| Neden Şerif'e sormadın? Her şeyi biliyora benziyor zaten. | Open Subtitles | لماذا لم تسأل الشريف يبدو أنه يعرف كل شيء |
| Çocuklara bir şey alıp almadıklarını hiç mi sormadın? | Open Subtitles | لم تسأل الأولاد يوماً إن كانوا يتعاطون شيئاً ما ؟ |
| Beraber olduğumuz bu süre içerisinde bana hiç çocuklarım hakkında soru sormadın. | Open Subtitles | أتعلم.. طوال الوقت الذي كنا نخرج فيه معاً لم تسألني عن أطفالي |
| O yüzden mi bana ölü mü, hayatta mı diye sormadın? | Open Subtitles | إذاً لماذا لا تسألني ما إذا كان على قيدالحياة أو ميت؟ |
| İstridye çıkarmak ve dondurma yemek sana iyi gelebilir, ama bana sormadın bile. | Open Subtitles | الحفر للمحا وأكل المصاصات قد يبدو جيدا بالنسبة لكِ، ولكنكِ حتى لم تسأليني |
| Kalbimi ferahlatıyor. bana hiç Maxine'i sormadın. | Open Subtitles | من خالص قلبي جون لم تسأل قط على ماكسين ؟ |
| Gitmeyi bu kadar çok istiyordun madem neden sormadın? | Open Subtitles | , إذا كنت فاقد الأمل في الذهاب . كان لابد أن تسأل |
| sormadın ki biraz sağduyu göster. | Open Subtitles | أنت لم تسأل أنت لم تظهر سوى بعض التعليقات |
| 30 yıldır neden annemle yaşadığımı hiç sormadın. | Open Subtitles | ألم تسأل نفسك لماذا أعيش مع والدتي منذ 30 عاماً؟ |
| Ayrıca bu işte senin çıkarının ne olacağını sormadın bile. | Open Subtitles | وبجانب ذلك، أنت لم تسألني حتى ما نسبتك في الغنيمة. |
| Burada bir randevudayız. Ve sen tam adımı sormadın bile. | Open Subtitles | ،ها نحن ذا قد خرجنا في موعد ولم تسألني عن اسمي الحقيقي حتى ؟ |
| - Hiçbir zaman ne istediğimi sormadın ki. | Open Subtitles | أنت دائماً ما تخدمني . دون أن تسألني ماذا أريد |
| Otelden taşınacağın zaman neden fikrimi sormadın? | Open Subtitles | لماذا لم تسأليني عما أفكر به عن تنقلاك خارج الفندق ؟ |
| İçine atmak isteyeceğim bir şey var mı diye sormadın mı? | Open Subtitles | أنتي لم تسأليني حتى إذا كان لدي شيء لأرميه لك؟ |
| İyiyken okulda olup olmadığımı sormadın ki. | Open Subtitles | لم تسأليني إذا كنت بداخلها عندما كانت المدرسة لا بأس بها |
| Ona niye sormadın? | Open Subtitles | حقا لم لم تسألها لم هي حزينة في الزاوية لوحدها |
| Hadi ama, bunu hiç kimseye sormadın ki! | Open Subtitles | بالله عليك يا رجل انت لم تسال اي من الآخرين هذا |
| Nerede yaşadığını niye sormadın peki? | Open Subtitles | حسناً, لماذا لم تسأله أين يسكن؟ سأعيد الإتصال بكِ |
| O gece herkesin görüşünü sormadın. | Open Subtitles | حسناً ، أنتِ لم تسألي أحداً عن رأيه تلك الليلة |
| Benim ona aşık olup olmadığımı sormadın. | Open Subtitles | انت لم تسألينني اذا كنت احبها ام لا. |
| Niye o adama? yaşında ve oğlu var mı diye sormadın? | Open Subtitles | لما لم تسألين ذلك الرجل إن كان بعمر 91 ولديه إبن؟ |
| Ona sormadın bile. İnliyor. İnan, hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | لم تسأليها انها تنوح وتحب هذا صدقني |
| Eğer yardımımızı istiyorsan neden direk sormadın? | Open Subtitles | إن أردتَ مساعدتنا , فلماذا لم تطلب فحسب ؟ |
| o zaman bana pek soru sormadın bana onu öldürüp öldürmediğimi hiç sormadın. | Open Subtitles | الآن, أتعلم.. لم تطرح علىّ أسئلة حينها لم تسألني من قبل , "هل قمت بقتلها؟" كلاّ |
| sormadın bile. Sorman gerekir.. | Open Subtitles | لم تطلبي مني ذلك عليك أن تطلبي |
| Daha önce on defa geldin, hiç sormadın. | Open Subtitles | لقد جئت هنا اثنا عشر مرة وهذه اول مرة تسألنى فيها |
| Nerede oturduğunu, niye sormadın? | Open Subtitles | لماذا لم يخطر لكِ ان تسأليه عن مكان اقامته ؟ k |