"tek bir yol" - Translation from Turkish to Arabic

    • طريقة واحدة
        
    • طريق واحد
        
    • يوجد سوى طريق
        
    • طريق وحيد
        
    • طريقة واحد
        
    • طريقه واحده
        
    Bu söyleşiyi sürdürecek tek bir yol var... tek yönlü haberleşme. Open Subtitles جاك, هناك طريقة واحدة فقط لإجراء محادثة يكون أحد طرفيها متخفي
    Böylesi bir aşkı kaybettiğinde hayatta kalmak için tek bir yol olur. Open Subtitles هذا النوع من الحب ، عندما تفقديه هناك طريقة واحدة فقط لإنقاذه
    Temyize başvurusundan sonuç çıkmayınca geriye sadece tek bir yol kaldığını biliyordum. Open Subtitles بعد أن استنفذت كل الوسائل عرفت أنه لا توجد سوى طريقة واحدة لإخراجه
    Buradan çıkmak için tek bir yol var. Başka bir yol yok! Open Subtitles فلا يوجد سوى طريق واحد للخروج من هنا فليس ثمة طريق أخر
    Buna emin olmak için tek bir yol var. Oraya geri dönmemizi mi öneriyorsun? Open Subtitles هناك طريقة واحدة للتأكد تقترح أن نعود لهناك
    Onu kurtarabilecek tek bir yol olduğunu fark ettim. Open Subtitles انا ادركت انهُ هناك طريقة واحدة لإنقاذها
    Kendinle barışık olman için sadece tek bir yol var. Open Subtitles هنالك طريقة واحدة فقط يمكنك بها العيش مع نفسك
    Çünkü önceden hayatta olmak istediğimiz yere giden tek bir yol olduğunu sanardım. Open Subtitles هذا لأنني اعتقدت ان هناك طريقة واحدة فقط. كي تعرف ما تريده من هذه الحياة.
    Çünkü önceden hayatta olmak istediğimiz yere giden tek bir yol olduğunu sanardım. Open Subtitles هذا لأنني اعتقدت ان هناك طريقة واحدة فقط. كي تعرف ما تريده من هذه الحياة.
    Zombileri durdurup arkadaşlarını kurtarman için sadece tek bir yol var. Open Subtitles لا يوجد سوى طريقة واحدة لوقف الكسالى وإنقاذ أصدقائك.
    Daima birlikte olacağınızdan emin olmanı sağlayacak tek bir yol var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة لتتأكد بأنكما ستظلان معاً للأبد
    tek bir yol var bunu bitirmenin. Open Subtitles لا يوجد سوى طريقة واحدة إنهاء ابنه راندير العداء.
    Pekâlâ, bundan kurtulmak benim için tek bir yol var hayvan gibi acımasız olmam gerekiyor. Open Subtitles حسناً ، هناك طريقة واحدة فقط . للخروج من هذا المأزق ، انا فقط سوف اصبح قاسياً
    Aracı durdurmak için tek bir yol olduğunu ve küçük, etrafı çevrili bir alanda olursa yaralanma şansının belirgin oranda düşeceğini biliyor. Open Subtitles كان يعرف أن هناك طريقة واحدة فقط يمكننا أن نوقف تلك السيارة، واذا كان في، مساحة صغيرة مغلقة،
    Saldırmamasından emin olmak için tek bir yol... Open Subtitles ‫هناك طريقة واحدة ‫لضمان عدم قيامها بذلك
    Kültür Devrimi'nde hayatta kalmayı başardıktan sonra, onlar kesinlikle mutluluğa giden tek bir yol olduğuna körü körüne inanıyorlardı: bu da güvenli ve dolgun maaşlı bir işti. TED بعد نجاتي من الثورة الثقافية ، اعتقدا وبشده أنه يوجد طريق واحد للسعاده : وظيفة امنة براتب جيد.
    Hey Bert, seni geri zekâlı, tek bir yol var, biz de o yolun üzerindeyiz. Open Subtitles بيرت , أيُها الوغد . هُناك طريق واحد فقط و نحن فى طريقنا إليه
    Onu tamamen ortadan kaldırmak için tek bir yol var, ve bu yolu bilen tek insan benim. Open Subtitles هناك طريق واحد فقط, لوضع حد لهذا إلى الأبد وأنا الوحيد الذى يعرف هذا الطريق
    Ama ne yazik ki kuzeye giden tek bir yol var. Open Subtitles للأسف، طريق وحيد إلى الشمال.
    Eğer araştırmayı tamamlamayı reddediyorsanız o zaman benim işime yarayacağınız tek bir yol var. Open Subtitles إذا رفضت إكمال البحث هناك طريقة واحد فقط ستكون مفيدة لي
    Öğrenmek için tek bir yol var. Open Subtitles حسنا , هنالك طريقه واحده الاكتشاف ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more