"torunlarını" - Translation from Turkish to Arabic

• أحفادك
• أحفاده
• حفيدهما
• أحفاد
• أحفادها
• احفادك
• احفادهم

Bundan böyle, torunlarını ziyaret etmek istersen bizim çiftliğimizde ve gözetimimiz altında görebilirsin.
من الآن وصاعداً، إن أردتي زيارة أحفادك ستفعلين هذا في مزرعتنا، تحت إشرافي

Geriye gidip onların doğumlarını veya ileriye gidip torunlarını görebilirsin.
لذا يمكنك العودة للماضي ورؤيتهم يولدون، أو السفر عبر المستقبل ورؤية أحفادك.

Evet, hayattayken torunlarını görmeni ben de istiyorum.
أجل أريدك أن تكوني حية لكي تري أحفادك

Aksi halde tarihte torunlarını reddeden, ilk büyükbaba olarak lanetleneceğim.
واللعنةعليّإن كنتُأوّلجَد.. في تاريخ البشر يحرم أحفاده من شيءٍ يُحبّوه

Babamın çalışma masasında aynından var ve sürekli değişen bir şekilde torunlarını her gün görebiliyor.
لدى والدي هذا على درج مكتبه، وهو يرى أحفاده كل يوم، يتغيرون باستمرار.

Pekala, iki iyi insan torunlarını almak için geliyorlar ve sen aniden uluslararası bir kaçak olmak istiyorsun, öyle mi?
حسنا.. اذن شخصان لطيفان ظهرا ليأخذا حفيدهما

Bir seri katilin torunlarını doğurmamak için nişanlım beni terk etmişti.
ـ وخطيبتي هجرتني لأنها لا تريد أن تربي أحفاد لسفاح

Annenizin torunlarını kilisede büyütmesinin teşvik edici olacağını farz ediyorum.
أتوقع بأن أمك ستشجع جداً أن يتربّى أحفادها في الكنيسة

Anne, bu bizim ailemiz ve torunlarını görmen iyi olur.
تعلمين اننا لا نختلط معهم ...امي هذة عائلتنا وسيكون جيداً ان تري أحفادك

Lütfen artık gelip, torunlarını da gör olur mu?
ستأتي لزيارة أحفادك قريباً

Bir daha torunlarını görmeyeceksin.
لن ترى أحفادك مجدداً يا رجل

torunlarını tekrar göreceğini düşün.
فكر فى رؤية أحفادك ثانية

torunlarını getirdim sana.
هؤلاء هم أحفادك

torunlarını görebileceksin, Jackie. Merak etme, buna izin vereceğim.
سوف ترين أحفادك جاكي

Hey! Ben hiç bir zaman iki yıldızlı bir generalin torunlarını kaçırarak şantaj yapmadım.
إننى لم يسبق لى أن هددت جنرالا بخطف أحفاده قبلا

Bizim işimiz kucağında torunlarını zıplamasını sağlamak değil ölüm hücresine geri dönecek kadar sağlığına kavuşturmaktır.
ليست مهمتنا أن نحرص على أن يلاعب أحفاده بل أن نعالجه بم يكفي لإعدامه

Babamı sakinleştirmeye çalıştım. Ama insanlar ondan torunlarını çaldı.
لقد حاولت أن أبقى والدى هادئاً ولكنكم سرقتم منه أحفاده

300 dolarların çalıp torunlarını dövdükten sonra almazlara tabii.
لن يأخذوكِ. $ليس بعد أن سرقتِ 300 وضربتِ حفيدهما.

Babamın hala yaşıyor olup torunlarını görebileceğini ve onları balığa götürebileceğini düşündüm hep.
وماذالو كانعاش أبي ، ليرى أحفاد ، ليصحبهم للصيد.

Bana torunlarını anlatmaya başladı. Aklım karıştı.
وبدأت تحكي لي عن أحفادها وهذا الشيء صدمني بشدة

torunlarını göremezsin.
ستموت ولن تتمكن من رؤية احفادك

Bazı insanlar torunlarını çocuklarından daha çok sever.
بعض الاجداد يحبوا احفادهم اكثر من ابنائهم