Genç adam bir tabak düşürüyor ve ekmek teknesini kaybediyor. | Open Subtitles | إذا هذا الشاب سقط صحن واحد سيتم طرده من هنا. |
Koruyucu ailem, tabak kırdığım için, iki gün araba bagajına kilitlemişlerdi. | Open Subtitles | لقد حبسني والدي بالتبني في صندوق السيارة ليومين عندما كسرتُ طبقاً |
Bayan Sullivan, bu bir tabak, bunun için bir çocukla kavga edilir mi? | Open Subtitles | هذا الطبق أو غيره لا يستحق أن تتعاركين مع طفلة مسكينة من أجله |
"Tam oradayken, mavi tabak spesyalinin artıklarına bulanmışken..." "...şunu düşündüm: Buna değer miydi?" | Open Subtitles | هنالك كنتُ، مُغطى بنفايات الأطباق المُميّزة، أسأل نفسي، أكان يستحقّ كلّ ذلك العناء؟ |
Bu 8 dolarlık tabak için mahkemede avukatlara bin dolara vereceksiniz. | Open Subtitles | هذا الصحن ذو الـ8 دولارات سيكلفكما ألف دولار في المكالمات والقضايا |
Sadece dört tabak yediniz diye beğenmediğinizi düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لقد أكلتَ أربعة صحون فقط كنت أعتقد في البداية أنّك لم تُحبـه |
Bu işe üç kuruşa tabak yıkayarak başladım. | Open Subtitles | بدأت بغسل الصحون مقابل قطعة من فئة 0.05 دولار للساعة الواحدة |
Bir tabak kızartılmış cırcırböceği ile karşılaşan çoğu insan bugün hala irkilebilir, tüm o bacakların ve duyargaların dişleri arasına takıldığını düşündüğünde. | TED | في مواجهة صحن مليء بالصراصير المقلية يتراجع معظم الناس متخيلين أرجل الصراصير وقرون استشعارها وهي تعلق بين أسنانهم. |
Şimdi bu adama kim bir tabak yemek getirecek. | Open Subtitles | الآن، من سيجلب لهذا الرجلِ صحن من الغذاءِ. |
Koca bir tabak kızarmış patates ve muzlu süt. | Open Subtitles | .صحن كبير من البطاطس المقلية مع مشروب غازي |
Ve şimdi arkasını dönecek, gözlerini kapayacak, ve gözleri kapalıyken yerde duran bir tabak bulacak. | TED | والآن سوف يقوم .. بالتحرك مُغلقاً عينيه لكي يجد طبقاً على الأرض .. وعينيه مغلقتان |
Ödeyecek paran varsa, sana bir tabak fasulye vereyim. | Open Subtitles | إذا كانت لديك نقود، سأعطيك طبقاً من الفاصوليا |
tabak kalsın, Scarlett. Eminim mutfakta, aynısından daha vardır. | Open Subtitles | لا تخدشي الطبق يا سكارليت أنا متأكد أن هناك المزيد في المطبخ |
Kökeni Hindistan'dır. tabak fırlatıp vurma işinin. | Open Subtitles | ان أصولها تعود إلى الهند لعبة رمي الأطباق |
Lütfen önce yemeğinizi ısıtıp, yeyin. Büyük tabak Shigehiko için. | Open Subtitles | من فضلك سخن عشاءك ان الصحن الأكبر من اجل شيجيهيكو |
Evine geldiğimde Red Sox tabak havlularını, bardaklarını ve Yankee tuvalet kağıdını görmüştüm. | Open Subtitles | و رأيت مناشف و صحون الجوارب الحمراء و الكاسات وورق المرحاض الأمريكي يشبه كما لو أنك تعيش في محل هدايا الأمر أسوأ من ذلك |
Patronunun seni fırında pişirmesi için kaç tabak kırman gerek acaba? | Open Subtitles | كم من الصحون تعمل أنت يجب أن تنكسر قبل أن يرميك رئيسك في فرن؟ |
Ama senin için sana zarar vermeyen sebzelerden bir tabak hazırladım. | Open Subtitles | ولكنني أعددت صحناً مميزاً من الخضروات المفيدة لك |
Olabilir. 4 gün içinde 12 tabak kırdım. | Open Subtitles | انت لا تمزح انا بعمل من هناك منذ 4 أيام وكسرت دستة أطباق تقريباً |
Yanıldığımı umarım, Bayan McBain, ama burayı bir tabak fasulyeye satmaya meyillisiniz. | Open Subtitles | اتمني ان اكون علي خطأ سيدة ماكبين لكنكِ علي وشك ان تبيعي هذا المكان بمُقابل طبقا من الفول |
Fırına senin için bir tabak koydum ve burada kimseyi umursamayan... birini aptal gibi bekledim. | Open Subtitles | وضعت طبقًا في الفرن لأجلك، وجلست هنا كالحمقاء منتظرةً شخصًا لا يلقي بالًا لأيّ أحد. |
Adı Erol tabak. Konsolosluk şehir merkezinde. | Open Subtitles | -اسمه (إرول تاباك) والقنصليّة بوسط المدينة |
Buğusu üzerinde bir tabak dürüstlüğe ne dersin, bulduğunuz telefondan başlayabilirsin mesela. | Open Subtitles | مارأيك بطبق كبير ومتبخر من الحقيقة ابتداءاً من هذا الجوال المعثور عليه |
Size, yakında ödül alacak bir tabak barbekü ikram edebilir miyim? | Open Subtitles | يمكن انني أثير اهتمام صرخة بصحن قريبا لكي يكون شواءا فائز بالجوائز؟ |
Yine de, Amerikalılar tabak manyağına döndüşer, hatta öğle yemeği yiyen bilim adamları bile. | TED | الى الان لازال في أمريكا الكثير من مجانين الاطباق الفضائية حتى اشهر العلماء الذي كان يتناول الغداء |