بالمبلغ الكبير مقابل الأرض ، سناتور |
| Adım Dana Scully ve Senatör Matheson'ı evinden aramak istiyorum. | Open Subtitles | اسمي دانا سكولي، وأحاول إلى صل السّيناتور ماثيسون في البيت. |
| Ama Senatör Grant olarak ortaya çıktığımda soğuk, isteksiz ve bir adamı bile elinde tutamayan biri olarak görmeye başladı. | Open Subtitles | لكنها جعلت السيناتورة غرانت تبدو ضعيفة ومتجمدة وباردة جنسيا وكما أنها لا تستطيع إبقاء رجل لها |
| Biza oranın Senatör Iselin'in yaz kampı olduğu söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لنا أنه المسكن الصيفى للسيناتور آيسلين |
| Senatör Marquand'i ara. Herşeyin kontrol altında olduğunu söyle. | Open Subtitles | أتصل بالسيناتور ماركاند, كن هادئا أخبره أننا نهتم بكل شيء |
| Kumar oynayan Senatör ve vergi memurlarının peşinden giden adamlarım var. | Open Subtitles | لدي رجال يلاحقون أعضاء مجلس الشيوخ ووكلاء مصلحة الضرائب الذين يقامرون. |
| Senatör onu dövmekle tehdit etmiş. Chaney de onu vurmuş. | Open Subtitles | فهدده العضو بالقتل ، فما كان منه اللا ان اطلق عليه النار |
| Kulağa deli saçması geldiğini biliyorum, Senatör; ama bu gerçek. | Open Subtitles | إنظر, أتمنى لو كنت مجنوناً يا عضو الكونغرس, ولكن هذا امرٌ واقعي |
| Eğer Lisa Senatör olacaksa, Jackie'yi ondan uzak tutmak zorundaydık. | Open Subtitles | وإن كانت ليزا ستذهب لمجلس الشيوخ, فعلينا ابعادها عن جاكي |
| Senatör York, Finans komitesinin yeni kürsiyeri... | Open Subtitles | عضو الكونجرس يورك الكرسى الجديد للمجلس المالى |
| Çünkü bir Senatör KDY'nin geri çekilmesi için çok uğraşıyor. | Open Subtitles | لأن سيناتوراً معينة عملت جاهدة لإبطال مرسوم قانون تسجيل المقتصّين |