"tek yönlü" - Translation from Turkish to Arabic

    • اتجاه واحد
        
    • ذهاب فقط
        
    • إتجاه واحد
        
    • بإتجاه واحد
        
    • طرف واحد
        
    • طريق واحد
        
    • بلا عودة
        
    • ما توصلت إليه هو
        
    • أحادي الإتجاه
        
    • بلا عوده
        
    • ذات الاتجاه الواحد
        
    Madde açık bir solucan deliğinden sadece tek yönlü ilerleyebilir. Open Subtitles يمكن للمادة السفر في اتجاه واحد خلال ثقب دودي مفتوح
    Eğer elimiz boş dönersek bu tek yönlü bir yolculuk olacak. Open Subtitles ،اذا لم نعد بأي شيء ستكون رحلة ذهاب فقط من الأساس
    Normalde tek yönlü bir yolun ters yönünde 100 kilometreyle gidilmez. Open Subtitles عادة ، لن تسرعى حتى 65 فى طريق خاطئ بشارع إتجاه واحد
    Burası tek yönlü bir cadde. Caddenin sonuna kadar gitmeliyiz. Open Subtitles أنه شارع بإتجاه واحد يجب أن ألتف الى المبنى
    Çocuğum, insanları anlamak, ...tek yönlü bir yol değildir. Open Subtitles يا صبي, عندما يتعلق الأمر بمعرفة الناس لا يوجد شيء اسمه من طرف واحد
    Ama gerçek aşk tek yönlü değildir, iki yönü vardır. Open Subtitles ‎لكن الحب الحقيقي ليس له طريق واحد أبداً.. بل طريقان.
    Her zaman tek yönlü bir seyahat olma ihtimali vardı. Open Subtitles لكن دائماً كان هناك احتمال بأن تكون رحلة بلا عودة
    Bunlar tek yönlü küçük moleküler taşıyıcılardır. TED انها جزيئات صغيرة ساعية تسير في اتجاه واحد
    Ancak bu harika erişimle birlikte yaratıcı ve tüketici arasında bir bölünme oluşmasını sağladık ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi. TED لكن مع العملية المدهشة، سمحنا بالفصل بين المنشئ و المستهلك. والعلاقة فيما بينهما أصبحت في اتجاه واحد.
    Bu da, çevremizden evlerimize ve şehirlerimize tek yönlü bir enerji akışı olduğu anlamına geliyor. TED وهذا يعني أن هناك اتجاه واحد لنقل الطاقة من بيئتنا الى بيوتنا ومدننا.
    Ya da Sao Paulo’dan Johannesburg’a veya Londra’ya tek yönlü bir uçuşun salacağı kadar. TED او رحلة طائرة, ذهاب فقط, من ساو باولو الى جوهانسبرج اول الى لندن ذهاب فقط.
    Bir saatten az zaman sonra adayı terkedecek, denizaltı ile. Ve bu tek yönlü bir yolculuk. Open Subtitles بعد أقل من ساعة سيغادر هذه الجزيرة على تلك الغواصة، و هي رحلة ذهاب فقط
    Hava alanından Samuel Grimes adına Middletown'a kadar tek yönlü bir oto kiralanmış. Open Subtitles ميزانية المطار تقول انها أستأجرت سيارة الى صمويل جيرمز ذهاب فقط بأجر بسيط فى وسط المدينة
    Telefon görüşmesinin akustik analizi kavga seslerinin tek yönlü olduğunu gösteriyor. Open Subtitles التحليل الصوتي للمكالمة تدل على أن صوت الشجار كان في إتجاه واحد فقط
    Bana sağ dönmemi söylediğiniz için şimdi tek yönlü sokakta sıkışıp kaldık. Open Subtitles لقد قلت لى أن أسلك هذا اليمين و الآن نحن عالقون في شارع ذات إتجاه واحد
    O'nu indirmek zorundaydım çünkü bu cadde tek yönlü bir cadde, sonra eve geldiğimde kapının kilitli olduğunu gördüm. Open Subtitles كان عليّ إيصالها، لأنّ الطريق ذا إتجاه واحد فقط، و حينما عدت، رأيتُ أنّ... أنّ.. باب المنزل كان مفتوحاً
    Avrupa ziyaretimiz cehenneme tek yönlü gidiş geliş olacak. Open Subtitles حَسناً، زيارتنا الأوروبية فقط حَصلَ لها تغيير ستكون بإتجاه واحد للجحيم والعودة
    Söylentilere göre dörtlünün yalnızca kendileri için yaptığı ve acil durumlarda kullandıkları tek yönlü gizli bir giriş varmış. Open Subtitles كانت هناك شائعات عن مداخل سرّية احتفظ بها الأربعة لأنفسهم فقط تذكرة بإتجاه واحد فى حالات الطوارئ
    Sana tek yönlü bir yol olmadığını söylemiştim. Open Subtitles حول ما هو داخل قلبك قلت لك ليس هناك مايسمى بعلاقة من طرف واحد
    Tartışmak isteyebilirsin, ama şansımıza bu tek yönlü bir konuşma. Open Subtitles لكن لحسن الحظ هذه محادثة من طرف واحد -هل يمكنني الاعتماد عليك؟
    Aşkın tek yönlü olmadığını bana sen söylemiştin. Open Subtitles أنت نسيت. ‏ ‎أنت الشخص الذي أخبرني أن الحب ليس له طريق واحد.
    Su mezarına tek yönlü bir bilet almış olursun. Open Subtitles بذلك تشتري لنفسك تذكرة بلا عودة لزيارة مقبرة مائية
    Bir hafta geçti, ve bulabildiklerimin hepsi sadece Piheldelphia'dan Ricmond'a tek yönlü bilet mi? Open Subtitles أسبوع من العمل، وكل ما توصلت إليه هو رحلة طيران من (فيلادلفيا) إلى (ريتشموند)؟
    Onu tek yönlü bir yola çeviremezsin. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ فقط تَجْعلُه a شارع أحادي الإتجاه. فكّرْ بكُلّ الحوادث أنت causin '.
    Bu arkadaş bölgesine giden birinci sınıf tek yönlü bir bilet. Open Subtitles هذه تذكرة درجة اولي لذهاب بلا عوده لمنطقة الاصدقاء
    Evet, Sarah. Sadece tek yönlü valfleri ara. Open Subtitles المسح الضوئي فقط للصمامات ذات الاتجاه الواحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more