"tava" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقلاة
        
    • المقلاة
        
    • مقلى
        
    • المسطّح
        
    • المقالي
        
    • مقلاه
        
    • ووك
        
    • فريبان
        
    • خزفي
        
    • والمقالي
        
    Senin dokunduğun tava daha sıcaktı, ama onun da yediği mum büyüktü. Open Subtitles اعنى , انت بالفعل لمست مقلاة مغلية لكنه اكل شمع اكثر منك
    Bazı günler, tava kadar yüzeysel oluyorum, fakat bütün yönlere kilometrelerce uzanabiliyorum. TED في بعض الأيام، أكون أقل عمقا من مقلاة الخبز، ولكني لا أزال أمد النظر لأميال بكل الإتجاهات.
    Çaydanlık, çömlek, tava demlik, kova, kavanoz, tabak. Open Subtitles مغلاة قدر طباخِ مقلاة إبريق شاي سطل جرّة طبق كبير؟
    Fırından çıktıktan sonra baharat ve zeytinyağı ile tavada çevirmelisin ama dökme demir tava kullanman lazım. Open Subtitles بعد أن تخبزه تقلّيه فى الأعشاب وزيت الزيتون لكنك يجب أن تستخدم المقلاة الحديدية
    Evet, olur. Midye tava yapmıştı. Open Subtitles اجل ستكون , اخر وجبة اعدتها لنا كان طعمها مثل البالونات لقد كانت محار مقلى
    Şu ağacın orada kocaman bir "o tava suratını kapasana sen" var. Open Subtitles يوجد جوالٌ كبيرٌ من "اخرس يا ذا الوجه المسطّح" هناك بجانب تلك الشجرة
    HH: Ah, tava atma başka birini suçladığında söylediğin şeydir. TED هوانغ هونغ: رمي المقالي عندما تلوم شخصاً آخر.
    Binbaşı Briggs bir tava dolusu alabalığın beni beklediğini söylüyor. Open Subtitles يقول الرائد "بريغز" أن لديه مقلاة ممتلئة بالسلمون وبها اسمي.
    gücünü boşa harca, seni büyük çirkin kedi balığı üzerinde senin ismin yazan koca bir tava ve içerisinde biraz yağım olacak Open Subtitles اهدري قوتك أيتها السمكة الكبيرة القبيحة عندي مقلاة عليها إسمك
    Mutfağınızda teflon tava var mı? Open Subtitles هل لديك مقلاة مبطنة بمادة التيفال فى مطبخك ؟
    Eğer mantıklı düşünüyor olsaydım, eve geri dönüp ikinci el bir karavan bulup derin bir tava ve biraz da kurabiye alırdım. Open Subtitles إذا فكرت فى الاتجاه الصحيح سأعود من حيث أتيت أبحث عن مقطورة قديمة و أبتاع مقلاة عميقة و بعض الطيور.
    Niye tencere tava da götürmüyorsun? Orada mutfaklar da var. Open Subtitles لما لا تجلب معك مقلاة لديهم مطابخ أيضاً.
    Kolayca ters çevrilerek omlet yapılan bir tava. Open Subtitles مقلاة جعلت من قلب الأومليت أمر سهل للغاية
    Hiç ölçek. Teflon tava kullandım. Open Subtitles ولا واحد بالمائة ، لقد استعملت مقلاة غير لاصقة
    "biraz daha tereyağı koymanız gerekmiyor mu?"... siktir git, konuşan tava. Open Subtitles "أتحتاج حقاً أن تضع كل هذه الزبدة؟" تباً لكِ، أيها المقلاة
    Kızgın tava ve ateşler arasında iken, bana sakin olmamı mı söylüyorsun? Open Subtitles تطلب مني التصرف بلباقة بين المقلاة والنار؟
    Hayır, gerek yok. Sonra dedi ki, tava kirletmediği için ona teşekkür etmeliymişiz. Peki pastırma nasıldı? Open Subtitles ثم قال ان علي ان اشكره لانه لم يلوث المقلاة وكيف كان اللحم؟
    60 tane balık tava olsun. Open Subtitles أعطنى 60 قطعة سمك مقلى
    Şu ağacın orada kocaman bir "o tava suratını kapasana sen" var. Open Subtitles يوجد جوالٌ كبيرٌ من "اخرس يا ذا الوجه المسطّح" هناك بجانب تلك الشجرة
    Bu yüzden tava atma Çin sosyal medyasında çok komik bir şakaydı. TED لذا كانت نكتة مضحكة على وسائل الإعلام الصينية، رمي المقالي.
    Hayatımda gördüğüm en küçük tava. Open Subtitles هذه اصغر مقلاه قد رأيتها بحياتي
    Zehir tava'nın sahibi iki lokanta arasındaki uyumu sembolize etmesi için Barış Kulesi denilen bir yapıya epey para harcadı. Open Subtitles مدير (سيتي ووك) أنشأ حتى ما يسميه "برج السلام" رامزاً بذلك للوئام بين المطعمين
    Aris, hadi uyan. tava. Winston. Open Subtitles "أيرس" , هــيّا "فريبان" , "وينستون" , هــيّا
    Bu çok özel paslanmaz çelik tava setinin fiyatı 499 DM. Open Subtitles هذه المجموعة خزفي رائع يكلف 499 علامات.
    Sanırım şurada birkaç tencere tava görmüştüm. Open Subtitles أعتقد فعلاً بأني شاهدت بعض القدور والمقالي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more