| Adli tıptan bir grubun gelip bütün bu taşları fırçalamasını istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أريد فريق الطب الشرعي ليأتي و مسح كل هده الصخور |
| taşları ters yüz etmek bir böcekle boğuşan bu yengeç örümceğini ortaya çıkartıyor. | TED | وبتحريك الصخور من مكانها نجد عنكبوت السلطعون تتصارع مع الخنفساء. |
| Ama bu binaları onlar inşa etmemişler ve bu taşları oymamışlardı. | Open Subtitles | لكن الهمج لم يصنعوا هذه المباني الهمج لا ينحتون هذه الحجارة |
| Şu taşları piyasa değerinde alıp, bu buluşmayı da daha sonra yapacağım. | Open Subtitles | شراء تلك الحجارة في القيمة السوقية ويستمر هذا الاجتماع في وقت لاحق. |
| Birileri satın almaya geldi ve bahçedeki tüm taşları istedi... | Open Subtitles | ثم جاء شخص ما بعد ذلك ليشتريهم وكانوا يريدون صخور |
| yaratıldı. İnanıyorum ki bunlar gelecekteki barışın yapı taşları. | TED | قد نشؤوا. أعتقد أن هؤلاء هم أحجار البناء للسلام في المستقبل. |
| taşları kullanamıyor, fakat durdurabiliyor. | TED | وهو لايستطيع استخدام هذه الاحجار ولكنه يستطيع وقفها |
| İrlandalı dev, denize çok sayıda kaya fırlatarak İskoçya kıyısına köprü görevi görecek olan taşları yarattı. | TED | فألقى العملاق الإيرلندي ما يكفي من الصخور في البحر ليصنع جسراً من الحجارة يصل للساحل الاسكتلندي. |
| Suda yaşayan garip bakteriler var aslında kayaları kazıp taşları yiyorlar bu sayede yiyeceklerini üretiyorlar ve buzun altında yaşıyorlar. | TED | هناك بكتيريا غريبة تعيش في الماء تأكل و تقوم بهضم الصخور لصنع غذائها الخاص للعيش تحت الثّلج. |
| Belki de sadece taşları değil hayatı da değiştiren bir süreç halen işliyordur. | TED | ربما هناك عملية لا تزال نشيطة إلى اليوم قد سببت تغيرات ليس فقط في الصخور بل في الحياة. |
| Apollo astronotlarının getirdiği Ay taşları, Güneş Sistemi ile aynı yaşta. | TED | الصخور القمرية والتي جلبها رواد فضاء أبولو يعود تاريخها إلى ما يقارب عمر النظام الشمسي. |
| Böylece sokağa çıktım ve taş fırlatmaya başladım, taşları İsraillilerin arabalarına fırlatmam gerektiğinin farkında olmadan. | TED | فخرجت إلى الشارع وبدأت أرمي الحجارة، لم أدرك أنه كان يفترض بي رمي الحجارة على السيارات الإسرائيلية. |
| Bu taş ustalarıyla taşları kesip hastane duvarı yaptık. | TED | عملنا مع عمّال البناء كي يقطعوا الحجارة وشكلناها حتى أصبحت جداراً للمستشفى |
| bazı parıltılı taşları bir heriften alıp bir başka herife satıyorum. | Open Subtitles | وارد بَعْض اللمّاعِ صخور مِنْ رجلِ واحد أَبِيعُهم إلى الرجلِ الآخرِ. |
| Ancak, lastikler Marsilya'nın fazla ısınmış yol taşları ile karşılaşmadan önce, bu genç delikanlıların yüzleşmesi gereken pek çok zorluk var. | Open Subtitles | لكن قبل أن يختبر المطاط أحجار شارع مارسيليا الساخنة هؤلاء الشباب ما زال أمامهم العديد من العقبات للمواجهة. |
| Bu güzel bir açıklama çünkü soldan başlayarak -- taşları görüyoruz -- hemen taşların ardından, sadece yaşayabilen bitkileri görüyorz. | TED | انه وصف جميل يبدأ من الجهة اليسرى من الأحجار ومباشرة بعد الاحجار .. نجد النباتات والتي هي بداية الحياة |
| Dondurulmuş taşları kumaş bir kutuya koy, onları bile yerler. | Open Subtitles | تقطع القطع المثلجة في علبة نسيج قطني وهم يأكلونها أيضاً |
| Adlar mezar taşları içindir bebek! | Open Subtitles | ادعى الأسماء توضع على شواهد الاضرحة عزيزي |
| Ve diğerleri ne söylerse söylesin... evet, ilk kez sergileyeceğiz... 1 'e 20 oranında... gerçek piramit taşları kullanılmış, tam olarak... | Open Subtitles | بالرغم ما حصل من هرج سنريكم؛ لأول مرة بمقياس واحد على عشرين وباستخدام حجارة هرم حقيقية |
| Bıçak altına yatma korkun var. taşları doğal yoldan düşürmeyi denemek istiyor. | Open Subtitles | حتماً أنت خائف من السكين، إنه يريد الوصول إلى الحصى بطريقة طبيعية |
| Eminim ki taşları etkili bir şekilde araç olarak kullanabiliyordu. | TED | ولقد كانت لديه القدرة على استخدام الحجر على نحو فعال كأدوات. |
| Ve bu da bir Japon bahçesi. taşları görüyor musunuz? | Open Subtitles | وهذه حديقه يابانيه ألا ترى كل هذه الحجاره |
| Doğru kurbanları ve taşları seçiyor. | Open Subtitles | انه يختار الضحايا بعنايه شديده و يختار المجوهرات الصحيحه |
| Elmaslar ve değerli taşları çok araştırdım. | Open Subtitles | نعم، لقد بحثت كثيرا في موضوع الماس وتعلمت عنه الكثير |
| Şu taşları şuradaki herhangi iki yere yerleştireceğimizi tahmin ediyorum. | Open Subtitles | هذا تخمين، علينا وضع هذين الحجرين بأي حفرتين من هذه الحفر |
| Litotripsi -- her yıl binlerce insanı bıçak altına yatmaktan kurtarıyor, taşları yüksek-yoğunluklu ses kullanarak toz haline getiriyor. | TED | ولتفتيت الحصوات .. مغنية الكثير من الاشخاص عن الخوض في عمليات جراحية عن طريق استخدام الصوت المركز جداً لتفتيف الحصوات |