| Hayale karşı koyan dört yıllık bir efsaneden sonra, balıkçı teknesi süsü verilmiş bir gemi denize açıldı. | TED | فبعد اربعة اعوام,مثل ملحمة تحدت الخيال, انزلق قارب الى البحر مُتتكر في هيئة مركب صيد |
| Bolca su, balık avlama köprüsü, balıkçı teknesi ve tarpon balığı. | Open Subtitles | الكثير من الماء و الكثير من جسور الصيد و قارب صيد السمك و سمك التربون المتداول |
| Karşınızda muhteşem balıkçı teknesi SS Mutluluk'un kaptanı duruyor. | Open Subtitles | ترى أمام عينيك سعادة قائد قوات العاصفة قارب صيد غير عادي |
| Destek teknesi güvenli bir mesafeye çekilirken, ...ekip batışı çekebilmek için dalıyor. | Open Subtitles | غاص الطاقم، مستعدّين لتصوير هبوطها بينما يتحرّك مركب الدعم بعيداً لمسافة آمنة. |
| Tur teknesi kiralarım sen de bir kulüpte şarkı söylersin. | Open Subtitles | إذاً أنا أنسى القارب و أنت تحصلين على عمل بملهى |
| İki korsan teknesi bize yaklaşıyor muhtemelen arkalarında ana gemi var. | Open Subtitles | ثمة قاربين للقراصنة يقتربان منّا مع إحتمالية وجود سفينة كبيرة ترافقهم. |
| teknesi henüz yeni gelmişken onu nerede bulacağını nereden biliyordu? | Open Subtitles | كيف عرف مكانها, وقد كان قاربه قد وصل للتو هنا |
| Ama McKussic'in teknesi oradaymış. | Open Subtitles | ولكن أخبرونى بأن السيد ماكيوزيك .لديه قارب داخل مخزنه |
| Şafakta Murano ve bir sürat teknesi. | Open Subtitles | الفجر. أي قارب سريع إلى مورانو عند الشروق. |
| Babamın teknesi çoktan aile mezarlığını boylamıştır sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن قارب أبى أحيل إلى التقاعد وأصبح فى مقابر العائلة |
| Muhabirimizin öğrendiğine göre fırtınadan sadece bir karides teknesi sağlam çıktı. | Open Subtitles | ولقد علمنا أن قارب جمبرى واحد نجا من العاصفة |
| - Bana bin galon yakıta mal olan tekne mi? - Evet, değişime uğramış adamın teknesi. | Open Subtitles | القارب اللذي كلفني الف غالون من الوقود اجل قارب الغريب |
| -Bay Walker diye bir adam. Meksika'da bir balıkçı teknesi var. | Open Subtitles | رجل يدعى السيد واكر يملك قارب صيد خارج المكسيك |
| teknesi büyük diye bütün deniz kendisinin sanıyor. | Open Subtitles | لأنه حصل على قارب أكبر انه يعتقد انه يمكن أن يستغرق النهر كله. |
| Bir adamın kurdu, kuzusu ve otu var ve nehri geçmek istiyor ama teknesi tek seferde sadece birini taşıyabiliyor. | Open Subtitles | رجل لديه ثعلب وأرنب وملفوف ويريد أن يعبر النهر ولكن القارب لايستطيع إلا أن يأخذ كل واحداً منهم على حدا |
| Bu bir Rus, ağlı balıkçı teknesi Rusya sularında morina için avlanıyor ve Kuzey Atlantik'e giriyor. | TED | إنها سفينة صيد روسية ربما تصيد سمك القُد في المياه الروسية، ثم تعبر أعالي بحار شمال الأطلسي. |
| - Bununla yetin. - teknesi şimdi nerede? | Open Subtitles | ـ أحاول الإستئناس بها ـ أين يرسوا قاربه الآن ؟ |
| Bir teknesi varsa, diğer teknelerin arasında kaynamak isteyecektir. | Open Subtitles | حسناً لنقل انه سيستخدم قارباً مازال بحاجة إلى الاختلاط بالاخرين |
| Bir de kaçamak yaptığı bir teknesi. Ne zaman istersem kullanabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | و فيها حجرة لتخزين المحاصيل و زورق صغير و قال لي أنه يمكنني أستخدامه في أي وقت أريده |
| Yıllardır öyleydi. Bu yüzden başka tur teknesi yok. | Open Subtitles | وهو كذلك منذ سنوات ولهذا لا توجد قوارب رحلات أخرى |
| Cayman Adalarından. Limanda teknesi var. | Open Subtitles | سايمن الجزيرى يبقى المركب فى الميناء |
| Jack'in üç erkek kardeşiyle ortak bir balıkçı teknesi varmış. | Open Subtitles | جاك كان يملك قاربا لصيد السمك مع اشقاءه الثلاثة |
| Aslında, Janis'i öldürmeye çalıştı. Bu onun teknesi. | Open Subtitles | -حقيقة، شخص ما حاول قتل "جانيس " هذا قاربها |
| Şu arkadaşın teknesi varmış ve Yunanistan'a kaçakçılık yapıyormuş. | Open Subtitles | صديقنا هنا لديه قاربًا "يقوم بتهريب الناس إلى "اليونان |
| Enzomodan elçisi bütün mürettebatı sindirmiş ama talihsiz şekilde bir cankurtaran teknesi boğazına takıldığı için boğulmuş. | Open Subtitles | لذا قضى سفير الإنزومودن على كامل الطاقم وبعدها إختنق للإسف بقارب نجاة، لذا.. |
| Tersanede bir sürü teknesi var. | Open Subtitles | لديه تلك المراكب علي الرصيف الجاف |
| ..Kadillak'ı, evi ve teknesi olan önemsiz, sefil hıyarlar olarak kaldılar. | Open Subtitles | أصبح شخصاً أحمق مثيراً للشفقة بسيارة كاديلاك جديدة، ومنزل وقارب |