| silahlarınız dolu olsun ve hiçbiriniz tereddüt etmeyin. Hoşuma gitti. | Open Subtitles | لكن أسلحتكم محشوة، ولم يتردد أيّ واحد منكم، يعجبني ذلك. |
| silahlarınız, Fransızlar tarafından çöl savaşları için yapılmış. | Open Subtitles | أسلحتكم صنعت في فرنسا من أجل الحروب في الصحراء |
| Miguel ve silah çantamla gelin, herkes yoluna gitsin ya da silahlarınız dolu gelin, kim daha çok kan dökecek görelim. | Open Subtitles | ويذهب كلانا لحال سبيله أو تعود مجهزًا أسلحتك وسنرى من منا يسفك أكثر دماءً |
| silahlarınız, benim zamanımdaki oklardan ve mermilerden daha gelişmiş olabilir. | Open Subtitles | لعلّ أسلحتك أكثر تعقيدًا من الأسهم والرصاصات التي وُجدت في زماني |
| Sizin yıkım silahlarınız şu anda emniyetle bizim hükmümüzdeler ve iki gizli hedefe yönlendirilecekler. | Open Subtitles | أسلحة الدمارِ الشامل بتاعتك الآن بسلامة في حوزتنا وسَيَتم نقلُهم إلى هدفين سريينِ. |
| Belki de, ama yaratılışınızdan ötürü silahlarınız yetersiz, ayrıca ne stratejilerini ne de taktiklerini anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما ولكن النقطه في الامر هي ان اسلحتكم تحت المطلوب, وانتم لاتفهمون لا ستراتيجياتهم ولا تكتيكياتهم |
| Caydırma silahlarınız bizi amacımızdan vazgeçiremez. | Open Subtitles | أسلحتكَ مِنْ الرَدْعِ لَمن ترْدعْنا مِنْ هدفِنا. |
| Sizin dandik Amerikan silahlarınız beni yok etmeye yetmez. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر أكثر من أسلحتكم الأمريكية الضعيفة لتدمروني |
| Ama tek bir şartla. silahlarınız bizde kalacak. | Open Subtitles | و لكن بشرط واحد يجب أن تتركوا أسلحتكم معنا |
| Alınmayın ama, dostum, karşılaştırıldığında sizin silahlarınız ilkel kalıyor. | Open Subtitles | بدون إهانة, أصدقائي لكن أسلحتكم بدائية بالمقارنة |
| silahlarınız güçlü ancak bizim kullandıklarımız kadar uzun dayanmıyorlar. | Open Subtitles | أسلحتكم هائلة, نعم لكنها لا تستطيع التحمل مثل العصي |
| Bunlar kurtarabildiğim silahlarınız. | Open Subtitles | أنقذت ماذا استطعت من مستودع أسلحتك |
| silahlarınız işe yaramaz bayım. | Open Subtitles | أسلحتك هي عديمة الفائدة، يا سيدي. |
| Bunlar yüklemeye hazırlanan silahlarınız. | Open Subtitles | هذه أسلحتك يتم تجهيزها للنقل بالسفن |
| Yani, silahlarınız var ama saklı tutmayı tercih ediyorsunuz. | Open Subtitles | إذا فأنت تملك أسلحة لكن تفضل إبقائهم في الخفاء |
| Şöyle güzelinden büyük silahlarınız olmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد بأنه لا توجد أية أسلحة كبيرة ؟ |
| Geminiz yok. Kuşatma silahlarınız yok. Süvarileriniz yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ سفن ولا أسلحة للحصار، ولا خيالة. |
| Gidin kaldırın, silahlarınız da yanınıza alın. - Tatlım iyi misin? | Open Subtitles | ازيلوها هيا وخذوا اسلحتكم معكم هل انتى بخير عزيزتى |
| Burada istenmeyen silahlarınız, siz değilsiniz. | Open Subtitles | أسلحتكَ غير مرغوب فيها هنا، لَيسَ أنت. |
| Sizin silahlarınız bir arkadaşımı öldürdü ve benden katilleri korumamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | اسلحتك قتلت صديقي و الآن أنت تعطيني مهمة لحماية القتلة؟ |
| Çocuklar, sırf silahlarınız var diye onları göstermek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | يا شباب, فقط لأنكم تحملون مسدسات لا يعني هذا أنه يتوجب عليكم عرضها. |
| silahlarınız tam olarak hazır olmazsa, cezalar sert olacaktır. | Open Subtitles | إن لم يكن سلاحكم جاهزا للطوارىء فستتعرضون للعقاب |
| Bison, Sagat! Tüm ölüm silahlarınız havaya uçacak! | Open Subtitles | كل أسلحتكما ستنفجر فى الفضاء |
| - silahlarınız bize lazım. | Open Subtitles | -نحتاج إلى أسلحتكن . |